|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
kelime hazinesi |
vocabulary i.
|
|
Clearly "stay" isn't in their vocabulary.
Açıkça görülüyor ki "kalmak" onların kelime hazinelerinde bulunmuyor.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
kelime hazinesi |
vocabulary i.
|
|
The vocabulary of a language is unlimited.
Bir dilin kelime hazinesi sınırsızdır.
More Sentences
|
3 |
Genel |
kelime sırası |
word order i.
|
|
You have to change the word order.
Kelime sırasını değiştirmek zorundasın.
More Sentences
|
4 |
Genel |
kelime anlamı |
word meaning i.
|
|
Tom asked Mary what the word meant, but she didn't know either.
Tom Mary'ye kelimenin anlamını sordu ama o da bilmiyordu.
More Sentences
|
5 |
Genel |
kelime oyunu |
play on words i.
|
|
This is a play on words.
Bu bir kelime oyunu.
More Sentences
|
6 |
Genel |
bileşik kelime |
compound i.
|
|
A compound word consist of two smaller words.
Bir bileşik kelime iki küçük kelimeden oluşur.
More Sentences
|
7 |
Genel |
kelime bilgisi |
vocabulary i.
|
|
My French vocabulary is limited.
Fransızca kelime bilgim sınırlıdır.
More Sentences
|
8 |
Genel |
anahtar kelime |
key word i.
|
|
Strategic' is, in my mind, the key word in terms of what I am talking about.
Stratejik", bana göre, bahsettiğim şey açısından anahtar kelimedir.
More Sentences
|
9 |
Genel |
kelime oyunu |
pun i.
|
|
That pun is terrible.
O kelime oyunu berbat.
More Sentences
|
10 |
Genel |
kelime oyunları |
word games i.
|
|
I urge you to stop clouding the issue and to stop playing word games.
Sizi konuyu bulandırmaktan ve kelime oyunları oynamaktan vazgeçmeye çağırıyorum.
More Sentences
|
|
11 |
Genel |
kelime haznesi |
vocabulary i.
|
|
You have a meager vocabulary.
Kelime haznen güdük.
More Sentences
|
12 |
Genel |
kelime dağarcığı |
vocabulary i.
|
|
I do not, therefore, believe it is a matter of vocabulary.
Dolayısıyla bunun bir kelime dağarcığı meselesi olduğuna inanmıyorum.
More Sentences
|
13 |
Genel |
argo kelime |
slang word i.
|
|
It's fun to learn slang words in foreign languages.
Yabancı dillerde argo kelimeler öğrenmek eğlencelidir.
More Sentences
|
14 |
Genel |
kelime listesi |
vocabulary list i.
|
|
I'll show you my vocabulary list.
Sana kelime listemi göstereceğim.
More Sentences
|
15 |
Genel |
kelime oyunu yapmak |
quibble f.
|
|
Let's not quibble over trivial matters.
Önemsiz konularda kelime oyunu yapmayalım.
More Sentences
|
16 |
Genel |
kelime kelime |
literally zf.
|
|
He took it literally.
Kelimesi kelimesine anladı.
More Sentences
|
Technical |
|
17 |
Teknik |
anahtar kelime |
key word i.
|
|
Well-organised, sole responsibility is the key word.
İyi organize edilmiş, tek sorumluluk anahtar kelimedir.
More Sentences
|
18 |
Teknik |
anahtar kelime |
keyword i.
|
|
Please refine the search above, check out our popular categories below, or perform a keyword search.
Lütfen yukarıdaki aramayı daraltın, aşağıdaki popüler kategorilerimize göz atın veya bir anahtar kelime araması yapın.
More Sentences
|
Computer |
|
19 |
Bilgisayar |
anahtar kelime |
keyword i.
|
|
Tom sorted through his email messages using keyword searches.
Tom anahtar kelime araştırmaları kullanarak e-posta mesajlarını içinden seçti.
More Sentences
|
20 |
Bilgisayar |
kelime işlemci |
word processor i.
|
|
I want to buy a word processor.
Bir kelime işlemcisi almak istiyorum.
More Sentences
|
Telecom |
|
21 |
Telekom |
kelime işlemci |
word processor i.
|
|
The word processor on the desk is my father's.
Masanın üzerindeki kelime işlemci babama ait.
More Sentences
|
Electric |
|
22 |
Elektrik |
anahtar kelime |
keyword i.
|
|
You can use a keyword to help you remember complicated topics.
Karmaşık konuları hatırlamanıza yardımcı olması için bir anahtar kelime kullanabilirsiniz.
More Sentences
|
General |
|
23 |
Genel |
kelime oyunu |
equivoque i.
|
|
24 |
Genel |
yeni kelime |
neology i.
|
|
25 |
Genel |
kelime girişi |
lexical entry i.
|
|
26 |
Genel |
kelime ifade eden işaret |
logogram i.
|
|
27 |
Genel |
kelime oyunu |
word play i.
|
|
28 |
Genel |
yabancı kelime |
alien i.
|
|
29 |
Genel |
kelime yapısı |
word structure i.
|
|
30 |
Genel |
yeni kelime |
neologism i.
|
|
|
31 |
Genel |
zıt anlamlı kelime |
antonym i.
|
|
32 |
Genel |
kelime anlamı |
word sense i.
|
|
33 |
Genel |
kelime oluşturma |
logomachy i.
|
|
34 |
Genel |
tek heceli kelime |
monosyllable i.
|
|
35 |
Genel |
kelime dizisi |
word string i.
|
|
36 |
Genel |
her gün kullanılan kelime |
household word i.
|
|
37 |
Genel |
kelime bilgileri |
vocabularies i.
|
|
38 |
Genel |
kelime oyunu |
equivoke i.
|
|
39 |
Genel |
kelime hazinesi |
thesaurus i.
|
|
40 |
Genel |
iki heceli kelime |
disyllable i.
|
|
41 |
Genel |
çevrik kelime |
anagram i.
|
|
42 |
Genel |
kelime oyunu |
quibble i.
|
|
43 |
Genel |
karşıt anlamlı kelime |
opposite word i.
|
|
44 |
Genel |
kelime sınıfı |
word class i.
|
|
45 |
Genel |
birkaç kelimenin baş harflerinin veya ilk hecelerinin birleşmesiyle meydana gelen kelime |
acronym i.
|
|
46 |
Genel |
kelime oyunu |
a play on words i.
|
|
47 |
Genel |
kelime vurgusu |
word accent i.
|
|
48 |
Genel |
bir kelime oyunu |
upwords i.
|
|
49 |
Genel |
kelime oyunu |
wordplay i.
|
|
50 |
Genel |
kelime arası boşluk |
tracking i.
|
|
51 |
Genel |
kelime bilim |
lexicology i.
|
|
52 |
Genel |
kelime vurgusu |
word stress i.
|
|
53 |
Genel |
kelime anlamı |
lexical meaning i.
|
|
54 |
Genel |
bir fikri ifade eden kelime |
semanteme i.
|
|
55 |
Genel |
kelime oyunu |
crank i.
|
|
56 |
Genel |
sayfadaki ilk veya son kelime (sözlük) |
catchword i.
|
|
57 |
Genel |
yeni kelime ifade veya kullanım |
neologism i.
|
|
58 |
Genel |
cinsiyet belirtmeyen kelime |
neuter i.
|
|
59 |
Genel |
yahudilerde şerefe kadeh kaldırırken kullanılan kelime |
lechayim i.
|
|
60 |
Genel |
kelime işleme |
word processing i.
|
|
61 |
Genel |
kelime tanıma |
word recognition i.
|
|
62 |
Genel |
kelime veya cümlelerin arasına nokta koyma |
interpunction i.
|
|
63 |
Genel |
işitilecek şekilde söylenen kelime |
spoken word i.
|
|
64 |
Genel |
yüksek sesle söylenen kelime |
spoken word i.
|
|
65 |
Genel |
bilinmeyen kelime |
unknown word i.
|
|
66 |
Genel |
kullanımı son zamanlarda yaygınlaşmış dillere pelesenk olmuş yeni kelime |
buzzword i.
|
|
67 |
Genel |
modern ama yine de klişe olmuş yeni kelime |
buzzword i.
|
|
68 |
Genel |
kelime tabanlı |
word based i.
|
|
69 |
Genel |
kelime kelime çeviri |
word by word translation i.
|
|
70 |
Genel |
sayfadaki ilk veya son kelime |
guideword i.
|
|
|
71 |
Genel |
kelime-i şahadet |
profession i.
|
|
72 |
Genel |
feministlerin men kelimesini kullanmadan ifade ettikleri kadınlar anlamına gelen kelime |
womyn i.
|
|
73 |
Genel |
kelime hatırlama |
word retrieval i.
|
|
74 |
Genel |
kelime kökeni bilimi |
etymology i.
|
|
75 |
Genel |
kısa kelime |
short word i.
|
|
76 |
Genel |
geniş kelime dağarcığı |
extensive vocabulary i.
|
|
77 |
Genel |
kelime işlem |
wordprocessing i.
|
|
78 |
Genel |
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirme |
contextualisation i.
|
|
79 |
Genel |
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirme |
contextualization i.
|
|
80 |
Genel |
kelime oyunu |
equivocation i.
|
|
81 |
Genel |
uydurma kelime |
artificial word i.
|
|
82 |
Genel |
gizli kelime |
secret word i.
|
|
83 |
Genel |
zengin kelime dağarcığı |
wide vocabulary i.
|
|
84 |
Genel |
zengin kelime dağarcığı |
extensive vocabulary i.
|
|
85 |
Genel |
zengin kelime dağarcığı |
large vocabulary i.
|
|
86 |
Genel |
zengin kelime dağarcığı |
rich vocabulary i.
|
|
87 |
Genel |
kelime ustası |
wordsmith i.
|
|
88 |
Genel |
kelime dağarcığı bilgisi |
vocabulary knowledge i.
|
|
89 |
Genel |
kelime yapma oyunu |
logomachy i.
|
|
90 |
Genel |
dört harfli bir kelime |
a four-letter word i.
|
|
91 |
Genel |
kelime bilimi |
lexicology i.
|
|
92 |
Genel |
uzun (kelime) |
sesquipedalia i.
|
|
93 |
Genel |
kelime torbası modeli |
bag of words model i.
|
|
94 |
Genel |
uzun kelime kullanma |
sesquipedalianism i.
|
|
95 |
Genel |
kelime ritmine uygun |
recitative i.
|
|
96 |
Genel |
zencilerin kullandığı kelime/sözcük |
black word i.
|
|
97 |
Genel |
kelime grubu |
word group i.
|
|
98 |
Genel |
iki anlamlı bir kelime yüzünden kolaylıkla yanlış anlaşılan bir cümle |
garden path sentence i.
|
|
99 |
Genel |
kelime-i şahadet |
islamic confession of faith i.
|
|
100 |
Genel |
(kelime tanımları için kullanılan) kelimeler listesi |
defining vocabulary i.
|
|
101 |
Genel |
bir kelime oyunu |
scrabble i.
|
|
102 |
Genel |
başka bir dilden alınmış kelime |
loanword i.
|
|
103 |
Genel |
yabancı kelime |
borrowed word i.
|
|
104 |
Genel |
yabancı kelime |
loanword i.
|
|
105 |
Genel |
başka bir dilden alınmış kelime |
borrowed word i.
|
|
106 |
Genel |
kelime oyunlu bilmece |
conundrum i.
|
|
107 |
Genel |
kelime işareti |
wordmark i.
|
|
108 |
Genel |
kelime işareti |
word mark i.
|
|
109 |
Genel |
bir tür şifre olarak kullanılan kelime |
safe word i.
|
|
110 |
Genel |
gereksiz kelime |
stop word i.
|
|
111 |
Genel |
içerikten çıkarılan kelime |
stop word i.
|
|
112 |
Genel |
anahtar kelime |
safe word i.
|
|
113 |
Genel |
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime |
retronym i.
|
|
114 |
Genel |
yanlış duyulması sonucunda farklı şekilde anlaşılan bir şarkı sözü veya şiir mısrasındaki kelime veya kelime öbeği |
mondegreen i.
|
|
115 |
Genel |
kaynak kelime |
source word i.
|
|
116 |
Genel |
söylemesi zor kelime |
mouthful i.
|
|
117 |
Genel |
(konuyla ilgili) sözcük dağarcığı veya kelime hazinesi |
vocabulary set i.
|
|
118 |
Genel |
sağdan sola veya soldan sağa aynı okunan kelime |
palindrome i.
|
|
119 |
Genel |
tersten okununca başka anlama gelen kelime |
semordnilap i.
|
|
120 |
Genel |
kelime kartı |
word card i.
|
|
121 |
Genel |
kelime defteri |
vocabulary notebook i.
|
|
122 |
Genel |
kelime kovanı |
word hive i.
|
|
123 |
Genel |
kelime bankası |
word bank i.
|
|
124 |
Genel |
tetikleyici kelime |
hotword i.
|
|
125 |
Genel |
ingilizceden fransızcaya geçmiş kelime veya deyim |
franglais i.
|
|
126 |
Genel |
kelime oyunlu bilmece |
carriwitchet i.
|
|
127 |
Genel |
kelime oyunu |
carriwitchet i.
|
|
128 |
Genel |
çocukların büyükanneyi adlandırmak için kullandığı kelime |
nanny i.
|
|
129 |
Genel |
bir süreci veya eylem silsilesini başlatan kelime |
trigger word i.
|
|
130 |
Genel |
kelime oyunu |
a play upon words i.
|
|
131 |
Genel |
kelime çarkı |
word wheel i.
|
|
132 |
Genel |
yeni kelime |
novel word i.
|
|
133 |
Genel |
amacı rastgele seçilmiş harflerden kelime oluşturmak olan bir oyun |
anagrams i.
|
|
134 |
Genel |
kötü kelime oyunu |
joe miller i.
|
|
135 |
Genel |
saygı göstergesi olarak yaşlı kadınlara hitap ederken kullanılan bir kelime |
madame i.
|
|
136 |
Genel |
özellikle italyanca konuşulan bölgelerde kadınlara hitap etmek için kullanılan nazik bir kelime |
madonna [obsolete] i.
|
|
137 |
Genel |
fiilin özelliklerini isim veya sıfatın özellikleri ile birleştiren kelime |
verbal i.
|
|
138 |
Genel |
kelime türeten kimse |
verbarian i.
|
|
139 |
Genel |
kelime türetme oyunu |
verbarium i.
|
|
140 |
Genel |
kelime bilgisi |
vocabular [obsolete] i.
|
|
141 |
Genel |
kelime dağarcığı |
vocabulist i.
|
|
142 |
Genel |
kelime oyunu |
word game i.
|
|
143 |
Genel |
kelime oyunu |
wordgame i.
|
|
144 |
Genel |
kelime oyunu |
quip i.
|
|
145 |
Genel |
bir kelime veya isim olarak kullanılan bir ifade tarafından adlandırılan şey veya sınıf |
meaning in extension i.
|
|
146 |
Genel |
bir harfin kelime ortasında kullanılan formu |
medial i.
|
|
147 |
Genel |
kelime dağarcığı |
word-hoard i.
|
|
148 |
Genel |
kelime avı bulmaca |
wordsearch i.
|
|
149 |
Genel |
kelime oyunu yapma |
word play i.
|
|
150 |
Genel |
kelime oyunu |
word play i.
|
|
151 |
Genel |
kelime seçimi |
wordage i.
|
|
152 |
Genel |
kelime sayısı |
wordage i.
|
|
153 |
Genel |
kelime miktarı |
wordage i.
|
|
154 |
Genel |
kelime hazinesi |
word-hoard i.
|
|
155 |
Genel |
kelime dağarcığı |
word-hoard i.
|
|
156 |
Genel |
kelime/dakika |
words per minute i.
|
|
157 |
Genel |
dakika başına kelime |
words per minute i.
|
|
158 |
Genel |
kelime ustalığı |
wordsmithery i.
|
|
159 |
Genel |
kelime/dakika |
wpm (words per minute) i.
|
|
160 |
Genel |
dakika başına kelime |
wpm (words per minute) i.
|
|
161 |
Genel |
alt kelime |
subword i.
|
|
162 |
Genel |
paragrafın, bölümün başındaki kelime veya cümle |
headword i.
|
|
163 |
Genel |
nedensiz korku yaratan kelime |
boo-word i.
|
|
164 |
Genel |
korkunç kelime |
bug word [obsolete] i.
|
|
165 |
Genel |
korkunç kelime |
bug's word [obsolete] i.
|
|
166 |
Genel |
(scrabble kelime oyunu) oyun tahtasındaki kelimelere harf ekleyerek kelime oluşturma |
hook i.
|
|
167 |
Genel |
kelime ve ifadeleri motamot anlama |
literal-mindedness i.
|
|
168 |
Genel |
kırıcı kelime |
obscenity i.
|
|
169 |
Genel |
herkesin diline dolanmış kelime |
buzz term i.
|
|
170 |
Genel |
moda olmuş kelime |
buzz term i.
|
|
171 |
Genel |
başkalarını etkilemek için kullanılan teknik kelime |
buzz word i.
|
|
172 |
Genel |
kelime ağı |
word web i.
|
|
173 |
Genel |
bir tür kelime oyunu |
ghosts i.
|
|
174 |
Genel |
aslında var olmayıp hatayla kullanılan kelime |
ghost word i.
|
|
175 |
Genel |
aslında var olmayıp hatayla kullanılan kelime |
ghost name i.
|
|
176 |
Genel |
kelime ifade eden işaret |
ideogram i.
|
|
177 |
Genel |
kelime cambazı |
logodaedalus i.
|
|
178 |
Genel |
(anagram olarak veya satır aralarında ipuçlarının bulunduğu) kelime bulmacası |
logogriph i.
|
|
179 |
Genel |
eğitimsizlerin kullandığı kelime veya ifadeler |
illiteracy i.
|
|
180 |
Genel |
bir kişinin bir kişiye/aileye/nesebe izafe edilmesi anlamındaki kelime |
patronymic i.
|
|
181 |
Genel |
bir tür kelime oyunu |
crambo i.
|
|
182 |
Genel |
kullanılan kelime hazinesi |
dictionary i.
|
|
183 |
Genel |
bir kelime bulma oyunu |
dumb crambo i.
|
|
184 |
Genel |
scrabble kelime oyununun bir versiyonu |
duplicate i.
|
|
185 |
Genel |
değirmen için kullanılan kalıplaşmış bir kelime |
dusty miller i.
|
|
186 |
Genel |
zor tanımlanabilen kelime |
indefinable i.
|
|
187 |
Genel |
sözcük harflerinin değiştirildiği kelime oyunu |
paragram i.
|
|
188 |
Genel |
sözcük harflerini değiştirerek kelime oyunu yapan kimse |
paragrammatist i.
|
|
189 |
Genel |
bir tür kelime oyunu |
i-spy i.
|
|
190 |
Genel |
(eskiden) büyük i harfini kodlamada kullanılan kelime |
item i.
|
|
191 |
Genel |
yemin ederken kullanılan bir kelime |
salamon [obsolete] i.
|
|
192 |
Genel |
kelime oyunu |
conundrum [obsolete] i.
|
|
193 |
Genel |
ayıp kelime |
dirty word i.
|
|
194 |
Genel |
kelime oyunu yapma |
paronomasy [obsolete] i.
|
|
195 |
Genel |
kalemi kaldırmadan stenografiyle yazılan kelime grubu |
phrase i.
|
|
196 |
Genel |
kök kelime |
primitive i.
|
|
197 |
Genel |
gereğinden fazla kelime kullanan kimse |
pleonast i.
|
|
198 |
Genel |
söz konusu kelime veya ifadeler |
presents i.
|
|
199 |
Genel |
söz konusu kelime veya ifadelerin kullanıldığı belge |
presents i.
|
|
200 |
Genel |
söz konusu kelime veya ifadeler |
present i.
|
|
201 |
Genel |
uzun kelime |
sesquipedalian i.
|
|
202 |
Genel |
uzun kelime |
sesquipedalianism i.
|
|
203 |
Genel |
tabu kelime |
four-letter word i.
|
|
204 |
Genel |
küçük kelime |
wordlet i.
|
|
205 |
Genel |
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirmek |
contextualize f.
|
|
206 |
Genel |
kelime oyunu yapmak |
equivocate f.
|
|
207 |
Genel |
tek bir kelime etmemek |
clam up f.
|
|
208 |
Genel |
kelime oyunu yapmak |
pun f.
|
|
209 |
Genel |
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirmek |
contextualise f.
|
|
210 |
Genel |
tek kelime bile etmemek |
not even say a single word f.
|
|
211 |
Genel |
bir kelime etmemek |
not utter a word f.
|
|
212 |
Genel |
bir kelime etmemek |
not to say anything at all f.
|
|
213 |
Genel |
bir dile kelime kazandırmak |
coin a new word into the language f.
|
|
214 |
Genel |
bir dile kelime kazandırmak |
introduce a new word into the language f.
|
|
215 |
Genel |
lügatında öyle bir kelime olmamak |
have no such word in one's vocabulary f.
|
|
216 |
Genel |
lügatında öyle bir kelime olmamak |
not have such a word in one's vocabulary f.
|
|
217 |
Genel |
tek kelime etmemek |
not utter a word f.
|
|
218 |
Genel |
kelime seçerek anlatmak |
phrase f.
|
|
219 |
Genel |
kelime ezberlemek |
memorize a word f.
|
|
220 |
Genel |
bir kitapta (kelime, bilgi, cümle) aramak |
turn up [brit] f.
|
|
221 |
Genel |
seslerden (kelime) türetmek |
echoize f.
|
|
222 |
Genel |
seslerden (kelime) türetmek |
echoise f.
|
|
223 |
Genel |
kelime oyunu yapmak |
word [obsolete] f.
|
|
224 |
Genel |
kelime oyunu yapmak |
haver [uk] f.
|
|
225 |
Genel |
(kelime oyunlarında) kelime oluşturmak |
build f.
|
|
226 |
Genel |
(scrabble) oyun tahtasındaki kelimelere harf ekleyerek kelime oluşturmak |
hook f.
|
|
227 |
Genel |
fazla kelime kullanarak yazmak |
overword f.
|
|
228 |
Genel |
fazla kelime kullanarak yazmak |
overwrite f.
|
|
229 |
Genel |
kelime akışının parçası olarak akmak |
roll f.
|
|
230 |
Genel |
crambo (kelime oyunu) oynamak |
crambe [obsolete] f.
|
|
231 |
Genel |
(italyanca olmayan bir kelime veya ifadeyi) italyancaya uygun hale getirmek |
italianize f.
|
|
232 |
Genel |
(italyanca olmayan bir kelime veya ifadeyi) italyancaya uygun hale getirmek |
italianise f.
|
|
233 |
Genel |
kelime oyunu yapmak |
play f.
|
|
234 |
Genel |
(kelime veya ifadeyi) harfleri birbirine yapışık olduğu için tek bir birim halinde yazmak |
flash f.
|
|
235 |
Genel |
dişil kelime |
feminine s.
|
|
236 |
Genel |
daha çok kelime içeren |
wordier s.
|
|
237 |
Genel |
en çok kelime içeren |
wordiest s.
|
|
238 |
Genel |
uzun (kelime) |
sesquipedalian s.
|
|
239 |
Genel |
ses tekrarı yapılan kelime ile ilgili |
alliterative s.
|
|
240 |
Genel |
kelime dağarcığı geniş olma |
copiousness s.
|
|
241 |
Genel |
tek anlamlı (kelime/ifade) |
monosemous s.
|
|
242 |
Genel |
çok anlamlı (kelime/ifade) |
polysemous s.
|
|
243 |
Genel |
çok anlamlı (kelime/ifade) |
polysemantic s.
|
|
244 |
Genel |
çok anlamlı (kelime/ifade) |
polysemic s.
|
|
245 |
Genel |
eklendiği ifadeye engelli, özürlü anlamı veren kelime |
-challenged s.
|
|
246 |
Genel |
kelime cambazı |
verbal s.
|
|
247 |
Genel |
belirli bir kelime dağarcığına sahip |
vocabularied s.
|
|
248 |
Genel |
kötü bir kelime yerine kullanılan |
blank s.
|
|
249 |
Genel |
kelime ve ifadeleri motamot anlayan |
literal-minded s.
|
|
250 |
Genel |
sevgi veya yakınlık belirten bir kelime |
old s.
|
|
251 |
Genel |
kelime oyunu yapan |
paronomastic s.
|
|
252 |
Genel |
yanlış kullanılmış bir şekilde (kelime) |
catachrestically zf.
|
|
253 |
Genel |
iskoçca'dan ingilizce'ye geçmiş hayır anlamındaki kelime |
nae zf.
|
|
254 |
Genel |
gereğinden fazla kelime kullanarak |
wordily zf.
|
|
255 |
Genel |
kelime ifade eden işaretler aracılığıyla |
logogrammatically zf.
|
|
256 |
Genel |
ingilizler tarafından kullanılan ve teşekkürler anlamına gelen kelime |
ta ünl.
|
|
257 |
Genel |
şaşkınlık bildiren ifadelerde kullanılan bir kelime |
land ünl.
|
|
258 |
Genel |
şaşkınlık bildiren ifadelerde kullanılan bir kelime |
lands ünl.
|
|
259 |
Genel |
kelime anlamı veren ön ek |
log- ök.
|
|
260 |
Genel |
ispanya veya ispanyolca anlamına gelen bileşik kelime ön eki |
hispano- ök.
|
|
261 |
Genel |
kelime anlamı veren ön ek |
logo- ök.
|
|
262 |
Genel |
bazı ünlemleri oluştururken kelime sonlarına eklenen son ek |
-o snk.
|
|
263 |
Genel |
bilgi anlamı veren kelime kökü |
-scient snk.
|
|
264 |
Genel |
kelime/dakika |
wpm kısalt.
|
|
265 |
Genel |
dakika başına kelime |
wpm kısalt.
|
|
Phrasals |
|
266 |
Öbek Fiiller |
(kelime anlamıyla) ellerine sarılmak |
cabbage onto (someone or something) f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
bir kelimenin sonuna ek getirip başka bir kelime türetmek/kelimeyi çekimlemek |
suffix (something) onto (something else) f.
|
|
268 |
Öbek Fiiller |
bir kelimenin sonuna çekim eki veya başka bir kelime eklemek |
suffix something onto something f.
|
|
Phrases |
|
269 |
İfadeler |
bazı orta çağ el yazmalarının başlangıcında kullanılan bir kelime |
incipit i.
|
|
270 |
İfadeler |
ne kadar çok kelime bilirsen o kadar çok konuşursun |
the more words you know the more you can say expr.
|
|
271 |
İfadeler |
tek kelime ile eşsiz |
simply peerless expr.
|
|
Colloquial |
|
272 |
Konuşma Dili |
heyecan ve sevinç gibi duyguları ifade eden kelime |
woot i.
|
|
273 |
Konuşma Dili |
kötü bir kelime yerine kullanılan kelime |
bleeping i.
|
|
274 |
Konuşma Dili |
herhangi bir kelime |
boo i.
|
|
275 |
Konuşma Dili |
herkesin diline dolanmış/moda olmuş kelime |
buzz word i.
|
|
276 |
Konuşma Dili |
f ile başlayan müstehcen kelime |
f-bomb i.
|
|
277 |
Konuşma Dili |
anlatacak kelime bulamamak |
words fail f.
|
|
278 |
Konuşma Dili |
bir kelime bile etmemek |
not say a word f.
|
|
279 |
Konuşma Dili |
kelime oyunu yapmak |
play on words f.
|
|
280 |
Konuşma Dili |
kelime için özür dilerim |
excuse the pun expr.
|
|
281 |
Konuşma Dili |
sana söyleyecek kelime bulamıyorum |
horsefeathers to you expr.
|
|
282 |
Konuşma Dili |
tek kelime etme |
not a word expr.
|
|
Idioms |
|
283 |
Deyim |
aynı harfle başlayan kelimeler için kullanılan joker kelime |
a wild card word for words beginning with i.
|
|
284 |
Deyim |
herkesin diline dolanmış/moda olmuş kelime |
a buzzword i.
|
|
285 |
Deyim |
herkesin diline dolanmış/moda olmuş kelime |
a buzz word i.
|
|
286 |
Deyim |
ilgili harf ile başlayan kelime veya ifadenin vurgulanması |
with a capital letter (A etc) i.
|
|
287 |
Deyim |
karışık ve zor kelime |
ten dollar word i.
|
|
288 |
Deyim |
kirli/nahoş/hoşa gitmeyen/yasak söz veya kelime |
a dirty word i.
|
|
289 |
Deyim |
kullanımından kaçınılan/ağza alınmayan kelime |
a dirty word i.
|
|
290 |
Deyim |
başka anlamlar da taşıyan/içeren kelime |
loaded word i.
|
|
291 |
Deyim |
duygusal ağırlığı/önemi olan anlamlara da gelen kelime |
loaded word i.
|
|
292 |
Deyim |
ağza alınmayacak kelime |
four-letter word i.
|
|
293 |
Deyim |
kötü çağrışımı olan kelime |
four-letter word i.
|
|
294 |
Deyim |
çağrışımı olumsuz olan kelime |
four-letter word i.
|
|
295 |
Deyim |
sakıncalı kelime/söz |
red-flag term i.
|
|
296 |
Deyim |
o sözcük/kelime az kalmak |
be not the word for it f.
|
|
297 |
Deyim |
o sözcük/kelime bunu tanımlamaya yetmemek |
be not the word for it f.
|
|
298 |
Deyim |
bir kelime bile etmemek |
not say boo f.
|
|
299 |
Deyim |
bir kelime bile etmemek |
not say squat f.
|
|
300 |
Deyim |
diyecek kelime bulamamak |
be at a loss for words f.
|
|
301 |
Deyim |
tek kelime etmemek |
not say squat f.
|
|
302 |
Deyim |
tek kelime bile duymak istememek |
won't hear a word said against somebody f.
|
|
303 |
Deyim |
tek kelime bile duymak istememek |
won't hear a word against somebody f.
|
|
304 |
Deyim |
(bir sır ile ilgili) tek kelime etmemek |
not breathe a word about something f.
|
|
305 |
Deyim |
(bir sır ile ilgili) tek kelime etmemek |
not breathe a word of it f.
|
|
306 |
Deyim |
kelime dağarcığı çok geniş olmak |
swallow the dictionary f.
|
|
307 |
Deyim |
kelime dağarcığı çok geniş olmak |
have swallowed a dictionary f.
|
|
308 |
Deyim |
kelime veya kelimeler için başka bir dile çevrilirken ince ayrıntısını/anlamını kaybetmek |
get lost in translation f.
|
|
309 |
Deyim |
(birinin) ağzından bir kelime çıkmak |
hear a peep from (someone) f.
|
|
310 |
Deyim |
(birinin) ağzından bir kelime çıkmak |
hear a peep out of (someone) f.
|
|
311 |
Deyim |
tek kelime etmemek |
not say boo (to anyone) [us] f.
|
|
312 |
Deyim |
söyleyecek söz/anlatacak kelime bulamamak |
be beyond words f.
|
|
313 |
Deyim |
(birine biri/bir şey hakkında) tek kelime etmemek |
(not) breathe a word (about/of something) (to somebody) f.
|
|
314 |
Deyim |
tek kelime etmemek |
not breathe a syllable f.
|
|
315 |
Deyim |
fırsat bulup tek kelime edememek |
not able to get a word in edgeways f.
|
|
316 |
Deyim |
fırsat bulup tek kelime edememek |
not get a word in edgeways [uk] f.
|
|
317 |
Deyim |
fırsat bulup tek kelime edememek |
not get a word in edgewise [us] f.
|
|
318 |
Deyim |
kendini/yaptığını açıklayacak kelime bulamamak |
have nothing to say for (oneself) f.
|
|
319 |
Deyim |
ağzından bir kelime duymak |
hear a peep out of f.
|
|
320 |
Deyim |
(o sözcük/kelime) az kalmak |
not be the word for it f.
|
|
321 |
Deyim |
(o sözcük/kelime) bunu tanımlamaya yetmemek |
not be the word for it f.
|
|
322 |
Deyim |
tek kelime etmemek |
not breathe a word f.
|
|
323 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili) tek kelime etmemek |
not breathe a word (of something) f.
|
|
324 |
Deyim |
bir kelime etmek |
utter a word f.
|
|
325 |
Deyim |
(birine/bir şeye) karşı tek bir kelime/eleştiri duymak istememek |
won't hear a word against (someone or something) f.
|
|
326 |
Deyim |
kelime dağarcığı çok geniş |
have swallowed a dictionary s.
|
|
327 |
Deyim |
(kelime veya kelimeler için) başka bir dile çevrilirken ince ayrıntısını/anlamını kaybetmiş |
lost in translation s.
|
|
328 |
Deyim |
bir kelime bile (söylemedi) |
not a dicky bird expr.
|
|
329 |
Deyim |
bir kelime bile (söylemedi) |
not a dicky bird expr.
|
|
330 |
Deyim |
tek kelime (etmedi) |
not a dicky bird expr.
|
|
331 |
Deyim |
tek kelime (etmedi) |
not a dicky bird expr.
|
|
332 |
Deyim |
tek kelime etmeme |
not a peep from/out of (someone) expr.
|
|
333 |
Deyim |
(birinden) bir kelime |
another peep out of (one) expr.
|
|
334 |
Deyim |
(senden) bir kelime daha |
another peep (out of you) expr.
|
|
335 |
Deyim |
bir kelime |
another peep expr.
|
|
336 |
Deyim |
tek bir söz/kelime |
another peep expr.
|
|
337 |
Deyim |
(biri) anlatacak/kelime söz bulamıyor |
words fail (one) expr.
|
|
338 |
Deyim |
ilgili harf ile başlayan kelime veya ifadenin vurgulanması |
with a capital … expr.
|
|
Speaking |
|
339 |
Konuşma |
bu konuda tek bir kelime bile duymak istemiyorum |
i don't want to hear another word about it expr.
|
|
340 |
Konuşma |
böyle bir kelime yok |
no such word expr.
|
|
341 |
Konuşma |
bu kelime/sözcük ne demek/ne anlama geliyor? |
what does this word mean? expr.
|
|
342 |
Konuşma |
bir haftadır tek kelime etmedin |
you haven't said a word in a week expr.
|
|
343 |
Konuşma |
çiftler halinde kelime oyunu oynayın |
work in pairs and play the vocabulary game. expr.
|
|
344 |
Konuşma |
sihirli kelime neydi? |
what's the magic word? expr.
|
|
345 |
Konuşma |
tek kelime etmedim |
I didn't say a word expr.
|
|
346 |
Konuşma |
tek kelime bile etmedi |
he didn't even say a single word expr.
|
|
347 |
Konuşma |
tek bir kelime daha etme |
don't say another word expr.
|
|
348 |
Konuşma |
tek kelime etme |
don't say a word expr.
|
|
349 |
Konuşma |
tek kelime etmedik |
we never said a word expr.
|
|
Trade/Economic |
|
350 |
Ticaret/Ekonomi |
f. a. von hayek tarafından "ekonomi" terimine alternatif olarak türetilmiş bir kelime |
catallaxy i.
|
|
Law |
|
351 |
Hukuk |
hukukta kullanılan kelime ve ifadelerin yalnızca mutlak anlamlarını kabul etme |
constructionism i.
|
|
Politics |
|
352 |
Siyasal |
kelime anlamı aydınlar olan üyeleri tarafından ise ışığın insanları veya aydınlanmışlar olarak addedilen yeni dünya düzenini sağlamak amacıyla kurulduğu iddia edilen gizli bir örgüt |
illuminati i.
|
|
Media |
|
353 |
Medya |
sadece gazeteciler tarafından kullanılan söz, kelime |
newspaperism i.
|
|
Technical |
|
354 |
Teknik |
çift kelime yazmacı |
double word register i.
|
|
355 |
Teknik |
elle kelime üreticisi |
manual word generator i.
|
|
356 |
Teknik |
kelime formatı |
word format i.
|
|
357 |
Teknik |
kelime işlem yazılımı |
word processing software i.
|
|
358 |
Teknik |
kelime işleme |
word processing i.
|
|
359 |
Teknik |
kelime işlem |
word processing i.
|
|
360 |
Teknik |
meteorolojik iletişimde hava sıcaklığı ve rüzgarı kod ile belirten kelime |
abtop i.
|
|
361 |
Teknik |
sayısal kelime |
numeric word i.
|
|
362 |
Teknik |
rüzgarın kuvvetini belirtmek için çeşitli rüzgar hız aralıklarını ifade eden bir dizi kelime veya sayı |
windscale i.
|
|
363 |
Teknik |
çizip çıkarmak (harf/kelime) |
delete f.
|
|
364 |
Teknik |
iki ana alanlı kelime |
duoprimed word f.
|
|
Computer |
|
365 |
Bilgisayar |
anahtar kelimeler ya da bilgi etiketlerini barındıran kelime grupları |
tag cloud i.
|
|
366 |
Bilgisayar |
anahtar kelimeler ya da bilgi etiketlerini barındıran kelime grupları |
word cloud i.
|
|
367 |
Bilgisayar |
depolama aygıtında saklanabilecek kelime veya karakter sayısı |
capacity i.
|
|
368 |
Bilgisayar |
kod içerisindeki bir ifadeyi benzersiz şekilde tanımlanabilir hale getirmek için eklenen sayı veya kelime benzeri karakter grubu |
label i.
|
|
369 |
Bilgisayar |
anahtar kelime güdümlü test |
keyword driven test i.
|
|
370 |
Bilgisayar |
anahtar kelime mantığıyla çalışan bir google reklamı türü |
adwords i.
|
|
371 |
Bilgisayar |
bağlam dışı anahtar kelime |
kwoc i.
|
|
372 |
Bilgisayar |
bağlam içi anahtar kelime |
keyword in context i.
|
|
373 |
Bilgisayar |
bağlam içi anahtar kelime |
kwıc i.
|
|
374 |
Bilgisayar |
bağlam dışı anahtar kelime |
keyword-out-of-context i.
|
|
375 |
Bilgisayar |
bilgisayar tutkunlarının film kelimesinin çoğulu olarak kullandıkları kelime |
flix i.
|
|
376 |
Bilgisayar |
çift kelime yazmacı |
double word register i.
|
|
377 |
Bilgisayar |
dijital ortamda en az 24 saat boyunca dikkatleri üzerine toplayan herhangi bir kelime veya ifade |
yanny i.
|
|
378 |
Bilgisayar |
elle kelime üreticisi |
manual word generator i.
|
|
379 |
Bilgisayar |
iki ana alanlı kelime |
duoprimed word i.
|
|
380 |
Bilgisayar |
kelime işlem yazılımı |
word processing software i.
|
|
381 |
Bilgisayar |
kelime formatı |
word format i.
|
|
382 |
Bilgisayar |
kelime işlem |
word processing i.
|
|
383 |
Bilgisayar |
kelime şifresi çözücü |
word unscrambler i.
|
|
384 |
Bilgisayar |
kelime işleme |
word processing i.
|
|
385 |
Bilgisayar |
kelime işleme sistemleri |
word processing systems i.
|
|
386 |
Bilgisayar |
kelime türetme oyunu |
word challenge i.
|
|
387 |
Bilgisayar |
sayısal kelime |
numeric word i.
|
|
388 |
Bilgisayar |
wordle uygulaması ile oluşturulan bir kelime grubu |
wordle i.
|
|
389 |
Bilgisayar |
bilgisayarda kelime gruplarının oluşturulmasını sağlayan uygulama |
wordle i.
|
|
390 |
Bilgisayar |
kelime işleme |
wp (word processing) i.
|
|
391 |
Bilgisayar |
kelime işlemci |
wp (word processor) i.
|
|
392 |
Bilgisayar |
kelime kutusu |
word box i.
|
|
393 |
Bilgisayar |
belgenin sayfa düzenlemesini tasarlarken yer tutsun diye kullanılan düzensiz latince kelime parçalarından oluşan metin |
lorem ipsum i.
|
|
394 |
Bilgisayar |
kelime işlemci programının girilen metnin yazımını kontrol için kullandığı kelime listesi |
dictionary i.
|
|
395 |
Bilgisayar |
kelime işlemciye bağlı yazıcıdan alınan düşük kaliteli ve yüksek hızlı çıktı |
draft-quality printing i.
|
|
396 |
Bilgisayar |
(veri işleme ve kelime işlemenin bilgi işleme olarak birleştirilmesi) farklı teknoloji türlerinin birleştirilmesi |
convergence i.
|
|
397 |
Bilgisayar |
üç harfli kelime olan (bir kod) |
trigraphic s.
|
|
398 |
Bilgisayar |
parça numarası veya anahtar kelime ile ara |
search by part number or keyword expr.
|
|
Telecom |
|
399 |
Telekom |
kelime tahmin listesi |
predictive text list i.
|
|
400 |
Telekom |
kelime öneri listesi |
predictive text list i.
|
|
401 |
Telekom |
kodlu kelime |
codeword i.
|
|
402 |
Telekom |
(telefonların mesaj bölümünde kullanıcıya öneride bulunan) kelime tahmin sistemi |
predictive texting i.
|
|
403 |
Telekom |
u harfi için kullanılan şifre kelime |
uniform i.
|
|
404 |
Telekom |
iletişimde v harfini temsil için kullanılan bir kelime |
victor i.
|
|
405 |
Telekom |
haberleşmede l harfini temsil eden kelime |
lima i.
|
|
406 |
Telekom |
g harfini kodlayan kelime |
golf i.
|
|
407 |
Telekom |
d harfini kodlayan bir kelime |
dog i.
|
|
408 |
Telekom |
r harfini kodlarken kullanılan kelime |
romeo i.
|
|
Transportation |
|
409 |
Ulaştırma |
zararlı kimyasalların bulunduğunu belirtmek için uyarı sinyallerinde kullanılan bir kelime |
hazchem i.
|
|
Medical |
|
410 |
Medikal |
aynı kelime veya sözcüklerin istem dışı tekrar edilmesi |
cataphasia i.
|
|
411 |
Medikal |
anlamsız kelime ve cümlelerin anormal tekrarı |
verbigeration i.
|
|
412 |
Medikal |
kelime karışıklığı |
paraphasia i.
|
|
413 |
Medikal |
kelime karışıklığı |
paraphasy i.
|
|
414 |
Medikal |
kelime körlüğü |
dyslexia i.
|
|
Psychology |
|
415 |
Psikoloji |
bazı kelime veya isimleri duyma korkusu |
onomatophobia i.
|
|
416 |
Psikoloji |
kelime bulma |
word finding i.
|
|
417 |
Psikoloji |
kelime dağarcığı |
mental lexicon i.
|
|
418 |
Psikoloji |
kelime hatırlama özürü |
word retrieval deficit i.
|
|
419 |
Psikoloji |
model kelime |
protoword i.
|
|
420 |
Psikoloji |
aşırı kelime kullanımı |
verbomania i.
|
|
421 |
Psikoloji |
kelime takıntısı |
verbomania i.
|
|
422 |
Psikoloji |
kişilik özelliklerini ve çakışmalarını değerlendirmek için bir kişinin kendisine söylenen kelimeye aklına gelen ilk kelime ile karşılık verdiği bir test |
word association test i.
|
|
423 |
Psikoloji |
çok sayıdaki tecrübenin tek kelime veya eyleme indirgenmesi |
condensation i.
|
|
Printing |
|
424 |
Baskı Teknikleri |
anlamı baş sözcükten çıkarılabilen sözlük girdisinin sonuna eklenen kelime |
run-on i.
|
|
425 |
Baskı Teknikleri |
tire içeren kelime |
compound i.
|
|
Math |
|
426 |
Matematik |
kelime problemi |
word problem i.
|
|
Logic |
|
427 |
Mantık |
iki öncül ve bir sonuçtan oluşan tümdengelimliliği anımsatıcı kelime |
camestres i.
|
|
428 |
Mantık |
bir cümlenin öznesini veya yüklemini oluşturan kelime veya ifade |
term i.
|
|
429 |
Mantık |
klasik mantıkta her şekilde sonuç veren modların birinci şekilde gösterimini temsil eden bir kelime |
barbara i.
|
|
430 |
Mantık |
klasik mantıkta her şekilde sonuç veren modların ikinci şekilde gösterimini temsil eden bir kelime |
baroco i.
|
|
Biology |
|
431 |
Biyoloji |
bir organizmanın bilimsel adında cins adını takip eden ve tür, alt tür belirten kelime |
epithet i.
|
|
432 |
Biyoloji |
tek kelime veya terimden oluşan taksonomik isim |
monomial i.
|
|
Social Sciences |
|
433 |
Sosyal Bilimler |
çingenelerin çingene olmayanlar için kullandıkları bir kelime |
gorgio i.
|
|
Education |
|
434 |
Eğitim |
kelime çalışması |
word study i.
|
|
435 |
Eğitim |
kelime okuma |
word reading i.
|
|
436 |
Eğitim |
kelime kutusu |
word box i.
|
|
437 |
Eğitim |
kelime kutusu |
vocabulary box [uk] i.
|
|
438 |
Eğitim |
kelime ağı |
wordnet i.
|
|
439 |
Eğitim |
kelime ağı |
princeton wordnet i.
|
|
440 |
Eğitim |
her yeni kelime veya fikrin açıklayıcı nesnelerle temsil edildiği bir eğitim yöntemi |
object teaching i.
|
|
441 |
Eğitim |
kelime bulmacaları arama |
logology i.
|
|
442 |
Eğitim |
kelime ilişkilendirme testi |
word association test i.
|
|
Literature |
|
443 |
Edebiyat |
birbirini takip eden dizelerin son harflerinin bir kelime oluşturduğu kısa şiir |
telestich i.
|
|
444 |
Edebiyat |
klasik vezinde dört kısa seslemden oluşan kelime |
tetrabrach i.
|
|
445 |
Edebiyat |
shakespeare'in panik, korku anlamında kullandığı bir kelime |
tirrit i.
|
|
446 |
Edebiyat |
bir romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) |
hapax legomenon i.
|
|
447 |
Edebiyat |
bir romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) |
nonce word i.
|
|
448 |
Edebiyat |
kelime oyunu yapma |
adnomination [obsolete] i.
|
|
449 |
Edebiyat |
kelime oyunu yapma |
paronomasia i.
|
|
450 |
Edebiyat |
dört heceli kelime |
quadrisyllabic i.
|
|
451 |
Edebiyat |
bir kelime veya sözcük grubunun dolaylı olarak başka bir söz sanatını ima ettiği söz sanatı |
metalepses i.
|
|
452 |
Edebiyat |
kullanılan kelime sayısı |
wordage i.
|
|
453 |
Edebiyat |
on bir heceden oluşan kelime |
hendecasyllable i.
|
|
454 |
Edebiyat |
benzer veya aynı kelime sonlarının kullanılması |
homeoteleuton i.
|
|
455 |
Edebiyat |
(özellikle tarihi romanlarda) eski kelime veya ifadelerin kullanımı |
gadzookery [dialect] [uk] i.
|
|
456 |
Edebiyat |
yazıda bazı kelime veya harflerin yanlışlıkla kullanılmaması |
lipography i.
|
|
457 |
Edebiyat |
süslü bir etki yaratmak için kelime veya ifadenin birbirini takip edecek şekilde tekrarlanması |
gemination i.
|
|
458 |
Edebiyat |
ses tekrarı yapılan (kelime) |
alliterational s.
|
|
459 |
Edebiyat |
(kelime) kendi orijinal halinde veya doğrudan alıntılanmış |
autonymous s.
|
|
460 |
Edebiyat |
romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) |
hapax kısalt.
|
|
Linguistics |
|
461 |
Dilbilim |
daha sonra kullanılan bir kelimeye atıfta bulunan kelime |
cataphor i.
|
|
462 |
Dilbilim |
kelt dillerine özgü olup başka dilde yazılmış kelime, cümle veya deyim |
celticism i.
|
|
463 |
Dilbilim |
cümle oluşturmayan kelime dizisi (bazen aşağılama amaçlı kullanılır) |
nonsentence i.
|
|
464 |
Dilbilim |
yeni kelime |
neonism [rare] i.
|
|
465 |
Dilbilim |
new york'ta yaşayanlara özgü kelime veya cümleler |
new yorkerism i.
|
|
466 |
Dilbilim |
genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime |
theme i.
|
|
467 |
Dilbilim |
genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime |
topic i.
|
|
468 |
Dilbilim |
hem ingiltere hem abd'de ortak olarak kullanılan ingilizce bir kelime, deyim veya ifade |
transatlanticism i.
|
|
469 |
Dilbilim |
kelime ve sembollerin daha eleştirel bir şekilde kullanılması yoluyla insanın davranışsal tepkilerini geliştirmeyi öneren dilbilim dalı |
general semantics i.
|
|
470 |
Dilbilim |
üç harfli kelime |
trigram i.
|
|
471 |
Dilbilim |
üç harfli kelime |
trigraph i.
|
|
472 |
Dilbilim |
üç harfli kelime |
triliteral i.
|
|
473 |
Dilbilim |
sadece üç hali olan kelime |
triptote i.
|
|
474 |
Dilbilim |
arapça dilbilgisinde kelime sonuna n sesi/harfi eklenmesi |
nunnation i.
|
|
475 |
Dilbilim |
alt kelime |
subordinate word i.
|
|
476 |
Dilbilim |
alt kelime |
hyponym i.
|
|
477 |
Dilbilim |
alt kelime |
subordinate i.
|
|
478 |
Dilbilim |
anlam bozan kelime |
weasel i.
|
|
479 |
Dilbilim |
anlam bozucu kelime |
weasel word i.
|
|
480 |
Dilbilim |
aynı gibi görünen ancak farklı anlamları olan ayrı dillerdeki iki kelime |
false friend i.
|
|
481 |
Dilbilim |
başka dilden geçmiş kelime |
loan word i.
|
|
482 |
Dilbilim |
başka dilden alınmış kelime |
loan word i.
|
|
483 |
Dilbilim |
başka dilden geçmiş kelime |
loanword i.
|
|
484 |
Dilbilim |
başka dilden alınmış kelime |
loanword i.
|
|
485 |
Dilbilim |
bir kelimeyi tanımlamak için kullanılan başka bir kelime ya da ifade |
definiens i.
|
|
486 |
Dilbilim |
birleşik kelime |
compound word i.
|
|
487 |
Dilbilim |
biri diğerinin türü olan iki kelime arasındaki ilişki |
hyponomy i.
|
|
488 |
Dilbilim |
dört harfli kelime |
tetragrammaton i.
|
|
489 |
Dilbilim |
eril ve dişil hali aynı olan kelime |
epicene i.
|
|
490 |
Dilbilim |
hem baştan hem sondan okunuşu aynı olan kelime |
palindrome i.
|
|
491 |
Dilbilim |
her iki cins için ortak olan kelime |
common gender i.
|
|
492 |
Dilbilim |
kelime ağı |
wordnet i.
|
|
493 |
Dilbilim |
kelime kökü |
word stem i.
|
|
494 |
Dilbilim |
kelime ağı |
word net i.
|
|
495 |
Dilbilim |
kelime eki |
paragoge i.
|
|
496 |
Dilbilim |
kelime kökü |
word root i.
|
|
497 |
Dilbilim |
kelime kökü |
base of a word i.
|
|
498 |
Dilbilim |
kelime dizilimi |
word phrase i.
|
|
499 |
Dilbilim |
kelime kökü |
root of a word i.
|
|
500 |
Dilbilim |
olumsuzluk belirten kelime |
negator i.
|
|