İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Law | ||||
Hukuk | legitimize f. | meşrulaştırmak | ||
The resolution does not legitimise any intervention or any armed attack upon a foreign state. Karar, yabancı bir devlete yönelik herhangi bir müdahaleyi veya silahlı saldırıyı meşrulaştırmaz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | legitimize f. | mazur göstermek | ||
Genel | legitimize f. | yasallaştırmak | ||
Genel | legitimize f. | nesebini tashih etmek (çocuğun) | ||
Genel | legitimize f. | onaylamak | ||
Genel | legitimize f. | tanımak | ||
Genel | legitimize f. | babası olduğunu onaylamak | ||
Genel | legitimize f. | haklı göstermek | ||
Genel | legitimize f. | haklı çıkarmak | ||
Law | ||||
Hukuk | legitimize f. | meşruluk kazandırmak | ||
Hukuk | legitimize f. | meşru kılmak | ||
Hukuk | legitimize f. | yasal olarak geçerli kılmak |