|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
rakip olmak |
rival f.
|
|
When it comes to good quality wine, no country can rival France.
İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.
More Sentences
|
2 |
Genel |
rakip olacak kadar iyi olmak |
rival f.
|
|
Our product's specs rival those of well-known brands.
Ürünümüzün özellikleri tanınmış markalarınkine rakip olacak niteliktedir.
More Sentences
|
|
Trade/Economic |
|
3 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip ürün |
rival product i.
|
|
It is not competitive selling at a loss to weaken rival products, nor is it driving down the quality of those products.
Bu, rakip ürünleri zayıflatmak için zararına satış yapmak ya da bu ürünlerin kalitesini düşürmek değildir.
More Sentences
|
Sport |
|
4 |
Spor |
rakip takım |
opposing team i.
|
|
He joined the opposing team.
Rakip takıma katıldı.
More Sentences
|
Football |
|
5 |
Futbol |
rakip takımlar |
opponent teams i.
|
|
Tom ragequit the game after getting constantly killed by the opponent team.
Tom rakip takım tarafından sürekli öldürülünce öfkeyle oyundan çıktı.
More Sentences
|
General |
|
6 |
Genel |
güçlü rakip |
nemesis i.
|
|
7 |
Genel |
ezeli rakip |
arch rival i.
|
|
8 |
Genel |
ezeli rakip |
old rival i.
|
|
9 |
Genel |
ezeli rakip |
long-standing rival i.
|
|
10 |
Genel |
ortak rakip |
corrival i.
|
|
11 |
Genel |
müşterek rakip |
corrival i.
|
|
12 |
Genel |
dişli rakip |
formidable adversary i.
|
|
13 |
Genel |
ezeli rakip |
archrival i.
|
|
14 |
Genel |
baş rakip |
archrival i.
|
|
15 |
Genel |
eski/önceki rakip |
former rival i.
|
|
16 |
Genel |
eski/önceki rakip |
erstwhile rival i.
|
|
17 |
Genel |
sinsi rakip |
devious opponent i.
|
|
18 |
Genel |
(lidere/birinciye) en yakın rakip |
someone’s nearest rival/challenger i.
|
|
19 |
Genel |
mücadele edilen (bir grup) rakip |
the competition i.
|
|
20 |
Genel |
rakip karakter |
antipathist i.
|
|
21 |
Genel |
oyuncuların sadece bir kişi kalana kadar rakip oyuncuları paintball, çorap, lastik bant veya benzeri nesnelerle ebeledikleri bir oyun |
assassin i.
|
|
22 |
Genel |
kriptografik algoritmalarda şifreli metnin bir rakip veya düşman tarafından deşifre edilebilme özelliği |
malleability i.
|
|
23 |
Genel |
kuvvetle direnen rakip |
withstander i.
|
|
24 |
Genel |
kararlılıkla direnen rakip |
withstander i.
|
|
25 |
Genel |
iki rakip matadordan her birinin sırayla birkaç boğa ile dövüştüğü boğa güreşi |
mano a mano i.
|
|
26 |
Genel |
hayali rakip |
windmill i.
|
|
27 |
Genel |
rakip bozgunu |
revenge i.
|
|
28 |
Genel |
iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma |
bushfighting i.
|
|
29 |
Genel |
zorlu veya tehlikeli rakip |
gentleman i.
|
|
30 |
Genel |
kamusal anlaşmazlıklarda rakip cenaha karşı çıkan kimse |
gladiator i.
|
|
31 |
Genel |
rakip olma |
opponency i.
|
|
32 |
Genel |
rakip olma |
oppugnancy i.
|
|
33 |
Genel |
güçlü rakip bulunan yarışma |
overmatch i.
|
|
34 |
Genel |
kadın rakip |
rivaless [obsolete] i.
|
|
35 |
Genel |
oyuna rakip pullarından başlayan tavla oyuncusu |
runner i.
|
|
36 |
Genel |
itiraz eden rakip |
competition i.
|
|
37 |
Genel |
kadın rakip |
competitress i.
|
|
38 |
Genel |
kadın rakip |
competitrix i.
|
|
39 |
Genel |
zorlu rakip |
dragon i.
|
|
40 |
Genel |
kadın rakip |
contendress i.
|
|
41 |
Genel |
rakip çekim |
counterattraction i.
|
|
42 |
Genel |
ortak rakip |
corival i.
|
|
|
43 |
Genel |
müşterek rakip |
corival i.
|
|
44 |
Genel |
rakip veya düşmandan gelen hücumu savuşturmak için yapılan hareket |
parry i.
|
|
45 |
Genel |
birbirine rakip üç kişi, grup veya fikir arasındaki çatışma |
truel i.
|
|
46 |
Genel |
hem arkadaş hem rakip görülen kimse |
frenemy i.
|
|
47 |
Genel |
yenilmek (favori rakip) |
be upset f.
|
|
48 |
Genel |
rakip görmek |
see someone as an opponent f.
|
|
49 |
Genel |
rakip görmek |
see someone as an enemy f.
|
|
50 |
Genel |
rakip çıkmak |
be rival to f.
|
|
51 |
Genel |
rakip olmak |
be rival to f.
|
|
52 |
Genel |
rakip olarak görmek |
see someone as an opponent f.
|
|
53 |
Genel |
rakip olarak görmek |
see someone as a rival f.
|
|
54 |
Genel |
rakip görmek |
see someone as a rival f.
|
|
55 |
Genel |
rakip olarak görmek |
see someone as an enemy f.
|
|
56 |
Genel |
(rakip takımın) çabalarına veya ilerlemesine karşı koymak |
hold f.
|
|
57 |
Genel |
(rakip takımın) avantaj kazanmasını engellemek |
hold f.
|
|
58 |
Genel |
yeniden rakip olmak |
revie [obsolete] f.
|
|
59 |
Genel |
rakip oyuncuyu oyun dışı bırakmak |
get f.
|
|
60 |
Genel |
(buz hokeyi topuna) rakip kale çizgisini aşacak şekilde vurmak |
ice f.
|
|
61 |
Genel |
(takım, oyuncu veya profesyonel boksör) daha güçlü rakip ile eşleşmek |
overmatch f.
|
|
62 |
Genel |
rakip olmak |
rivalize f.
|
|
63 |
Genel |
rakip olmak |
rivalise f.
|
|
64 |
Genel |
rakip yapmak |
paragon f.
|
|
65 |
Genel |
rakip olmak |
corrival f.
|
|
66 |
Genel |
(amerikan futbolu) rakip takımdan daha fazla saha kazanmak |
outgain f.
|
|
67 |
Genel |
yenilebilir (rakip) |
vincible s.
|
|
68 |
Genel |
rakip olan |
rival s.
|
|
69 |
Genel |
rakip olan |
competitive s.
|
|
70 |
Genel |
rakip olunamaz |
untouchable s.
|
|
71 |
Genel |
rakip tarafından desteklendiğinde başarısı kanıtlanan |
me-too s.
|
|
72 |
Genel |
rakip olan |
in [new zealand] s.
|
|
73 |
Genel |
rakip olan |
corrival s.
|
|
74 |
Genel |
rakip olan |
corival s.
|
|
75 |
Genel |
rakip olarak |
emulously zf.
|
|
76 |
Genel |
rakip sahada |
away zf.
|
|
77 |
Genel |
rakip olarak |
avie zf.
|
|
78 |
Genel |
rakip kaleye en yakın konumda bulunan forvet oyuncusu |
rf (right forward) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
79 |
Öbek Fiiller |
rakip aday olarak karşısına çıkmak |
start against f.
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak |
touch down f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
rakip olmak |
run against f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
(bir müsabakada) rakip olmak |
match against f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
(bir müsabakada) rakip olmak |
pit against f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak |
face off f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
hokey gibi oyunlarda iki rakip oyuncu arasında topun serbest bırakarak oyunu başlatmak |
face off f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
rakip karşısına çıkmak |
go up f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
rakip karşısına çıkmak |
go up against f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
ile rakip olmak |
play against f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye/kendine birini veya bir şeyi) rakip olarak ayarlamak |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
(rakip polo oyuncusunun) üzerine sürmek |
ride off f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak |
fly out f.
|
|
92 |
Öbek Fiiller |
basketbolda faul alanında dışarı çıkacak olan topa havada vurup rakip oyuncunun eline geçirmek |
foul out f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) rakip olabilecek kimse |
match for (someone or something) f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
ile rakip yapmak |
match with f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
(birini birinin) karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak |
put (one) up against (someone) f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
karşısına rakip olarak çıkarmak |
put up against f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde birine/bir şeye) rakip olabilmek |
rival (someone or something) in (something) f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
-de rakip olabilmek |
rival in f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) rakip olmak |
run against (someone or something) f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
rakip olarak ayarlamak |
set up against f.
|
|
Colloquial |
|
104 |
Konuşma Dili |
aynı düzeydeki rakip |
one's opposite number i.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
zorlu rakip |
a tough nut to crack i.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
hokeyde oyunun başında veya devre arasından sonra iki rakip oyuncu arasında yapılan ve oyunu başlatan top atışı |
face-off i.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
rakip üzerine bilgi toplama |
oppo i.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
(oyun, yarışma veya savaşta) rakip olmak |
verse f.
|
|
Idioms |
|
109 |
Deyim |
iki rakip grup arasındaki keskin ayrım |
clear blue water i.
|
|
110 |
Deyim |
iki rakip grup arasındaki derin yarık |
clear blue water i.
|
|
111 |
Deyim |
iki rakip grup arasındaki belirgin fark |
clear blue water i.
|
|
112 |
Deyim |
zorlu rakip |
a hard nut to crack i.
|
|
113 |
Deyim |
zorlu rakip |
tough egg (to crack) i.
|
|
114 |
Deyim |
zorlu rakip |
tough egg to crack i.
|
|
115 |
Deyim |
zorlu rakip |
tough nut to crack i.
|
|
116 |
Deyim |
rakip karşısında kazanılan müthiş galibiyet |
demolition job i.
|
|
117 |
Deyim |
rakip karşısında kazanılan müthiş galibiyet |
a demolition job [uk] i.
|
|
118 |
Deyim |
(basketbol, futbol) kolay sayı kazanmak için rakip sahada topu beklemek |
cherry-pick f.
|
|
119 |
Deyim |
beleş gol için savunma yapmak yerine rakip sahada topun ayağına gelmesini beklemek |
cherry-pick f.
|
|
120 |
Deyim |
futbolda rakip takıma gol şansı vermemek |
keep a clean sheet f.
|
|
121 |
Deyim |
birini diğerinin karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak |
put someone up against someone f.
|
|
122 |
Deyim |
rakip partiye geçmek |
cross the aisle [us/south africa] f.
|
|
123 |
Deyim |
rakip partiyle işbirliği yapmak |
cross the aisle [us/south africa] f.
|
|
124 |
Deyim |
rakip partiye geçmek |
cross the aisle [uk/canada/australia] f.
|
|
125 |
Deyim |
rakip partiyle işbirliği yapmak |
cross the aisle [uk/canada/australia] f.
|
|
126 |
Deyim |
parlamento'daki rakip kanada geçmek |
cross the floor [uk/canada/australia] f.
|
|
127 |
Deyim |
(birinin) rakip sesler/görüşler arasında sesini duyurmak |
make (one's) voice heard f.
|
|
128 |
Deyim |
(bir şey/rakip) karşısında bastırmak |
turn up the heat (on someone or something) f.
|
|
129 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) rakip |
against someone or something zf.
|
|
130 |
Deyim |
20. yy'ın başlarındaki üç efsanevi beyzbol oyuncusunun rakip iki oyuncuyu oyun dışına atmak üzere yaptıkları bir senaryo |
tinker to evers to chance expr.
|
|
Trade/Economic |
|
131 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firmanın elemanının ayartılması |
raid i.
|
|
132 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi |
theory of games i.
|
|
133 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi |
game theory i.
|
|
134 |
Ticaret/Ekonomi |
abd'de ithalata rakip bazı malların gümrük vergisinin hesaplanmasında vergi temeli olarak amerika'nın kendi iç fiyatlarının esas alınması |
american selling price i.
|
|
135 |
Ticaret/Ekonomi |
dolaylı rakip |
indirect competitor i.
|
|
136 |
Ticaret/Ekonomi |
direkt rakip |
direct competitor i.
|
|
137 |
Ticaret/Ekonomi |
grev sırasında rakip iki sendika arasında patlak veren müdahale krizi |
cross picketing i.
|
|
138 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip şirket |
rival firm i.
|
|
139 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip işletme |
rival company i.
|
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip tedariki |
rival supply i.
|
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip aday |
rival candidate i.
|
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip imalatçı |
rival manufacturer i.
|
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip teşebbüsler |
competing undertaking i.
|
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip kurum |
rival firm i.
|
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip kuruluş |
rival firm i.
|
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip teklifler |
competing transaction i.
|
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip müessese |
competing house i.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip arzı |
rival supply i.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip şirket |
rival company i.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip dükkan |
rival shop i.
|
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firma |
rival firm i.
|
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip işletme |
rival firm i.
|
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip kuruluş |
rival company i.
|
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip sendika |
rival union i.
|
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip mallar |
rival commodities i.
|
|
156 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firmalar |
competing undertaking i.
|
|
157 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip tesis |
rival plant i.
|
|
158 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip kurum |
rival company i.
|
|
159 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip teklif verilmesi |
competing bids i.
|
|
160 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip sanayiler |
competing industries i.
|
|
161 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip bilgisi |
competitive information i.
|
|
162 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip analizi |
competitor analysis i.
|
|
163 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip firma |
rival company i.
|
|
164 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip şirketlerin anlaşmalı olarak fiyatları ayarlamaları |
price fixing i.
|
|
165 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip olma |
rivalry i.
|
|
166 |
Ticaret/Ekonomi |
rakip faaliyetler |
competing business i.
|
|
167 |
Ticaret/Ekonomi |
şirketle ilişkisi kesilen çalışanın belirlenen süre boyunca (rakip bir şirkette çalışmaya hemen başlamaması için) maaşı ödenir |
garden leave i.
|
|
Law |
|
168 |
Hukuk |
birbirine rakip firmaların fiyatları usulsüz olarak aynı zamanda aynı miktarda artırması |
parallelism i.
|
|
Politics |
|
169 |
Siyasal |
fiili rakip |
actual competitor i.
|
|
170 |
Siyasal |
kendi partisini bırakıp rakip partiyi destekleyen kimse |
bolter i.
|
|
171 |
Siyasal |
rakip istihbarat örgütü personelinin kendisini dost ülke veya örgüt kimliği altında yanlış tanıtarak sergilediği yaklaşım |
false flag i.
|
|
172 |
Siyasal |
siyasi rakip |
political dissident i.
|
|
173 |
Siyasal |
siyasal bir anlaşmazlıkta rakip olan taraflar |
case parties i.
|
|
Advertising |
|
174 |
Reklam |
rakip ürünü karalamak için tasarlanan reklam veya tanıtım materyali |
knocking copy i.
|
|
Technical |
|
175 |
Teknik |
rakip veya düşman tarafından deşifre edilebilen (şifreli metin) |
malleable s.
|
|
Computer |
|
176 |
Bilgisayar |
microsoft tarafından apple ipod'a rakip olarak üretilmiş medya oynatıcısı |
zune i.
|
|
177 |
Bilgisayar |
yeni rakip |
new opponent i.
|
|
Telecom |
|
178 |
Telekom |
fiili rakip |
actual competitor i.
|
|
179 |
Telekom |
rakip sanayiler |
competing industries i.
|
|
180 |
Telekom |
rakip teşebbüs/firma |
competing undertaking i.
|
|
Psychology |
|
181 |
Psikoloji |
rakip antagonist |
competitive antagonist i.
|
|
Botanic |
|
182 |
Botanik |
bitkinin otçullara veya rakip bitkilere karşı kendini savunmak için ürettiği toksik kimyasal |
allelochemical i.
|
|
Literature |
|
183 |
Edebiyat |
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı |
mahabarata [hinduism] i.
|
|
184 |
Edebiyat |
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı |
mahabharatam [hinduism] i.
|
|
185 |
Edebiyat |
eski hindistan'da rakip iki hanedan arasında yaşanan sivil savaşı konu edinen, sanskritçe yazılmış çok uzun bir hindu destanı |
mahabharatum [hinduism] i.
|
|
Religious |
|
186 |
Dini |
meşru papaya muhalif olarak gösterilen rakip papa |
antipope i.
|
|
Sport |
|
187 |
Spor |
rakip takıma yakalanmadan fileli bir kaleye sayı yapma esasına dayanan bir oyun |
tchoukball i.
|
|
188 |
Spor |
eskrimde rakip orijinal hücum hattını kapatıp karşı atak yapmadığında gerçekleştirilen saldırı |
redouble i.
|
|
189 |
Spor |
top süren rakip takım oyuncusunu kasıtlı olarak iten oyuncu |
charging i.
|
|
190 |
Spor |
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak |
touch the ball down i.
|
|
191 |
Spor |
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak |
touch down the ball i.
|
|
192 |
Spor |
alttaki rakip |
competitor underneath i.
|
|
193 |
Spor |
rakip oyuncunun başarılı hareketlerinden sonra rakibin moralini bozmak amacıyla yapılan tahrik edici konuşmalar |
trash-talk i.
|
|
194 |
Spor |
rakip güreşçiyi kollarından sarıp düşürme |
drag i.
|
|
195 |
Spor |
beyzbolda atıcının maçta rakip takıma verdiği ortalama sayı |
earned run average i.
|
|
196 |
Spor |
(amerikan futbolu) topu rakip takımdan alma |
takeaway i.
|
|
197 |
Spor |
rakip takımdan top çalma becerisi |
ball hawking i.
|
|
198 |
Spor |
rakip savunmanın yaptığı hatalarla alınan sayı |
extra i.
|
|
199 |
Spor |
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma yöntemi |
face-off i.
|
|
200 |
Spor |
(ragbide) kendi 22 m'lik sahasında duran bir oyuncunun rakip tarafından ileriye doğru atılan bir topu yakalaması ve "mark" diye bağırarak serbest vuruş yapmaya hak kazanması |
mark i.
|
|
201 |
Spor |
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapan oyuncu |
marker i.
|
|
202 |
Spor |
bilardoda yanlışlıkla rakip oyuncunun topunun deliğe sokulması |
winning hazard i.
|
|
203 |
Spor |
(ragbi) rakip oyuncuyu açık elle uzaklaştırma |
hand-off i.
|
|
204 |
Spor |
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi sonucu müsabakanın erken bitirilmesi |
mercy killing i.
|
|
205 |
Spor |
rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi durumunda müsabakanın erken bitirilmesini öngören kural |
mercy rule i.
|
|
206 |
Spor |
(ragbide) vuruş veya sürüş sonrası rakip tarafından gerçekleştirilen tutuş |
fair catch i.
|
|
207 |
Spor |
çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirme |
bully i.
|
|
208 |
Spor |
top hakimiyetini rakip takıma geçiren hata |
giveaway i.
|
|
209 |
Spor |
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma |
face-off i.
|
|
210 |
Spor |
düzmece güreş maçında sevimsiz rakip rolünü oynayan güreşçi |
heel i.
|
|
211 |
Spor |
saha arkasındaki rakip oyuncuya geçen topları durduran kimse |
long-stop i.
|
|
212 |
Spor |
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu |
long-stop i.
|
|
213 |
Spor |
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu |
long stop i.
|
|
214 |
Spor |
(hokey) rakip takım savunmasının sayıca fazla olduğu hücum hamlesi |
odd-man rush i.
|
|
215 |
Spor |
(takım sporlarında) rakip takım oyuncusu |
opponent i.
|
|
216 |
Spor |
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu |
running i.
|
|
217 |
Spor |
(buz hokeyi) hakemin rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatması |
face-off i.
|
|
218 |
Spor |
(kadın lakrosta) rakip gol sahasına en yakın noktada oynayan hücum oyuncusu |
first home i.
|
|
219 |
Spor |
atıcının rakip takımın 5 atış yapmasına izin verdiği bir oyun türü |
five-hitter i.
|
|
220 |
Spor |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme |
forecheck i.
|
|
221 |
Spor |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme çalışan oyuncu |
forechecker i.
|
|
222 |
Spor |
(buz hokeyinde) topa kendi defans alanında sahip olan rakip oyuncu ile mücadele etme |
fore-checking i.
|
|
223 |
Spor |
poloda rakip oyuncular arasında bir atış |
throw-in f.
|
|
224 |
Spor |
rakip takımın veya oyuncunun başarmasını engelleyememek |
allow f.
|
|
225 |
Spor |
rakip güreşçiyi yere indirmek |
take down f.
|
|
226 |
Spor |
(buz hokeyinde hakem) oyunu başlatmak için pakı rakip takımlar arasına bırakmak |
face f.
|
|
227 |
Spor |
(buz hokeyinde hakem) pakı rakip takımlar arasına bırakarak oyunu başlatmak |
face f.
|
|
228 |
Spor |
(rakip bir oyuncuyu) aktif bir şekilde bloke etmek |
man-up f.
|
|
229 |
Spor |
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapmak |
mark f.
|
|
230 |
Spor |
(özellikle ragbide) rakip oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak |
hack f.
|
|
231 |
Spor |
golfte rakip oyuncuyla aynı sayıyı yapmak |
halve f.
|
|
232 |
Spor |
(rakip hokey oyuncusunu) tahta çerçeveye doğru itmek |
board f.
|
|
233 |
Spor |
çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirmek |
bully f.
|
|
234 |
Spor |
rakip oyuncudan topu almak |
burgle [uk] f.
|
|
235 |
Spor |
(rakip takımı veya oyuncuyu) yenmek |
burn f.
|
|
236 |
Spor |
(rakip takıma veya oyuncuya karşı) sayı almak |
burn f.
|
|
237 |
Spor |
topu almasını engellemek için rakip oyuncuya yaklaşmak |
close down f.
|
|
238 |
Spor |
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirmek |
forecheck f.
|
|
239 |
Spor |
(rakip takımdan) daha çevik olmak |
outhustle [us] f.
|
|
240 |
Spor |
(rakip takımdan) daha atik olmak |
outhustle [us] f.
|
|
241 |
Spor |
(rakip takımı) geride bırakmak |
outrush f.
|
|
242 |
Spor |
(rakip darbesinden kaçmak için) hızlıca yana kaymak |
slip f.
|
|
243 |
Spor |
(rakip darbesinden kaçmak için) yana doğru hamle yapmak |
slip f.
|
|
244 |
Spor |
(rakip için) hummalı bir hazırlık yapmak |
point f.
|
|
245 |
Spor |
(voleybol topunu) sahanın ön kısmındayken aşağı doğru sert bir vuruş yaparak keskin bir açıyla rakip sahaya sürmek |
spike f.
|
|
246 |
Spor |
(futbolda rakip takımı) dağıtmak |
spread-eagle f.
|
|
247 |
Spor |
(futbolda rakip takımı) perişan etmek |
spread-eagle f.
|
|
248 |
Spor |
(savunma çizgi oyuncusu) karşı iki oyuncuyu atlatmak için baş ve omuzlarını rakip iki oyuncunun önüne atmak |
submarine f.
|
|
249 |
Spor |
yakınlarında rakip olmayan (oyuncu) |
wide-open s.
|
|
250 |
Spor |
rakip takıma karşı sayıca avantajlı durumda olan |
odd-man s.
|
|
251 |
Spor |
rakip alana ilerleyen |
forward s.
|
|
Basketball |
|
252 |
Basketbol |
bir takımın rakip takım ile oynadığı tüm maçları kazanması |
sweeping a series i.
|
|
253 |
Basketbol |
bölge savunmasının önünde oynayıp, saldırgan savunması ile rakip oyuncuları kötü pas atmaya zorlayan oyuncu |
chaser i.
|
|
254 |
Basketbol |
hücum oyuncusunun rakip pota önündeki boyalı alanda üç saniyeden fazla kalıp takımının top kaybetmesine neden olması |
3-in-the-key i.
|
|
255 |
Basketbol |
hücum esnasında rakip oyuncuların oluşturduğu kalabalık bölge |
traffic i.
|
|
256 |
Basketbol |
iki rakip oyuncunun aynı zaman diliminde karşılıklı faul yapması |
double foul i.
|
|
257 |
Basketbol |
rakip oyunculardan saldırgan savunma yaparak çok top çalan savunma oyuncusu |
ball hawk i.
|
|
258 |
Basketbol |
rakip oyuncuyu savunma |
guarding i.
|
|
259 |
Basketbol |
rakip potaya yönelmiş bir oyuncuya atılan yüksek pas |
alley-oop pass i.
|
|
260 |
Basketbol |
savunma takımının, rakip takıma potaya yakın atış şansı vermeyecek şekilde potanın önünde birikmesi |
clogging the middle i.
|
|
261 |
Basketbol |
rakip sahada karşı potaya yakın oynayan forvetler |
frontcourt i.
|
|
262 |
Basketbol |
rakip çember civarında havada yakalanan pası smaç yaparak alınan sayı |
alley-oop shot i.
|
|
263 |
Basketbol |
takımın hızla hücuma çıkıp etkili şutörleriyle rakip savunma yerleşmeden sayı bulması |
run-and-gun i.
|
|
264 |
Basketbol |
oyunun başında hakemin iki rakip oyuncu arasına attığı top |
jump ball i.
|
|
265 |
Basketbol |
rakip sahada potaya yakın bölümde oynanan bir pozisyon |
point i.
|
|
266 |
Basketbol |
rakip oyuncuyu savunmak |
covering a man f.
|
|
267 |
Basketbol |
basketbolda rakip takım oyuncusuna ve potaya sırtını dönerek topu şut atabileceği veya potaya yaklaştırabileceği bir konuma getirmeye çalışmak |
post up f.
|
|
Football |
|
268 |
Futbol |
hakemin iki rakip oyuncu arasında topu yere bırakarak oyuna sokması |
throwdown i.
|
|
269 |
Futbol |
hata sonucu topun rakip takıma geçmesi |
turnover i.
|
|
270 |
Futbol |
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul |
foul by holding i.
|
|
271 |
Futbol |
rakip oyuncunun dizleri arasına omuz getirilerek gerçekleştirilen kural dışı bir blok hareketi |
chop block i.
|
|
272 |
Futbol |
topun rakip gol alanına giderek rakibin hakimiyetinde ölü hale gelmesi ile elde edilen skor |
rouge or single point i.
|
|
273 |
Futbol |
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu |
running game i.
|
|
274 |
Futbol |
oyuncunun rakip takımı geçerek topu sürdüğü bir futbol oyunu |
running play i.
|
|
275 |
Futbol |
rakip takım topu ilerletirken oyuncuların yere indirilmesi |
drive i.
|
|
276 |
Futbol |
rakip kaleye doğru koşar gibi yaparken yön değiştirip hücum çizgisinden pas alma |
buttonhook i.
|
|
277 |
Futbol |
(amerikan futbolunda) sahada kenar çizgisi ile rakip takımın kale çizgisinin oluşturduğu köşelerden her biri |
coffin corner i.
|
|
278 |
Futbol |
alan kişinin doğrudan rakip takımın kalesine koşmasını gerektiren pas |
fly i.
|
|
279 |
Futbol |
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu |
scrum i.
|
|
280 |
Futbol |
rakip hücum oyuncularının çömelerek birbirlerine yaklaştıkları ragbi pozisyonu |
scrummage i.
|
|
281 |
Futbol |
rakip defansa zor anlar yaşatmak |
run the defence ragged f.
|
|
282 |
Futbol |
rakip takımın kalesine doğru hücum hattının ötesin(d)e |
downfield s.
|
|
283 |
Futbol |
rakip takımın kalesine doğru hücum hattının ötesin(d)e |
downfield zf.
|
|
Tennis |
|
284 |
Tenis |
rakip oyuncunun fileye yaklaşmasını sağlayacak şekilde yapılan falsolu vuruş |
approach shot i.
|
|
285 |
Tenis |
top rakip kortun gerisine düşecek şekilde yapılan vuruş |
lob i.
|
|
286 |
Tenis |
(topa) rakip kortun gerisine düşecek şekilde yüksekten vurmak |
lob f.
|
|
287 |
Tenis |
topa rakip kortun gerisine düşecek şekilde yüksekten vurmak |
lob f.
|
|
Volleyball |
|
288 |
Voleybol |
rakip alan |
opponent court i.
|
|
Baseball |
|
289 |
Beysbol |
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun |
three-hitter i.
|
|
290 |
Beysbol |
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun |
3-hitter i.
|
|
291 |
Beysbol |
atıcının rakip takıma sadece iki vuruş hakkı verdiği oyun |
two-hitter i.
|
|
292 |
Beysbol |
atıcının rakip takıma sadece iki vuruş hakkı verdiği oyun |
2-hitter i.
|
|
293 |
Beysbol |
savunma oyuncusunun bir rakip oyuncuyu dışarı çıkarabilecekken yaptığı hata |
error i.
|
|
294 |
Beysbol |
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece tek vuruş yapmasına izin verdiği oyun |
one-hitter i.
|
|
295 |
Beysbol |
(rakip beyzbol takımının veya vurucunun) skor yapmasını engellemek |
horse collar f.
|
|
296 |
Beysbol |
(rakip beyzbol takımının veya vurucunun) skor yapmasını engellemek |
horse-collar f.
|
|
297 |
Beysbol |
rakip atıcının sayı almasını önlemek |
save f.
|
|
298 |
Beysbol |
vurucunun rakip takıma hiçbir vuruş yaptırmadığı oyun |
no-hit game s.
|
|
299 |
Beysbol |
vurucunun rakip takıma hiçbir vuruş yaptırmadığı oyun |
no-hitter s.
|
|
Boxing |
|
300 |
Boks |
hayali bir rakip ile dövüşme |
shadowboxing i.
|
|
301 |
Boks |
hayalet rakip üzerinden egzersiz yapmak |
shadow-box f.
|
|
Chess |
|
302 |
Satranç |
uzun menzilli bir taşın (fil, kale, vezir) rakip taşı tehdit ettiği bir durumda, tehdit edilen taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu |
skewer i.
|
|
303 |
Satranç |
uzun menzilli taşın tehdit ettiği rakip taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu |
skewer i.
|
|
304 |
Satranç |
(rakip taşı) almakla tehdit etmek |
attack f.
|
|
305 |
Satranç |
rakip taşın yemesine açık hale getirmek |
hang f.
|
|
Card |
|
306 |
İskambil |
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engelleme |
euchre i.
|
|
307 |
İskambil |
(poker ve briçte) başka oyuncunun bahis vermesinden sonra rakip takım oyuncusunun verdiği teklif |
overcall i.
|
|
308 |
İskambil |
dört elli kart oyununda iki rakip çiftinden biri |
corner i.
|
|
309 |
İskambil |
briçte rakip ellerinin zayıf olması nedeniyle partnerinin elinin güçlü olduğunu varsayarak deklarasyon yapmak |
balance f.
|
|
310 |
İskambil |
koz diyen rakip oyuncunun üç el kağıt almasını engellemek |
euchre f.
|
|
311 |
İskambil |
(poker) rakip oyuncunun tüm parasını almak |
stack f.
|
|
Wagering |
|
312 |
Bahisçilik |
zarda rakip oyuncunun bahsini karşılamak |
fade f.
|
|
Art |
|
313 |
Sanat |
rakip karakter |
antagonist i.
|
|
Archaic |
|
314 |
Eski Kullanım |
(argüman, rakip) çürütmek |
squabash [scotland] f.
|
|
Slang |
|
315 |
Argo |
rakip şampiyondan kaçarken ona hasar verme ve kendine yaklaşmasına engel olma durumu |
kiting i.
|
|
316 |
Argo |
rakip şampiyondan kaçarken ona hasar verme ve kendine yaklaşmasına engel olma durumu |
kite f.
|
|