| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | preside f. | başkanlık etmek | ||
|
I feel especially honoured that it is you who are presiding when this important report is presented. Bu önemli raporun sunulduğu toplantıya sizin başkanlık ediyor olmanızdan özellikle onur duyuyorum. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | preside f. | başkanlık etmek | ||
|
We all agree on the sort of regime over which Saddam Hussein presides. Hepimiz Saddam Hüseyin'in nasıl bir rejime başkanlık ettiği konusunda hemfikiriz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | preside f. | başkanlık yapmak | ||
| Genel | preside f. | yönetmek | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | preside f. | yönetmek | ||
| Law | ||||
| Hukuk | preside f. | başkanlık yapmak | ||
| Hukuk | preside f. | başkanlık etmek | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | preside f. | başkanlık etmek | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | preside over (someone or something) f. | (birine/bir şeye) başkanlık etmek | ||
|
President Mugabe has presided over the destruction of a once vibrant country. Başkan Mugabe bir zamanların canlı ülkesinin yıkımına başkanlık etmiştir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | preside at f. | başkanlık etmek | ||
| Genel | preside over the session f. | oturumu yönetmek | ||
| Genel | preside over a meeting f. | toplantı yönetmek | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | preside at (something) f. | (bir şeye) başkanlık etmek | ||
| Öbek Fiiller | preside at (something) f. | (bir şeyi) yürütmek/yönetmek | ||
| Öbek Fiiller | preside over (someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) yöneticiliğini yapmak | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | preside over f. | başkanlık etmek | ||
| Music | ||||
| Müzik | preside (at) f. | müzik grubunda baş müzisyen olmak | ||
