Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | sakatlanmış | maimed s. | ||
Consequently, millions suffer from avoidable diseases or are maimed and shot. Sonuç olarak, milyonlarca kişi önlenebilir hastalıklardan muzdarip olmakta veya sakatlanmakta ya da vurulmaktadır. More Sentences |
||||
Genel | sakatlanmış | mutilated s. | ||
One hundred and thirty million mutilated women in the world is a terrifying number. Dünyada yüz otuz milyon sakatlanmış kadın korkunç bir sayıdır. More Sentences |
||||
Genel | sakatlanmış | crippled s. | ||
Genel | sakatlanmış | hamstringed s. | ||
Genel | sakatlanmış | truncated s. | ||
Genel | sakatlanmış | mangled s. | ||
Genel | sakatlanmış | mutilous [obsolete] s. | ||
Genel | sakatlanmış | crocked [uk] s. | ||
Phrases | ||||
İfadeler | sakatlanmış | out of action expr. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | sakatlanmış | bunged up s. | ||
Konuşma Dili | sakatlanmış | hors de combat s. | ||
Biology | ||||
Biyoloji | sakatlanmış | mutilate s. | ||
Slang | ||||
Argo | sakatlanmış | gimpy s. | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | sakatlanmış | gammy s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | sakatlanmış gibi yapmak | fake an injury f. |
Genel | sakatlanmış numarası yapmak | fake an injury f. |
Genel | ciddi bir biçimde sakatlanmış | maim [obsolete] s. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | (sakatlanmış bir bacağı) yürüyerek iyileştirmek | walk it off f. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | sakatlanmış işçilere ve yakınlarına verilen tazminat | compensation i. |