koz - Türkçe İngilizce Sözlük

koz

"koz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
koz card i.
I have a card up my sleeve.
Elimde bir koz var.

More Sentences
koz card i.
Tom plays his cards well.
Tom kozlarını iyi kullanıyor.

More Sentences
Card
koz trumps i.
Civil society has proven its worth and has come up trumps.
Sivil toplum, değerini kanıtlamış ve kozlarını ortaya koymuştur.

More Sentences
Slang
koz leverage i.
To my mind, the European Union should focus more precisely on some achievable objectives where it has leverage.
Bana göre Avrupa Birliği, elinde koz bulunan bazı ulaşılabilir hedeflere daha net bir şekilde odaklanmalıdır.

More Sentences
Common Usage
koz trump i.
General
koz walnut i.
koz ammunition i.
Colloquial
koz winning tool i.
koz the ace in (one's) hand i.
koz the ace in your hand [uk] i.
koz ammo i.
Idioms
koz a card up one's sleeve i.
koz up (one's) sleeve expr.
koz up your sleeve expr.
koz up (one's) sleeve expr.
koz up sleeve expr.
Card
koz trump i.
koz a card up one's sleeve i.

"koz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 128 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(iskambil) koz trump i.
That is our second trump card.
Bu bizim ikinci kozumuz.

More Sentences
koz oynamak trump f.
He played his trump card.
O, kozunu oynadı.

More Sentences
Colloquial
gizli bir koz card i.
I have a card up my sleeve.
Elimde gizli bir koz var.

More Sentences
Idioms
paylaşacak koz bone to pick i.
He says he has a bone to pick with you.
O seninle paylaşacak kozu olduğunu söylüyor.

More Sentences
General
büyük koz honour i.
büyük koz honor i.
iskambilde en yüksek dört beş koz honor i.
koz ile alma ruff i.
koz helva nougat i.
iskambilde koz trump i.
koz helvası nougat i.
iskambilde koz trump card i.
iskambilde en yüksek dört beş koz honour i.
iskambilde koz triumph [obsolete] i.
koz atma/çıkarma make i.
gizli koz wildcard i.
bazı kart oyunlarında on puanlık koz game i.
koz paylaşmak settle accounts f.
koz çakmak trump f.
koz yükseltmek overtrump f.
koz kırmak trump f.
koz ile almak trump f.
koz oynayarak almak trump f.
koz oynamak play trump f.
koz olarak kullanmak use a trump f.
koz olarak kullanmak trump f.
koz olarak kullanmak use as a trump card f.
Phrasals
birine karşı (olumsuz) bir şeyi (koz olarak) kullanmak hold something over somebody f.
Colloquial
en iyi koz one's trump card i.
elindeki koz one's best card i.
en iyi koz one's best card i.
elindeki koz one's trump card i.
pokerde rastgele seçilen beş karttan oluşan ve o oyundaki diğer ellere koz olarak kullanılabilecek ilk sahte el lollapalooza i.
başkalarının bilmediği bir koz card i.
elinde tuttuğu bir koz card i.
sakladığı bir koz card i.
Idioms
avantaj sağlayacak koz a trump card i.
gizli koz/avantaj a hole card i.
son koz olarak saklanan as an ace in the hole i.
son koz olarak saklanan as someone's ace in the hole i.
son koz someone's ace in the hole i.
son koz an ace in the hole i.
birine karşı koz jump on someone i.
avantaj sağlayacak koz a trump card i.
gizli koz a trump card i.
avantaj sağlayacak koz your trump card i.
gizli koz your trump card i.
(birinin) elindeki koz ace up (one's) sleeve i.
başkalarının bilmediği bir koz a card up one's sleeve i.
gizli bir koz a card up one's sleeve i.
elde tutulan koz a card up one's sleeve i.
(koz olarak kullanılan bir şey) ayrımcılığı meselesi the (something) card i.
rakibine koz vermek play into a person's hands f.
birinin eline koz vermek strengthen someone's hand f.
başarısız olduktan sonra farklı bir koz kullanmak fall back on something f.
kazı koz anlamak get hold of the wrong end of the stick f.
rakibine koz vermek play into somebody's hands f.
rakibine koz vermek play into someone's hands f.
rakibine koz vermek play into the hands of somebody f.
(birine başka biri ile ilgili) koz vermek give (one) a jump on (someone or something) f.
(birine başka biri ile ilgili) koz vermek give (one) the jump on (someone or something) f.
(birinin) eski hatalarını/davranışlarını koz olarak kullanmak have a hold over (someone) f.
(bir şeyi) koz olarak saklamak/tutmak keep (something) up (one's) sleeve f.
(bir şeyi) koz olarak elinde bulundurmak keep (something) up (one's) sleeve f.
bir şeyi koz olarak saklamak/tutmak have/keep something up your sleeve f.
bir şeyi koz olarak elinde bulundurmak have/keep something up your sleeve f.
(birinin) eskiden yaptıklarını/hatalarını koz olarak kullanmak have a hold on (someone) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) a jump on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the jump on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an advantage over (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the advantage over (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an edge on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the edge on (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) an edge over (someone or something) f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek give (one) the edge over (someone or something) f.
rakibine koz vermek play (right) into (one's) hands f.
rakibine koz vermek play (right) into the hands of (one) f.
(birinin) eline koz vermek strengthen the hand of (someone) f.
Trade/Economic
(şirkette) elde edilen uygun koşulları daha büyük imtiyazlar için emsal veya koz olarak kullanmak whipsaw f.
Gastronomy
koz helvası nougat bar i.
Card
(briç benzeri oyunlarda) koz takımı olmadan el oynama no-trump i.
koz takımı olmadan oynanan el no-trump i.
teklif sahibinin her eli kaybetmeyi taahhüt ettiği, koz olmadan oynanan skat oyunu null i.
kart oyunu hilesinde dört adet koz tiddy i.
kart oyunu hilesinde koz ası tib i.
koz ile alma trumping i.
oyunda ortak koz olarak kullanılan yüksek-düşük değerli kart trump signal i.
tüm kartları koz olan deste trump suit i.
koz açmak için yüzü yukarı döndürülen kart turnup i.
koz açmak için yüzü yukarı döndürülen kart upcard i.
koz açmak için yüzü yukarı döndürülen kart starter i.
iskambilde koz turned trump i.
koz diyen oyuncunun üç el kağıt alamayışı eucre i.
açılan ilk kartın koz olduğu bir kart oyunu auction pitch i.
çeşitli iskambil oyunlarında en yüksek üçüncü koz basto i.
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engelleme euchre i.
deklare edilen koz veya kozsuz el bid i.
bazı iskambil oyunlarında ana koz matador i.
(skat oyununda) sinek valesi ile art arda dizilen her bir koz matador i.
koz ile aynı renkteki vale left bower i.
en iyi ikinci koz manille i.
en yüksek koz high i.
en düşük koz low i.
en değersiz koz low i.
koz destesinde oyunun en değerli kartı olan vale right bower i.
(bir tür iskambil oyununda) dört bacağın tek koz olduğu bir el grand i.
(bir tür iskambil oyununda) kupaların koz olduğu bir el grand i.
koz ile yenme overruff i.
koz ile alma overruff i.
(çeşitli iskambil oyunlarında) en yüksek üçüncü koz basta i.
(briçte) düşük bir kartın ardından koz oynamak için aynı takımdaki yüksek bir kartın oynanması down-and-out i.
(iskambil oyununda) beş koz pedro i.
(pedro iskambil oyununda) dokuzlu koz sancho [us] i.
en yüksek koz spadille i.
oyun kozla açılmadığında başka bir oyuncununkinden daha zayıf bir koz oynamak undertrump f.
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engellemek euchre f.
(daha yüksek koz kartı oynayarak) koz kartını yenmek overruff f.
koz kartı ile yenmek overruff f.
(kağıt çekme veya koz kararı vermek için) kartları iki veya daha fazla bölüme ayırmak cut f.
(destedeki kartı) ilk oynayarak koz olarak kullanmak pitch f.
(koz haricinde) takımdan bir kartı atmak discard f.
daha çok koz almak outtrump f.
(seven-up oyununda koz olarak) açılan kartı kabul etmek stand f.
koz takımından olmayan nontrump s.
içerisinde koz bulunmayan (el) nontrump s.
genel olarak kötü ama koz açısından güçlü (el) trump-poor s.
Slang
son koz ace in the hole i.
sona bırakılan koz ace in the hole i.