| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | oraya gitmek | go there f. | ||
|
So we do not need to go there. Bu yüzden oraya gitmemize gerek yok. More Sentences |
||||
| Genel | oraya gitmek | get there f. | ||
|
I can't wait to get there. Oraya gitmek için sabırsızlanıyorum. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | sürekli oradan oraya gitmek | bounce f. |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | oraya buraya gitmek | go about f. |
| Öbek Fiiller | oradan oraya gitmek | bat around f. |
| Öbek Fiiller | rüzgar nereden eserse oraya gitmek | swim with (something) f. |
| Öbek Fiiller | bir oraya bir buraya gitmek | bomb around f. |
| Idioms | ||
| Deyim | bir oraya bir buraya gitmek | toing and froing on something f. |
| Deyim | oradan oraya gitmek | do the rounds f. |
| Speaking | ||
| Konuşma | oraya gitmek istiyorum | I wanna go there expr. |
