İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | mindful s. | dikkatli | ||
We are very mindful, Minister, of the practical side. İşin pratik yönü konusunda çok dikkatliyiz Sayın Bakan. More Sentences |
||||
Genel | mindful s. | dikkat eden | ||
I'm very mindful of that. Buna çok dikkat ediyorum. More Sentences |
||||
Genel | mindful s. | unutmayan | ||
Genel | mindful s. | düşünceli | ||
Genel | mindful s. | önem veren | ||
Genel | mindful s. | -e dikkat eden | ||
Genel | mindful s. | duyarlı | ||
Genel | mindful s. | bilinç sahibi |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be mindful of f. | dikkat etmek | ||
Tom was mindful of my warning. Tom, uyarıma dikkat etti. More Sentences |
||||
Genel | be mindful of f. | hatırında tutmak | ||
Genel | mindful of s. | önemseyen | ||
Genel | mindful [obsolete] s. | (bir şeyi yapmaya) niyeti veya eğilimi olan | ||
Psychology | ||||
Psikoloji | mindful attention awareness scale i. | bilinçli farkındalık ölçeği | ||
Psikoloji | mindful self-compassion i. | öz şefkatli farkındalık |