Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kopukluk | gap i. | ||
The gaps in the story led me to believe he was hiding something. Hikayedeki kopukluklar bana onun bir şeyler sakladığını düşündürdü. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | kopukluk | disconnection i. | ||
General | ||||
Genel | kopukluk | disconnectedness i. | ||
Genel | kopukluk | rupture i. | ||
Genel | kopukluk | disunity i. | ||
Genel | kopukluk | disjointedness i. | ||
Genel | kopukluk | disconnexion i. | ||
Genel | kopukluk | disconnect i. | ||
Genel | kopukluk | disarticulation i. | ||
Geography | ||||
Coğrafya | kopukluk | isolation i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kopukluk sendromu | disconnection syndrome i. |
Genel | gerçekten kopukluk | fantasticality i. |
Technical | ||
Teknik | akışta kopukluk | interruption in flow i. |