| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | satisfactory s. | tatmin edici | ||
|
Both a rule on liability and a satisfactory rule on labelling are a long way off. Hem sorumluluğa ilişkin bir kural hem de etiketlemeye ilişkin tatmin edici bir kural için uzun bir yol var. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | satisfactory s. | tatminkar | ||
|
Turkey's compliance with the Community commercial policy remains very satisfactory. Türkiye'nin Topluluk ticaret politikasına uyumu çok tatminkâr olmaya devam etmektedir. More Sentences |
||||
| Genel | satisfactory s. | tatmin edici | ||
|
On 5 September I received a detailed and satisfactory written answer. 5 Eylül tarihinde detaylı ve tatmin edici bir yazılı cevap aldım. More Sentences |
||||
| Genel | satisfactory s. | yeterli | ||
|
He is, on the whole, a satisfactory student. Genel olarak yeterli düzeyde bir öğrencidir. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Siyasal | satisfactory s. | tatminkar | ||
|
As far as the implementation of anti-trust rules is concerned, the situation remains satisfactory. Anti-tröst kurallarının uygulanmasıyla ilgili olarak, durum tatminkâr olmaya devam etmektedir. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | satisfactory s. | tatmin edici | ||
|
And since the proposed approach seems satisfactory, we shall study in detail the final decision that is taken. Ve önerilen yaklaşım tatmin edici göründüğünden, alınan nihai kararı ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | satisfactory s. | memnun edici | ||
| Genel | satisfactory s. | doyurucu | ||
| Genel | satisfactory s. | dolgun | ||
| Genel | satisfactory s. | makbul | ||
| Genel | satisfactory s. | ikna edici | ||
| Genel | satisfactory s. | hoşnut edici | ||
| Genel | satisfactory s. | kabul edilebilir | ||
| Genel | satisfactory s. | talebi karşılayan | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | satisfactory i. | memnuniyet verici | ||
| Technical | ||||
| Teknik | satisfactory s. | yeterli | ||
| Religious | ||||
| Dini | satisfactory s. | ilahi adalete uygun | ||
| Dini | satisfactory s. | ilahi adaleti karşılayan | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | satisfactory answer i. | tatmin edici cevap | ||
|
These questions demand answers, and no satisfactory answers have been given. Bu sorular cevap bekliyor ve tatmin edici cevaplar verilmedi. More Sentences |
||||
| Genel | satisfactory evidence i. | yeterli kanıt | ||
| Genel | satisfactory condition i. | tatminkar şart | ||
| Genel | satisfactory control i. | tatminkar kontrol | ||
| Genel | satisfactory control i. | tatmin edici kontrol | ||
| Genel | satisfactory answer i. | doyurucu cevap | ||
| Genel | satisfactory answer i. | doyurucu yanıt | ||
| Genel | satisfactory answer i. | tatminkar yanıt | ||
| Genel | satisfactory answer i. | tatminkar cevap | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | satisfactory receipt of goods i. | malların layığı ile teslim alınması | ||
| Law | ||||
| Hukuk | satisfactory evidence i. | ihtilaflı konuyu aydınlığa kavuşturmaya yeter güçteki kanıt | ||
