personally - Türkçe İngilizce Sözlük

personally

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"personally" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
personally zf. şahsen
Personally, I hope an appropriate agreement upholding the safety imperative will be reached on this matter.
Şahsen bu konuda güvenlik zorunluluğunu gözeten uygun bir anlaşmaya varılacağını umuyorum.

More Sentences
General
personally zf. bizzat
I have personally guaranteed that it will have higher priority in the IST programme under the Sixth Framework Programme.
Altıncı Çerçeve Programı kapsamındaki IST programında daha yüksek önceliğe sahip olacağını bizzat garanti ettim.

More Sentences
personally zf. şahsen
Personally, I deplore that pronouncement.
Şahsen ben bu açıklamayı esefle karşılıyorum.

More Sentences
personally zf. kişisel olarak
Speaking personally, I have no problem with the idea of doubling them.
Kişisel olarak konuşacak olursam, iki katına çıkarılması fikriyle bir sorunum yok.

More Sentences
personally zf. kendi
I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Sadece kendi öldürdüğüm ve kestiğim hayvanların etini yiyorum.

More Sentences
Law
personally zf. bizzat
They personally agreed to this name at the United Nations.
Bu ismi Birleşmiş Milletler'de bizzat kabul etmişlerdir.

More Sentences
personally zf. şahsen
If, understandably, you cannot do so personally, your representative could consult with the relevant committee.
Eğer anlaşılabilir bir şekilde bunu şahsen yapamıyorsanız, temsilciniz ilgili komiteye danışabilir.

More Sentences
General
personally zf. bana kalırsa
personally zf. kendine gelince
personally zf. kişilik olarak
Colloquial
personally expr. kendi adıma
Law
personally zf. asaleten

"personally" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
Speaking
you personally expr. sen şahsen
If any harm comes to her, I will hold you personally responsible.
Eğer ona bir zarar gelirse, seni şahsen sorumlu tutarım.

More Sentences
General
personally identifiable information i. kişiyi tanımlamak için kullanılan bilgiler
visit personally f. ayağına gitmek
take it personally f. üzerine alınmak
tell personally f. ağzıyla söylemek
be personally involved to f. bizzat ilgilenmek
be personally involved f. parmağı olmak
get involved personally f. bizzat ilgilenmek
get involved personally f. yakından ilgilenmek
take it personally f. üstüne alınmak
not to take something personally f. üzerine alınmamak
not to take something personally f. üstüne alınmamak
deal with someone personally f. özel olarak ilgilenmek
attend to someone personally f. özel olarak ilgilenmek
take something personally f. kişisel almak
know personally f. birebir tanımak
contact personally f. birebir temas kurmak
take personally f. kişisel algılamak
personally identifiable s. kişiye özgü
personally identifiable s. kişiyi tanımlamaya özgü
personally identifiable s. kişiyi tanımlayıcı
personally identifiable s. kişiyi tanımlayan
Phrases
personally I think expr. bence
personally I think expr. şahsen
personally I think expr. şahsen benim fikrim
I personally vouch for him expr. ona şahsen kefilim
Speaking
take nothing personally i. hiçbir şeyi kişisel algılama
should I take that personally? expr. bunu üzerime almalı mıyım?
personally speaking expr. bana kalırsa
personally speaking expr. kişisel konuşuyorum
personally speaking expr. kanımca
Trade/Economic
personally liable partner i. sınırsız sorumlu ortak
personally liable partner i. şahsen sorumlu olan ortak
Law
personally liable i. şahsen mesul