|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
lack of confidence i.
|
güvensizlik |
|
The Council has demonstrated its lack of confidence in the Commission.
Konsey, Komisyon'a olan güvensizliğini ortaya koymuştur.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
lack of confidence i.
|
güven eksikliği |
|
We know that the key brake on this expansion is the lack of confidence, particularly amongst consumers.
Bu genişlemenin önündeki en önemli frenin, özellikle tüketiciler arasındaki güven eksikliği olduğunu biliyoruz.
More Sentences
|
Politics |
|
3 |
Siyasal |
lack of confidence i.
|
güven eksikliği |
|
We know that the key brake on this expansion is the lack of confidence, particularly amongst consumers.
Bu genişlemenin önündeki en önemli frenin, özellikle tüketiciler arasındaki güven eksikliği olduğunu biliyoruz.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
lack of confidence i.
|
adem-i itimat |
|