| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | rest with f. | (kararı vermek) (birine) kalmak | ||
|
The final decision rests with the students themselves. Son karar öğrencilere kalmış. More Sentences |
||||
| Genel | rest with f. | elinde olmak | ||
|
The monopoly on making legislative proposals will rest with people who can no longer be elected. Yasa teklifinde bulunma tekeli artık seçilemeyecek olan kişilerin elinde olacaktır. More Sentences |
||||
| Genel | rest with f. | (kararı vermek vb) düşmek | ||
| Genel | rest with f. | -e kalmak | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | rest with f. | bağlı olmak | ||
| Öbek Fiiller | rest with f. | yetki alanında olmak | ||
| Öbek Fiiller | rest with f. | tasarrufunda olmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birine/bir şeye) bağlı olmak |
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) elinde olmak |
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birine/bir şeye) ait olmak |
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birinde/bir şeyde) yatmak |
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birine/bir şeye) vermek |
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birine/bir şeye) bahşetmek |
| Öbek Fiiller | rest with (someone or something) f. | (birine/bir şeye) yetki vermek |
| Speaking | ||
| Konuşma | she/he will be with you for the rest of your life expr. | hayatının sonuna kadar seninle birlikte olacak |
