Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Psychology | ||||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | mental disorder i. | ||
Tom has no history of any mental disorder. Tom'un herhangi bir ruhsal bozukluk öyküsü yoktur. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | ruhsal bozukluk | chemical imbalance i. | ||
Psychology | ||||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | disturbance i. | ||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | mental disturbance i. | ||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | psychological disorder i. | ||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | mental illness i. | ||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | folie i. | ||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | mental agitation i. | ||
Psikoloji | ruhsal bozukluk | hypopsychosis i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | şiddetli ruhsal bozukluk | feeling i. |
Genel | cinneti andıran ruhsal bozukluk | frenzy i. |
Psychology | ||
Psikoloji | görünürde fiziksel bir neden olmaksızın felç veya körlük gibi fiziksel semptomların görüldüğü bir ruhsal bozukluk | hysteria i. |
Psikoloji | şiddetli duygu patlamaları ve duyusal ve motor işlev bozuklukları ile karakterize bir ruhsal bozukluk | hysterical neurosis i. |
Psikoloji | zihinsel çatışmaların somatik tepkilere dönüştüğü ruhsal bozukluk | conversion hysteria i. |
Psikoloji | zihinsel çatışmaların somatik tepkilere dönüştüğü ruhsal bozukluk | conversion reaction i. |
Mental Health | ||
Ruhbilim | başkalarına zarar verip tedavi ederek duygusal tatminini sağlayan bireylerde görülen ruhsal bozukluk | munchausen's syndrome by proxy i. |
Modern Slang | ||
Modern Argo | birinin takıntı haline getirildiği ruhsal bir bozukluk | adele syndrome i. |