seated

"seated" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	seated s.	oturmuş
Tom seated himself. Tom oturdu. More Sentences
2	Genel	seated s.	oturaklı
3	Genel	seated s.	yerleşmiş
4	Genel	seated s.	kurulmuş
5	Genel	seated s.	yerleşik
6	Genel	seated s.	köklü
7	Genel	seated s.	taşıma yüzeyi oyuk (at nalı)
8	Genel	seated s.	çok oturmaktan kalça kısmı esneyip pot yapmış (etek)

"seated" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	remain seated f.	oturmaya devam etmek
I remained seated. Oturmaya devam ettim. More Sentences
2	Genel	remain seated f.	kalkmamak
Please remain seated until the bus stops completely. Lütfen, otobüs tamamen duruncaya kadar ayağa kalkma. More Sentences
3	Genel	deep-seated s.	köklü
Their deep-seated hatred for each other prevented any chance of reconciliation. Birbirlerine karşı duydukları köklü nefret, her türlü uzlaşma ihtimalini ortadan kaldırıyordu. More Sentences
4	Genel	deep-seated s.	derin
There are many deep-seated differences. Çok derin farklılıklar var. More Sentences
Speaking
5	Konuşma	be seated f.	oturmak
Please be seated. Lütfen oturun. More Sentences
6	Konuşma	stay seated expr.	yerinden kalkma
Please stay seated until the plane comes to a complete stop. Uçak tamamen durana kadar yerinizden kalkmayın. More Sentences
7	Konuşma	remain seated expr.	yerinizden kalkmayın
Please remain seated until the bus comes to a complete stop. Lütfen, otobüs tamamen durana kadar yerinizden kalkmayın. More Sentences
General
8	Genel	seated coach i.	pulman vagon
9	Genel	deep-seated distrust i.	köklü güvensizlik
10	Genel	be seated next to a female f.	bayan yanına bilet verilmek
11	Genel	ask someone to be seated f.	oturmasını rica etmek
12	Genel	ask someone to be seated f.	oturmasını istemek
13	Genel	remain seated f.	sürekli oturmak
14	Genel	remain seated f.	yerinden kalkmamak
15	Genel	deep seated s.	çok derin
16	Genel	deep-seated s.	kökleşmiş
17	Genel	deep-seated s.	derinde olan
18	Genel	deep-seated s.	derinden gelen
19	Genel	deep-seated s.	oturmuş
20	Genel	deep-seated s.	kemikleşmiş
21	Genel	deep-seated s.	yerleşmiş
Colloquial
22	Konuşma Dili	please be seated expr.	oturun lütfen
Speaking
23	Konuşma	be seated expr.	çek bir sandalye
24	Konuşma	be seated expr.	çek bir tabure
25	Konuşma	be seated expr.	oturunuz
26	Konuşma	be seated expr.	oturun
27	Konuşma	remain seated expr.	yerinden kalkma
28	Konuşma	remain seated expr.	yerlerinizden kalkmayın
Technical
29	Teknik	double-seated valve i.	çift yuvalı vana
30	Teknik	double seated valve i.	çift yuvalı vana
31	Teknik	double-seated valve i.	çift oturmalı vana
32	Teknik	double-seated valve i.	çift yataklı vana
33	Teknik	deep-seated fire i.	içten içe yanmaya
34	Teknik	eye position point of a seated operator i.	oturmuş bir operatörün göz noktası
35	Teknik	double seated s.	çift yuvalı
36	Teknik	double seated s.	iki yataklı
37	Teknik	re-seated s.	tekrar yerleştirilmiş
38	Teknik	re-seated s.	yeniden yerleştirilmiş
Automotive
39	Otomotiv	seated centrally s.	merkezi olarak yerleştirilmiş
Marine
40	Denizcilik	bottom-seated wave-absorbing breakwater i.	tabana oturtulmuş dalga sönümleyici dalgakıran
41	Denizcilik	bottom-seated power plant i.	tabana oturtulmuş enerji santralı
Environment
42	Çevre	deep-seated landslide i.	derin tabanlı heyelan
Sport
43	Spor	seated row machine i.	kürek çekme makinesi
44	Spor	seated row machine i.	oturarak kürek çekme makinesi