İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Technical | ||||
Teknik | polarize f. | kutuplaşmak | ||
The nation is polarized. Millet kutuplaşmış durumda. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | polarize f. | polarize etmek | ||
Genel | polarize f. | kutuplaştırmak | ||
Genel | polarize f. | kutuplanmak | ||
Genel | polarize f. | polarmak | ||
Genel | polarize f. | kutuplamak | ||
Technical | ||||
Teknik | polarize f. | bir ışının titreşimlerini belirli bir yöne çevirmek | ||
Teknik | polarize f. | kutuplanmak | ||
Teknik | polarize f. | kutuplaştırmak | ||
Teknik | polarize f. | polarizasyon üretmek | ||
Teknik | polarize f. | polarmak | ||
Teknik | polarize f. | ucaylamak | ||
Teknik | polarize f. | ucaylanmak | ||
Medical | ||||
Medikal | polarize f. | polarize etmek | ||
Chemistry | ||||
Kimya | polarize f. | kutuplamak |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | polarize | polarized s. | ||
A polarized plug has two blades with one wider than the other. Polarize bir fişin biri diğerinden daha geniş olan iki bıçağı vardır. More Sentences |
||||
Genel | polarize | polarised s. | ||
Technical | ||||
Teknik | polarize | polarized s. | ||
Teknik | polarize | polarised s. |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | polarize [us] f. | odak noktası görevi görmek | ||
Genel | polarize [us] f. | (ilgiyi, odağı) toplamak | ||
Genel | polarize [us] f. | odak noktası olmak | ||
Genel | polarize [us] f. | temel ilgi konusu olmak | ||
Genel | polarize [us] f. | (zıt görüş veya prensibe) bağlanmak | ||
Genel | polarize [us] f. | (zıt görüş veya prensibe) yönlendirilmek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | polarize something into something f. | kutuplaştırmak | ||
Öbek Fiiller | polarize something into something f. | zıt gruplara ayırmak | ||
Öbek Fiiller | polarize (one group of people) into (two groups of people) f. | (bir grubu) kutuplaştırmak | ||
Öbek Fiiller | polarize (one group of people) into (two groups of people) f. | (bir grubu) iki karşıt gruba bölmek | ||
Öbek Fiiller | polarize into f. | kutuplaştırmak | ||
Öbek Fiiller | polarize into f. | zıt gruplara ayırmak | ||
Öbek Fiiller | polarize into f. | karşıt gruplara bölmek |