İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | keyhole i. | anahtar deliği | ||
He inserted the key into the keyhole. Adam, anahtarı anahtar deliğine soktu. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | keyhole i. | anahtar deliği | ||
Tom couldn't resist peeking through the keyhole. Tom anahtar deliğinden bakmaya dayanamadı. More Sentences |
||||
Construction | ||||
İnşaat | keyhole i. | anahtar deliği | ||
Tom tried to look through the keyhole, but couldn't see anything. Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | keyhole i. | ayna | ||
Genel | keyhole s. | çok özel | ||
Genel | keyhole s. | mahrem | ||
Genel | keyhole s. | bir durumu belli eden | ||
Genel | keyhole s. | her şeye burnunu sokan | ||
Genel | keyhole s. | müdahaleci | ||
Genel | keyhole s. | davetsiz | ||
Technical | ||||
Teknik | keyhole i. | kilit ağızlığı | ||
Sport | ||||
Spor | keyhole i. | serbest atış bölgesi | ||
Engineering | ||||
Engineering | keyhole i. | yüksek enerjili ışınlar aracılığıyla malzemeleri lehimlerken ya da keserken oluşan geçici buhar veya plazma kolonu |