| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | release someone or something from something f. | birini/bir şeyi bir şeyden serbest bırakmak |
| Öbek Fiiller | release someone or something from something f. | bir şeyi/birini bir şeyden özgür bırakmak |
| Öbek Fiiller | release someone or something from something f. | birinin/bir şeyin bir yerden gitmesine izin vermek |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | release (someone or something) from (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeyden) serbest bırakmak | ||
|
We must do all we can to release from detention this brave and honourable woman. Bu cesur ve onurlu kadının gözaltından serbest bırakılması için elimizden geleni yapmalıyız. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | release (someone or something) from (something) f. | (bir şeyi/birini bir şeyden) özgür bırakmak | ||
