İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | loan shark i. | tefeci | ||
You'd be a fool if you borrowed money from a loan shark. Bir tefeciden borç alırsan aptallık etmiş olursun. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | loan shark i. | tefeci | ||
Even though Tom knew he shouldn't, he borrowed money from a loan shark. Tom yapmaması gerektiğini bildiği halde bir tefeciden borç para aldı. More Sentences |
||||
Law | ||||
Hukuk | loan shark i. | tefeci | ||
Even though Tom knew he shouldn't, he borrowed money from a loan shark. Tom almaması gerektiğini bilmesine rağmen bir tefeciden ödünç para aldı. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | loan shark i. | kanuni orandan daha yüksek faiz talep eden | ||
Ticaret/Ekonomi | loan shark i. | murabahacı | ||
Ticaret/Ekonomi | loan shark f. | tefeci olarak borç vermek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | a woman loan shark i. | kadın tefeci |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | loan-shark i. | tefeci |
Ticaret/Ekonomi | loan-shark i. | çok yüksek faiz oranlarıyla borç veren kimse |