restricting - Türkçe İngilizce Sözlük

restricting

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"restricting" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
restricting s. kısıtlayıcı
This regulation, therefore, has a restricting rather than a stimulating effect.
Dolayısıyla bu yönetmelik teşvik edici olmaktan ziyade kısıtlayıcı bir etkiye sahiptir.

More Sentences
restricting s. kısıtlayan
The Union has rigid quotas, tariffs and other protectionist policies restricting trade with third countries.
Birlik, üçüncü dünya ülkelerine ticareti kısıtlayan katı kotalar, tarifeler ve diğer korumacı politikalara sahiptir.

More Sentences

"restricting" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 12 sonuç

İngilizce Türkçe
General
punishment restricting freedom i. hürriyeti bağlayıcı ceza
Trade/Economic
competition-restricting agreements i. rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar
Law
penalties restricting liberty i. hürriyeti kısıtlayan cezalar
restricting by law i. kanunla sınırlama
temporary punishment restricting personal freedom i. muvakkat şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza
restricting fundamental rights and freedoms by law i. temel haklar ve özgürlükleri kanunla sınırlama
Politics
restricting sleep i. uyutmama
Technical
restricting valve i. sınırlandırma valfi
restricting washer i. sınırlandırma pulu
restricting jet i. sınırlandırma jeti
restricting flange i. sınırlandırma flenci
Military
restricting plug i. gaz tıkama halkası