| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | reiterate f. | tekrarlamak | ||
|
I am of the opinion that these are two important remarks, and that is why I am reiterating them here. Bunların iki önemli açıklama olduğu kanaatindeyim ve bu nedenle bunları burada tekrarlıyorum. More Sentences |
||||
| Genel | reiterate f. | yinelemek | ||
|
The Council reiterated its conclusions of December 2000 regarding the measures to take with regard to the Erika. Konsey, Erika ile ilgili olarak alınması gereken tedbirlere ilişkin Aralık 2000 tarihli kararlarını yinelemiştir. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | reiterate f. | vurgulamak | ||
|
I also wish to reiterate the importance of the EU's environmental policy. Ayrıca AB'nin çevre politikasının önemini bir kez daha vurgulamak isterim. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | reiterate f. | yinelemek | ||
|
We reiterated our commitment to basic research. Temel araştırmalara olan bağlılığımızı yineledik. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | reiterate f. | tekit etmek | ||
| Genel | reiterate f. | yeniden yapmak | ||
| Genel | reiterate f. | sağlamlaştırmak | ||
| Genel | reiterate f. | pekiştirmek | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | reiterate one's previous statement f. | önceki beyanın aynen tekrar etmek |
