İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | predominantly zf. | ağırlıklı olarak | ||
I am pleased that we have taken the decision in favour of the EU's predominantly eastward enlargement. AB'nin ağırlıklı olarak doğuya doğru genişlemesi yönünde karar almış olmamızdan memnuniyet duyuyorum. More Sentences |
||||
Genel | predominantly zf. | çoğunlukla | ||
These are predominantly specialist, and often very small, businesses that use an existing brand to market new products. Bunlar çoğunlukla yeni ürünleri pazarlamak için mevcut bir markayı kullanan uzman ve genellikle çok küçük işletmelerdir. More Sentences |
||||
Genel | predominantly zf. | çoğu | ||
Genel | predominantly zf. | genelde | ||
Genel | predominantly zf. | büyük bir çoğunlukla | ||
Genel | predominantly zf. | ezici bir çoğunlukla | ||
Genel | predominantly zf. | ağırlıklı olmak üzere | ||
Genel | predominantly zf. | büyük çoğunluğu |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | predominantly breastfed s. | ağırlıklı olarak anne sütü ile beslenen |
Construction | ||
İnşaat | components under predominantly longitudinal load i. | hakim şeklinde boyuna doğrultuda yüklere maruz bileşenler |