Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
part in
part in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"part in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 174 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
take part in
f.
katılmak
If we
take part in
EMU, we shall lose our economic independence.
EMU'ya
katılırsak
ekonomik bağımsızlığımızı kaybederiz.
More Sentences
2
Genel
in part
zf.
kısmen
Otherwise, the six amendments are acceptable in principle or
in part.
Aksi takdirde altı değişiklik prensipte veya
kısmen
kabul edilebilir.
More Sentences
3
Genel
in part with
ed.
kısmen
The fault lies
in part with
Parliament, because we do not scrutinise and follow up the budget as we should.
Hata
kısmen
Parlamento'da, çünkü bütçeyi gerektiği gibi inceleyip takip etmiyoruz.
More Sentences
Phrasals
4
Öbek Fiiller
poke (one) in (some body part)
f.
dürtmek
Tom got
poked in
the eye.
Tom gözünden
dürtüldü.
More Sentences
Trade/Economic
5
Ticaret/Ekonomi
in part
expr.
kısmen
Of these, 30 have been accepted in full or
in part
by the Council.
Bunlardan 30'u Konsey tarafından tamamen veya
kısmen
kabul edilmiştir.
More Sentences
General
6
Genel
small part (in a film/movie)
i.
küçük rol (filmde)
7
Genel
take part in a contest
f.
yarışmaya katılmak
8
Genel
have a part in
f.
rol almak
9
Genel
play a part in
f.
rolü olmak
10
Genel
take part in crime
f.
suça yardımcılık etmek
11
Genel
take part in crime
f.
suçta rol oynamak
12
Genel
take part in crime
f.
suça ortak olmak
13
Genel
take part in a demonstration
f.
mitinge katılmak
14
Genel
(for someone) have a part in
f.
yer almak
15
Genel
play a part in
f.
rol oynamak
16
Genel
take part in literature
f.
literatürde yer almak
17
Genel
take part in a ceremony
f.
törene katılmak
18
Genel
take part in activities
f.
etkinliklerde bulunmak
19
Genel
take part in the contest
f.
yarışmaya katılmak
20
Genel
take part in competition
f.
yarışmaya katılmak
21
Genel
take part in a survey
f.
ankete katılmak
22
Genel
take part in
f.
-e katılmak
23
Genel
have a part in
f.
pay sahibi olmak
24
Genel
take in good part
f.
iyi anlama almak
25
Genel
take part in
f.
hissedar olmak
26
Genel
take part in
f.
müdahil olmak
27
Genel
take part in the struggle
f.
mücadeleye katılmak
28
Genel
take part in the struggle
f.
mücadele içinde yer almak
29
Genel
take part in the struggle
f.
mücadelede rol almak
30
Genel
take part in the struggle
f.
mücadelede yer almak
31
Genel
take part in the election
f.
seçime katılmak
32
Genel
take part in the elections
f.
seçimlere katılmak
33
Genel
be great in the part
f.
role çok uygun olmak
34
Genel
get a part in a movie
f.
bir filmde rol kapmak
35
Genel
get a small part in the film
f.
filmde küçük bir rol almak
36
Genel
part hair in the middle
f.
saçlarını ortadan ikiye ayırmak
37
Genel
part hair in the middle
f.
saçlarını ortadan ayırmak
38
Genel
thank in part
f.
kısmen teşekkür etmek
39
Genel
take part in
f.
parçası olmak
40
Genel
take part in the project
f.
projede yer almak
41
Genel
take part in crime
f.
suça yataklık etmek
42
Genel
in good part
zf.
gönül hoşluğuyla
43
Genel
in ill part
zf.
olumsuz bir şekilde
44
Genel
in part
zf.
bazı hususlarda
45
Genel
in good part
zf.
tatlılıkla
46
Genel
in good part
zf.
iyilikle
47
Genel
in large part
zf.
geniş ölçüde
48
Genel
in every part of
zf.
genelinde
49
Genel
in part
zf.
bir dereceye kadar
50
Genel
at least in part
zf.
en azından kısmen
51
Genel
in the early part of eighteenth century
zf.
18. yüzyılın başlarında
52
Genel
in whole or in part
zf.
kısmen veya tamamen
53
Genel
in ill part
zf.
uymayarak
54
Genel
in ill part
zf.
avantajsız bir biçimde
Phrasals
55
Öbek Fiiller
poke (one) in (some body part)
f.
(bir yerini) çıkarmak
56
Öbek Fiiller
poke (one) in (some body part)
f.
(birisini bir yerine) bir şey sokmak/bir şey batırmak
57
Öbek Fiiller
to take part in something
f.
bir şeye katılmak
58
Öbek Fiiller
to take part in something
f.
bir şeye dahil olmak
Phrases
59
İfadeler
due in no small part to
i.
esasen -den dolayı
60
İfadeler
due in no small part to
expr.
daha çok -den
61
İfadeler
in every part/aspect/facet of life
expr.
hayatın her alanında
62
İfadeler
due in no small part to
expr.
küçümsenmeyecek/azımsanmayacak ölçüde...nedeniyle
63
İfadeler
due in no small part to
expr.
temel olarak -den dolayı
64
İfadeler
in every part/aspect/facet of life
expr.
yaşamın her alanında
Colloquial
65
Konuşma Dili
play no part in one’s life
f.
hayatında hiçbir rol oynamamak
66
Konuşma Dili
in large part
expr.
büyük bir bölümü/kısmı
67
Konuşma Dili
in good part
expr.
büyük bir bölümü/kısmı
68
Konuşma Dili
in large part
expr.
neredeyse tamamı
69
Konuşma Dili
in good part
expr.
neredeyse tamamı
Idioms
70
Deyim
a part in (something)
i.
(bir şeyde) bir rol (oynama)
71
Deyim
a part in (something)
i.
(bir şeyde) bir payı (olma)
72
Deyim
a part in (something)
i.
(bir şeyde) parmağı (olma)
73
Deyim
a part in (something)
i.
(bir şeyde) bir rol (alma)
74
Deyim
a part in something
i.
bir şeyde pay
75
Deyim
a part in something
i.
bir şeyde rol
76
Deyim
a part in something
i.
bir şeyin parçası
77
Deyim
take something in good part
f.
alınmamak
78
Deyim
take something in good part
f.
şakayı veya eleştiriyi kaldırabilmek
79
Deyim
take in good part
f.
alınmamak
80
Deyim
get a part in something
f.
bir şeyde eli olmak
81
Deyim
have a part in something
f.
bir şeyde payı olmak
82
Deyim
play a large part in something
f.
büyük bir rol oynamak
83
Deyim
play a big part in something
f.
büyük bir rol oynamak
84
Deyim
get a part in something
f.
bir şeyde payı olmak
85
Deyim
have a part in something
f.
bir şeyde eli olmak
86
Deyim
have a part in something
f.
bir şeyde parmağı olmak
87
Deyim
get a part in something
f.
bir şeyde parmağı olmak
88
Deyim
take in good part
f.
gücenmemek
89
Deyim
take in good part
f.
kabullenmek
90
Deyim
play a part in
f.
rol üstlenmek
91
Deyim
take in good part
f.
şaka kaldırmak
92
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeye) bulaşmamış olmak
93
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeye) karışmamış olmak
94
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyde) parmağı olmamak
95
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyle) ilgisi olmamak
96
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyle) alakası olmamak
97
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyde) payı olmamak
98
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak
99
Deyim
play/take no part in/of something
f.
bir şeye karışmamış olmak
100
Deyim
play/take no part in/of something
f.
bir şeyde yer almamış olmak
101
Deyim
want no part in something
f.
bir şeye karışmayı istememek/reddetmek
102
Deyim
want no part in something
f.
bir şeyde yer almayı istememek/reddetmek
103
Deyim
play a small part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük bir rol oynamak
104
Deyim
play a small part (in something)
f.
(bir şeyde) önemsiz bir rol oynamak
105
Deyim
play a small part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük bir rolü olmak
106
Deyim
play a small part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak
107
Deyim
play a small part (in something)
f.
(bir şeyde) önemsiz bir etkisi olmak
108
Deyim
play a small part (in something)
f.
(bir şeyde) pek bir rolü/etkisi olmamak
109
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyde) yer almamak
110
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyin) parçası olmamak
111
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyde) rol oynamamak
112
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
113
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeye) dahil olmamak
114
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeyle) ilgisi olmamak
115
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeye) bulaşmamış olmak
116
Deyim
take no part in/of (something)
f.
(bir şeye) karışmamış olmak
117
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyde yer almamak/almak istememek
118
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyin parçası olmamak/olmak istememek
119
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyde rol oynamamak/oynamak istememek
120
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyde hiçbir şekilde payı olmamak/olmasını istememek
121
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeye dahil olmamak/olmak istememek
122
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeyle ilgisi olmamak/olmasını istememek
123
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeye bulaşmamış olmak/bulaşmak istememek
124
Deyim
have/play/take/want no part in/of something
f.
bir şeye karışmamış olmak/karışmak istememek
125
Deyim
have a part to play (in something)
f.
(bir şeyde) görevi/sorumluluğu/üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)
126
Deyim
have a part to play (in something)
f.
(bir şeyde) oynayacak/alacak bir rolü olmak
127
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyin) parçası olmamak
128
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeye) bulaşmamış olmak
129
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyde) rol oynamamak
130
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyde) yer almamak
131
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyle) ilgisi olmamak
132
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeye) karışmamış olmak
133
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
134
Deyim
have no part in (something)
f.
(bir şeye) dahil olmamak
135
Deyim
play a bit part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük bir rolü olmak
136
Deyim
play a bit part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük bir rol almak
137
Deyim
play a bit part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük/önemsiz bir rol oynamak
138
Deyim
play a bit part (in something)
f.
(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak
139
Deyim
play a bit part (in something)
f.
(bir şeyde) pek bir rolü/etkisi olmamak
140
Deyim
play a part in (something)
f.
(bir şeyde) rol oynamak
141
Deyim
play a part in (something)
f.
(bir şeyin) içinde yer almak
142
Deyim
play a part in (something)
f.
(bir şeyde) rol almak
143
Deyim
play a part in (something)
f.
(bir şeyde) rol oynamak
144
Deyim
play a part (in something)
f.
(bir şeyde) rol oynamak
145
Deyim
play a part (in something)
f.
(bir şeyin) içinde yer almak
146
Deyim
play a part (in something)
f.
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
147
Deyim
play your part (in something)
f.
(bir şeyde) rol oynamak
148
Deyim
play your part (in something)
f.
(bir şeyin) içinde yer almak
149
Deyim
play your part (in something)
f.
(bir şeye) yol açmak/neden olmak
150
Deyim
in large part
expr.
çoğunlukla
151
Deyim
in good part
expr.
çoğunlukla
152
Deyim
in good part
expr.
geniş ölçüde
153
Deyim
in large part
expr.
geniş ölçüde
154
Deyim
in small part
expr.
küçük bir bölümüne
155
Deyim
in small part
expr.
küçük bir bölümünde
156
Deyim
in small part
expr.
daha az oranda
157
Deyim
in small part
expr.
küçük ölçüde
158
Deyim
in small part
expr.
az derecede
Speaking
159
Konuşma
be part of a change you want to see in the world
expr.
dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
160
Konuşma
which part of turkey are you in?
expr.
türkiye'nin neresindesin?
161
Konuşma
thanks in no small part to
expr.
...için ne kadar teşekkür etsek az
Trade/Economic
162
Ticaret/Ekonomi
cost of an asset acquired in exchange or part exchange for dissimilar asset
i.
benzer olmayan bir varlıkla tamamen veya kısmen takas edilen/değiştirilen varlığın maliyeti
163
Ticaret/Ekonomi
cost of an asset acquired in exchange or part exchange for similar asset
i.
benzer varlıkla tamamen veya kısmen değiştirilen varlığın maliyeti
164
Ticaret/Ekonomi
cost of an asset acquired in exchange or part exchange for similar asset
i.
benzer bir varlıkla tamamen veya kısmen takas edilen varlığın maliyeti
165
Ticaret/Ekonomi
cost of an asset acquired in exchange or part exchange for dissimilar asset
i.
benzer olmayan bir varlıkla tamamen veya kısmen takas edilen varlığın maliyeti
166
Ticaret/Ekonomi
cost of an asset acquired in exchange or part exchange for similar asset
i.
benzer bir varlıkla tamamen veya kısmen takas edilen/değiştirilen varlığın maliyeti
167
Ticaret/Ekonomi
take part in
f.
iştirak etmek
168
Ticaret/Ekonomi
in part or whole
expr.
kısmen veya tamamen
Law
169
Hukuk
terminate in part or in whole
f.
kısmen veya tamamen feshetmek
170
Hukuk
take part in robbery
f.
soygunda yer almak
Technical
171
Teknik
part in compression
i.
basınç parçası
172
Teknik
part in tension
i.
çekme parçası
173
Teknik
part in bending
i.
eğilme parçası
Chemistry
174
Kimya
preserved wholly or in part with ammonia
s.
tamamen veya kısmen amonyakla korunan
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of part in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy