|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
seçimde oyların çoğunu kazanma |
landslide i.
|
|
2 |
Genel |
hileyle kazanma |
wangling i.
|
|
3 |
Genel |
açıklık kazanma |
clarification i.
|
|
4 |
Genel |
gerçeklik kazanma |
realization i.
|
|
5 |
Genel |
kazanma şansı az olan kimse/takım |
underdog i.
|
|
6 |
Genel |
para kazanma |
earning money i.
|
|
7 |
Genel |
kazanma ihtimali zor olan |
dark horse i.
|
|
8 |
Genel |
meslekte kazanma gücü kaybı |
the loss of the earning capacity in the profession i.
|
|
9 |
Genel |
toprak kazanma |
land reclamation i.
|
|
10 |
Genel |
yeniden kazanma |
retrieval i.
|
|
11 |
Genel |
kurallara uygun ama haksız kazanma |
gamesmanship i.
|
|
12 |
Genel |
meslekte başarı kazanma |
career i.
|
|
13 |
Genel |
arazi kazanma |
land reclamation i.
|
|
14 |
Genel |
arazi kazanma |
reclamation i.
|
|
15 |
Genel |
zafer kazanma |
gloriation i.
|
|
16 |
Genel |
geri kazanma |
recuperation i.
|
|
17 |
Genel |
geri kazanma |
recovery i.
|
|
18 |
Genel |
saati ileri alarak zaman kazanma |
daylight saving time i.
|
|
19 |
Genel |
meslekte kazanma gücü kaybı |
vocational incapacity/inability i.
|
|
|
20 |
Genel |
hız kazanma |
run-up i.
|
|
21 |
Genel |
kazanma olasılığı az olan yarışmacı |
outsider i.
|
|
22 |
Genel |
atyarışında eşek diye tabir edilen ve kazanma olasılığı olmayan at |
outsider i.
|
|
23 |
Genel |
para kazanma hırsı |
ambition to make money i.
|
|
24 |
Genel |
kazanma sanatı |
art of winning i.
|
|
25 |
Genel |
gerçeklik kazanma |
realisation i.
|
|
26 |
Genel |
kötü bir amaç uğruna insanların sevgisini kazanma |
charm offensive i.
|
|
27 |
Genel |
yeniden kazanma |
reacquisition i.
|
|
28 |
Genel |
yeniden kazanma |
readeptation [obsolete] i.
|
|
29 |
Genel |
yeniden kazanma |
reattainment i.
|
|
30 |
Genel |
yeniden kazanma |
regain i.
|
|
31 |
Genel |
geri kazanma |
regaining i.
|
|
32 |
Genel |
yeniden kazanma |
regaining i.
|
|
33 |
Genel |
geri kazanma |
regainment i.
|
|
34 |
Genel |
yeniden kazanma |
regainment i.
|
|
35 |
Genel |
ustalık kazanma |
mastering i.
|
|
36 |
Genel |
güven kazanma |
winning i.
|
|
37 |
Genel |
bağlılığı kazanma |
winning i.
|
|
38 |
Genel |
zafer kazanma veya dünyayı kurtarmaya mukadder olan belirli bir amaca olan inanç |
messianism i.
|
|
39 |
Genel |
çok para kazanma yeteneği olan kimse |
midas i.
|
|
40 |
Genel |
para kazanma |
moneymaking i.
|
|
41 |
Genel |
para kazanma |
money-making i.
|
|
42 |
Genel |
güç kazanma |
revalescence i.
|
|
43 |
Genel |
bir kredi kartıyla puan kazanma amaçlı kolayca paraya çevrilecek ürünler satın alıp borcunu onunla ödeme |
manufactured spending i.
|
|
44 |
Genel |
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program |
graves registration program i.
|
|
45 |
Genel |
kumarda kazanma |
hit i.
|
|
46 |
Genel |
saygınlık kazanma |
coming-of-age i.
|
|
47 |
Genel |
şöhret kazanma |
coming-of-age i.
|
|
48 |
Genel |
müsabakayı kazanma ihtimalinin yüksek olması |
contention i.
|
|
49 |
Genel |
kazanma ihtimali yüksek oyuncu |
fave i.
|
|
50 |
Genel |
kazanma olasılığı yüksek yarışmacı |
possibility i.
|
|
51 |
Genel |
kazanma olasılığı yüksek aday |
possibility i.
|
|
52 |
Genel |
mücadele verilmesi halinde mevcut olan kazanma ihtimali |
fighting chance i.
|
|
53 |
Genel |
kazanma lehindeki olasılık |
percentage i.
|
|
54 |
Genel |
yarış kazanma beklentisi olmayan at |
stiff i.
|
|
55 |
Genel |
-e karşı kazanma şansı olmak |
have a chance to win against someone f.
|
|
56 |
Genel |
kazanma yolunda ilerleme kaydetmek |
make time f.
|
|
57 |
Genel |
kazanma ile ilgili |
acquisitional s.
|
|
58 |
Genel |
kazanma olasılığı eşit olan |
odds-on s.
|
|
59 |
Genel |
kazanma olasılığı az olan |
odds-on s.
|
|
|
60 |
Genel |
kazanma ihtimali fazla olan |
fave s.
|
|
61 |
Genel |
(kazanma ünlemi olarak) tanrım! |
domino ünl.
|
|
Phrases |
|
62 |
İfadeler |
kazanma şansı olan |
in the running expr.
|
|
Colloquial |
|
63 |
Konuşma Dili |
kazanma azmi |
determination to win i.
|
|
64 |
Konuşma Dili |
seçimi/yarışı kazanma |
blow-out i.
|
|
65 |
Konuşma Dili |
seçimi/yarışı kazanma |
blowout i.
|
|
66 |
Konuşma Dili |
briçte bir oyunda on üç elin hepsini kazanma |
grand slam i.
|
|
67 |
Konuşma Dili |
sporda bir yılda gerçekleşen tüm büyük şampiyonlukları/turnuvaları kazanma (özellikle tenis ve golfte) |
grand slam i.
|
|
68 |
Konuşma Dili |
herkesin kazanma şansı olduğu oyun |
anyone's game i.
|
|
69 |
Konuşma Dili |
kazanma isteği |
will to win i.
|
|
70 |
Konuşma Dili |
kazanma hevesi |
will to win i.
|
|
71 |
Konuşma Dili |
kazanma şansı az olana oynamak |
take odds f.
|
|
72 |
Konuşma Dili |
kazanma veya kaybetme olasılığı yüksek olmak |
stand a fair chance of f.
|
|
73 |
Konuşma Dili |
kazanma şansı az olana bahse girmek |
take odds f.
|
|
74 |
Konuşma Dili |
kazanma şansı olmak |
be in the running for f.
|
|
75 |
Konuşma Dili |
kazanma olasılığı yüksek olmak |
stand a good chance of f.
|
|
76 |
Konuşma Dili |
kazanma şansı olmamak |
be on a hiding to nothing f.
|
|
77 |
Konuşma Dili |
(spor müsabakasında) kazanma şansını sıkıntıya sokmuş |
in the hole s.
|
|
78 |
Konuşma Dili |
kazanma olasılığı diğerlerinden yüksek olan |
odds-on s.
|
|
79 |
Konuşma Dili |
kazanma hırsıyla yanıp tutuşan |
on the make expr.
|
|
80 |
Konuşma Dili |
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) |
double or nothing expr.
|
|
81 |
Konuşma Dili |
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) |
double or quits [uk] expr.
|
|
82 |
Konuşma Dili |
oyunda kazanma şansı hala olan |
in the game expr.
|
|
83 |
Konuşma Dili |
sağlığını geri kazanma |
(oneself) again expr.
|
|
Idioms |
|
84 |
Deyim |
kazanma şansı çok yüksek |
a sure bet i.
|
|
85 |
Deyim |
kazanma ihtimali olmayan durum |
no-win situation i.
|
|
86 |
Deyim |
kazanma ihtimali olmayan durum |
lose-lose situation i.
|
|
87 |
Deyim |
kazanma şansı çok yüksek |
a safe bet i.
|
|
88 |
Deyim |
kazanma ihtimali rakiplerinden fazla olan |
odds-on favorite i.
|
|
89 |
Deyim |
yeterli kazanma şansı |
sporting chance i.
|
|
90 |
Deyim |
son anda kazanma |
garrison finish i.
|
|
91 |
Deyim |
formunu geri kazanma |
return to form i.
|
|
92 |
Deyim |
eski üstün başarısını geri kazanma |
return to form i.
|
|
93 |
Deyim |
(biri) hız kazanma |
wind at (one's) back i.
|
|
94 |
Deyim |
çok para kazanma yeteneği |
golden touch i.
|
|
95 |
Deyim |
kazanma şansı |
a fighting chance i.
|
|
96 |
Deyim |
sadece iki kişinin kazanma şansı olan yarış/mücadele |
a two-horse race i.
|
|
97 |
Deyim |
kazanma şansı |
fighting chance i.
|
|
98 |
Deyim |
hızlıca çok para kazanma |
get-rich-quick i.
|
|
99 |
Deyim |
gözünde değer kazanma |
good graces i.
|
|
100 |
Deyim |
takdirini kazanma |
good graces i.
|
|
101 |
Deyim |
sağlığını tekrar kazanma |
the land of the living i.
|
|
102 |
Deyim |
sonunculuk ödülü kazanma |
the wooden spoon [uk/australia] i.
|
|
103 |
Deyim |
(birinin) antipatisini kazanma/çekme |
the wrong side of (someone) i.
|
|
104 |
Deyim |
(birinin) antipatisini kazanma/çekme |
wrong side of someone i.
|
|
105 |
Deyim |
sporda rakibe hiç sayı vermeden kazanma ya da artarda böyle galibiyetler almak |
keep a clean sheet f.
|
|
106 |
Deyim |
hiç kazanma şansı olmamak |
not have a snowball's chance in hell of winning f.
|
|
107 |
Deyim |
hiç (kazanma) şansı olmamak |
not have a prayer (of winning) f.
|
|
108 |
Deyim |
kazanma şansı az da olsa şansını denemek |
chance one's arm f.
|
|
109 |
Deyim |
kazanma ihtimali olmayan bir mücadeleye girmek |
fight a losing battle f.
|
|
110 |
Deyim |
şampiyonluğu kazanma şansı yüksek olmak |
be in the frame to win the championship f.
|
|
111 |
Deyim |
-e karşı kazanma şansı olmak |
match up against somebody f.
|
|
112 |
Deyim |
kazanma/yapma şansı olmamak |
not have an earthly chance [uk] f.
|
|
113 |
Deyim |
kazanma/yapma şansı olmamak |
stand no earthly chance f.
|
|
114 |
Deyim |
kazanma şansını kaybetmek |
snatch defeat from the jaws of victory f.
|
|
115 |
Deyim |
çok para kazanma yeteneğine sahip olmak |
have (the) golden touch f.
|
|
116 |
Deyim |
yarışı kazanma olasılığı yüksek atı, kişiyi seçmek |
pick a winner f.
|
|
117 |
Deyim |
kazanma şansı olmayan bir durumda olmak |
be (batting) on a losing wicket [uk] f.
|
|
118 |
Deyim |
kazanma şansı yüksek olmak |
be in the frame f.
|
|
119 |
Deyim |
kazanma şansı yüksek olmak |
be in the frame f.
|
|
120 |
Deyim |
kazanma şansı olmamak |
be out of the frame f.
|
|
121 |
Deyim |
başarma/kazanma şansı olmak |
be in the race [australia/new zealand] f.
|
|
122 |
Deyim |
hala kazanma şansı olmak |
be in the race [australia/new zealand] f.
|
|
123 |
Deyim |
kazanma şansı çok yüksek olmak |
be in with a shout f.
|
|
124 |
Deyim |
(bir şeyi) kazanma/yapma şansı çok yüksek olmak |
be in with a shout (of something/of doing something) f.
|
|
125 |
Deyim |
baştan beri kazanma şansı olmamak |
be left at the post f.
|
|
126 |
Deyim |
kazanma şansı az da olsa şansını denemek |
chance your arm f.
|
|
127 |
Deyim |
kazanma şansı az da olsa şansını denemek |
chance your luck f.
|
|
128 |
Deyim |
(bir şeyi) kazanma şansı olmak |
be in contention (for something) f.
|
|
129 |
Deyim |
(bir şeyi) kazanma şansı olmamak |
be out of contention (for something) f.
|
|
130 |
Deyim |
kazanma ihtimali olmayan |
no-win s.
|
|
131 |
Deyim |
kazanma şansı yüksek |
in the frame s.
|
|
132 |
Deyim |
(yarış) kazanma şansına sahip |
in the running s.
|
|
133 |
Deyim |
kazanma şansı olmayan |
hiding to nothing s.
|
|
134 |
Deyim |
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek |
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr.
|
|
135 |
Deyim |
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek |
the odds are stacked in favor of somebody/something expr.
|
|
136 |
Deyim |
hala (kazanma) şansımız var |
anything can happen expr.
|
|
137 |
Deyim |
hala (kazanma) şansımız var |
anything can/might happen expr.
|
|
138 |
Deyim |
kazanma şansı yok |
out of the running expr.
|
|
139 |
Deyim |
kazanma yolunda |
on course to win expr.
|
|
140 |
Deyim |
kelimenin tam anlamıyla ödül olarak kek kazanma |
taking the cake expr.
|
|
141 |
Deyim |
kazanma şansı yüksek olan |
in line for expr.
|
|
142 |
Deyim |
kazanma/başarılı olma ihtimalim düşük/zayıf |
the odds are stacked against me expr.
|
|
143 |
Deyim |
bu işten para kazanma şansı yüksek |
there's gold in them there hills expr.
|
|
144 |
Deyim |
bu işten para kazanma şansı yüksek |
there's gold in them thar hills expr.
|
|
145 |
Deyim |
kazanma şansı olanlar arasında |
in/into the reckoning expr.
|
|
146 |
Deyim |
kazanma şansı olanlar arasında değil |
out of the reckoning expr.
|
|
147 |
Deyim |
kazanma şansı olanlar arasında değil |
out of the reckoning expr.
|
|
148 |
Deyim |
önem, etki, başarı kazanma şansı yok |
out of the reckoning expr.
|
|
149 |
Deyim |
kazanma şansı olmayan bir durumda |
on a losing wicket expr.
|
|
150 |
Deyim |
ödeme yolda (bir zaman kazanma yöntemi) |
the check is in the mail expr.
|
|
151 |
Deyim |
ödeme yapıldı kısa sürede ulaşır (bir zaman kazanma yöntemi) |
the check is in the mail expr.
|
|
152 |
Deyim |
kazanma şansı çok yüksek |
in with a shout expr.
|
|
153 |
Deyim |
iyi bir başarı/başarma/kazanma şansı elde etmiş |
in with a shout expr.
|
|
154 |
Deyim |
kazanma şansı olan |
in the running expr.
|
|
155 |
Deyim |
kazanma şansı olmayan |
out of the running expr.
|
|
156 |
Deyim |
kazanma şansı olmayan |
on a fool's errand expr.
|
|
157 |
Deyim |
kazanma şansı olmayan |
on a hiding to nothing expr.
|
|
158 |
Deyim |
hiç kazanma şansı yok |
no more than a snowball's chance in hell expr.
|
|
159 |
Deyim |
hiç kazanma şansı yok |
not a snowball's chance in hell expr.
|
|
Trade/Economic |
|
160 |
Ticaret/Ekonomi |
beceri ve davranışlarını kazanma süreçleri |
consumer socialization i.
|
|
161 |
Ticaret/Ekonomi |
bir kişinin kazanma gücü |
earning capacity i.
|
|
162 |
Ticaret/Ekonomi |
bir kimsenin gelir kazanma olanaklarını belirlediği varsayılan çeşitli kişisel özelliklerin bileşimi |
d-factor i.
|
|
163 |
Ticaret/Ekonomi |
değer kazanma |
appreciation i.
|
|
164 |
Ticaret/Ekonomi |
ihale kazanma mektubu |
letter of award i.
|
|
165 |
Ticaret/Ekonomi |
kazanma değeri |
earning power i.
|
|
166 |
Ticaret/Ekonomi |
modifiye hızlandırılmış maliyeti geri alma (kazanma) sistemi |
modified accelerated cost recovery system i.
|
|
167 |
Ticaret/Ekonomi |
para kazanma |
money making i.
|
|
168 |
Ticaret/Ekonomi |
temettüye hak kazanma |
dividend entitlement i.
|
|
169 |
Ticaret/Ekonomi |
yeniden değerleme sonucu değer kazanma |
appreciation i.
|
|
170 |
Ticaret/Ekonomi |
zaman aşımı ile kazanma |
prescription i.
|
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
(mikro-ekonomik olarak) sürümden kazanma (büyük ölçekli üretim) |
economies of scale i.
|
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
sahte evrakla para kazanma veya kredi alma |
kiteflying i.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
sahte evrakla para kazanma veya kredi alma |
kiting i.
|
|
174 |
Ticaret/Ekonomi |
komisyon üzerinden (para kazanma) |
on commission zf.
|
|
Law |
|
175 |
Hukuk |
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma |
champerty i.
|
|
176 |
Hukuk |
aslen kazanma |
original acquisition i.
|
|
177 |
Hukuk |
devren kazanma |
acquisition by transfer of title i.
|
|
178 |
Hukuk |
kazanma şansı olmadığı baştan bilinerek açılan dava |
frivolous litigation i.
|
|
179 |
Hukuk |
vatandaşlık kazanma |
gaining citizenship i.
|
|
180 |
Hukuk |
vatandaşlık kazanma |
acquire citizenship i.
|
|
181 |
Hukuk |
güven kazanma |
lustration i.
|
|
182 |
Hukuk |
suların çekilmesi sonucu toprak kazanma |
dereliction i.
|
|
183 |
Hukuk |
tazminat kazanma umuduyla nispeten küçük kazalarda bile mahkemeye başvuran insanların oluşturduğu kültür |
compensation culture i.
|
|
184 |
Hukuk |
nazikçe iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma |
insinuation i.
|
|
185 |
Hukuk |
kurnazca iyilik, sevgi veya nüfuz kazanma |
insinuation i.
|
|
Politics |
|
186 |
Siyasal |
kendi saflarına kazanma |
cooptation i.
|
|
187 |
Siyasal |
kazanma olasılığını artırma amacıyla karar verme sürecinin bağlamı ve yapısının manipüle edildiği siyasi strateji |
heresthetic i.
|
|
188 |
Siyasal |
komünist ilkeler kazanma |
communization i.
|
|
189 |
Siyasal |
komünist ilkeler kazanma |
communisation i.
|
|
190 |
Siyasal |
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme |
strategic voting i.
|
|
191 |
Siyasal |
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme |
strategic voting i.
|
|
192 |
Siyasal |
saati ileri alarak zaman kazanma |
dst (daylight saving time) kısalt.
|
|
Advertising |
|
193 |
Reklam |
kazanma maliyeti |
acquisition cost i.
|
|
Technical |
|
194 |
Teknik |
geri kazanma süresi |
recovery time i.
|
|
195 |
Teknik |
geri kazanma odası |
recovery room i.
|
|
196 |
Teknik |
geri kazanma |
recuperation i.
|
|
197 |
Teknik |
geri kazanma |
recovery i.
|
|
198 |
Teknik |
ısı geri kazanma |
heat recovery i.
|
|
199 |
Teknik |
irtifa kazanma |
zooming i.
|
|
200 |
Teknik |
statik geri kazanma metodu |
static-regain method i.
|
|
201 |
Teknik |
taş yataklı geri kazanma |
rock bed regeneration i.
|
|
Computer |
|
202 |
Bilgisayar |
bilgi kazanma |
knowledge acquisition i.
|
|
203 |
Bilgisayar |
kazanma oranı |
win rate i.
|
|
Telecom |
|
204 |
Telekom |
yetkisiz erişim kazanma programı |
exploit i.
|
|
Television |
|
205 |
Televizyon |
kayıt kazanma |
record gain i.
|
|
Architecture |
|
206 |
Mimarlık |
(uygulama veya moda) yeniden popülerlik kazanma |
revival i.
|
|
Construction |
|
207 |
İnşaat |
arazi kazanma |
land reclamation i.
|
|
208 |
İnşaat |
toprak kazanma |
land reclamation i.
|
|
Automotive |
|
209 |
Otomotiv |
hız kazanma |
pickup i.
|
|
210 |
Otomotiv |
kontrol anahtarını kullanarak hız kazanma |
acceleration using control switch i.
|
|
Medical |
|
211 |
Medikal |
bilincini kazanma |
recovery of consciousness i.
|
|
Psychology |
|
212 |
Psikoloji |
oyunla pratik kazanma teorisi |
practice theory of play i.
|
|
213 |
Psikoloji |
ilaca bağışıklık kazanma |
habituation i.
|
|
214 |
Psikoloji |
uyarana karşı alışkanlık kazanma |
habituation i.
|
|
Biology |
|
215 |
Biyoloji |
gelişiminin türe özgü özellikleri kazanma aşamasındaki embriyo |
typembryo i.
|
|
216 |
Biyoloji |
evrim sürecinde işlev değiştirme veya yeni işlev kazanma |
exaptation i.
|
|
217 |
Biyoloji |
ayrımlaşmamış hücre, doku ve yapıların erişkin biçim ve işlevlerini kazanma süreci |
differentiation i.
|
|
Education |
|
218 |
Eğitim |
yöneticileri tarafından para kazanma amacıyla kurulmuş özel kurumlar |
proprietary college i.
|
|
Environment |
|
219 |
Çevre |
atık azaltma ve geri kazanma |
minimizing waste and recycling i.
|
|
220 |
Çevre |
plutonyum termik geri kazanma programı |
plutonium-thermal recycle program i.
|
|
221 |
Çevre |
uranyum kazanma |
uranium milling i.
|
|
Military |
|
222 |
Askeri |
ehliyet kazanma süresi |
qualifying period i.
|
|
223 |
Askeri |
bir savaşı kazanma kapasitesine etkisi olan personel ve malzeme kapasitesi |
military posture i.
|
|
224 |
Askeri |
savaş kazanma kapasitesine etkisi olan personel ve malzeme miktarı |
military strength i.
|
|
Sport |
|
225 |
Spor |
hız kazanma idmanı |
speed training i.
|
|
226 |
Spor |
arka arkaya üç kez at yarışı kazanma |
hat-trick i.
|
|
227 |
Spor |
boks maçını nakavt yerine sayıyla kazanma |
decision i.
|
|
228 |
Spor |
(yarışta kazanma ihtimali düşük olmasına karşın) kazanan at |
roughie i.
|
|
229 |
Spor |
kürekte rakibi geçip yarışı kazanma |
row-over i.
|
|
230 |
Spor |
(rakipsiz şekilde) kürek çekme yarışını kazanma |
rowover i.
|
|
231 |
Spor |
(tenis, badminton, hentbol) topun rakibin karşılayamayacağı şekilde atıldığı kazanma vuruşu |
placement i.
|
|
232 |
Spor |
penaltı kazanma umuduyla kendini yere atma |
flop i.
|
|
233 |
Spor |
(voleybol) servis hakkı kazanma |
sideout i.
|
|
234 |
Spor |
(voleybol) servis hakkı kazanma |
side-out i.
|
|
235 |
Spor |
(spor takımı veya oyuncusu) belirli bir kazanma veya kaybetme kaydına sahip olmak |
go f.
|
|
236 |
Spor |
penaltı kazanma umuduyla kendini yere atmak |
flop f.
|
|
Football |
|
237 |
Futbol |
(futbolcu) sahada alan kazanma becerisine sahip oyuncu |
open-field s.
|
|
Tennis |
|
238 |
Tenis |
tek bir sezonda gerçekleşen dört büyük şampiyonluğu da kazanma başarısı |
slam i.
|
|
Baseball |
|
239 |
Beysbol |
ev sahibi takımın son veya ekstra vuruşlarda kazanma koşusunu yapmasını sağlayan ve maçı bitiren oyun |
walk-off i.
|
|
Card |
|
240 |
İskambil |
kazanma hamlesiyle masaya kartları açma |
meld i.
|
|
241 |
İskambil |
kazanma hamlesiyle masaya açılan kartlar |
meld i.
|
|
242 |
İskambil |
briçte tüm elleri kazanma |
grand i.
|
|
243 |
İskambil |
bezik gibi kart oyunlarında açık ara farkla özel bir tür kazanma durumu |
rubicon i.
|
|
244 |
İskambil |
remi oyununda oyuncunun kazanma hamlesiyle tüm kartlarını masaya açması |
rum i.
|
|
245 |
İskambil |
samba oyununda masaya yedi kartlık per açarak kazanma |
samba i.
|
|
246 |
İskambil |
(cribbage oyununda) otuz veya üzerinde sayı ile kazanma |
skunk i.
|
|
247 |
İskambil |
(all-fours oyununda) dört sayı kazanma |
smudge i.
|
|
248 |
İskambil |
kart oyunlarında kart açmak (kazanma hamlesiyle masaya kartları açmak) |
meld f.
|
|
249 |
İskambil |
(remi oyununda) rakibin kazanma hamlesiyle masaya açtığı kartlarına ekleyebileceği atılmış bir kartı almayı ihmal etmesi durumunda kullanılan ünlem |
rummy ünl.
|
|
Wagering |
|
250 |
Bahisçilik |
kumarda 7 ya da 11 getirerek kazanma |
natural i.
|
|
251 |
Bahisçilik |
bahisçilerin kazanma şansını artırmak için kullandıkları yöntemler |
system i.
|
|
252 |
Bahisçilik |
bir yarışma veya karşılaşmada kazanma ihtimali fazla olan |
favorite i.
|
|
253 |
Bahisçilik |
bir yarışma veya karşılaşmada kazanma ihtimali fazla olan |
favourite i.
|
|
254 |
Bahisçilik |
aynı miktarı kazanma |
evens i.
|
|
255 |
Bahisçilik |
(at yarışı) kazanma ihtimali düşük bahis |
long shot i.
|
|
256 |
Bahisçilik |
(at yarışı) kazanma ihtimali düşük bahis |
longshot i.
|
|
257 |
Bahisçilik |
getirisi yüksek kazanma ihtimali düşük bahis |
longshot i.
|
|
258 |
Bahisçilik |
(kumarda) kazanma olasılığı |
percentage i.
|
|
259 |
Bahisçilik |
kazanma lehindeki olasılığa dayalı risk |
percentage i.
|
|
Printery |
|
260 |
Matbaa |
elyaf geri kazanma sistemi |
save-all system i.
|
|
261 |
Matbaa |
elyaf geri kazanma eleği |
disk filter i.
|
|
262 |
Matbaa |
elyaf geri kazanma eleği |
drum filter i.
|
|
263 |
Matbaa |
kimyasal geri kazanma kazanı |
recovery furnace i.
|
|
264 |
Matbaa |
kimyasal geri kazanma kazanı |
recovery boiler i.
|
|
265 |
Matbaa |
kimyasal geri kazanma tesisi |
chemical recovery plant i.
|
|
Archaic |
|
266 |
Eski Kullanım |
kazanma süreci |
lucre i.
|
|
267 |
Eski Kullanım |
para kazanma yöntemi |
snap i.
|
|
Slang |
|
268 |
Argo |
(at yarışında) bahis koyulan asıl tarafın kazanma ihtimalinin artması nedeniyle karşı tarafa koyulan bahis |
saver i.
|
|
269 |
Argo |
(pokerde) kazanma şansı az olan el |
dog i.
|
|