| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | run across f. | rastlamak | ||
|
She ran across her old friend while walking in the park. O parkta yürürken eski arkadaşına rastladı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | run across f. | karşılaşmak | ||
|
I ran across her in Mongolia, of all places. Onunla Moğolistan'da karşılaştım, o kadar yer varken. More Sentences |
||||
| Genel | run across f. | rastlamak | ||
|
I ran across an old friend of mine at party the other day. Geçen gün partide eski bir arkadaşıma rastladım. More Sentences |
||||
| Genel | run across f. | koşarak geçmek | ||
|
I ran across the field. Sahayı koşarak geçtim. More Sentences |
||||
| Genel | run across f. | rast gelmek | ||
| Genel | run across f. | tesadüf etmek | ||
| Genel | run across f. | tesadüfen karşılaşmak | ||
| Genel | run across f. | -in bir kenarından öbür kenarına koşmak | ||
| Genel | run across f. | ile karşılaşmak | ||
| Genel | run across f. | -e rastlamak | ||
| Genel | run across f. | rastlaşmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | run across an old friend f. | eski bir dosta rastlamak |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | run across someone or something f. | birini/bir şeyi bulmak |
| Öbek Fiiller | run across someone or something f. | birine/bir şeye rastlamak |
| Öbek Fiiller | run across someone or something f. | birine/bir şeye rast gelmek |
| Öbek Fiiller | run across someone or something f. | biriyle/bir şeyle karşılaşmak |
