secular - Türkçe İngilizce Sözlük

secular

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"secular" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 29 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
secular s. laik
They raise very worrying issues about India as a secular state.
Laik bir devlet olarak Hindistan hakkında çok endişe verici konuları gündeme getirmektedir.

More Sentences
secular s. seküler
It is a good thing that we are affirming Europe's secular role in this way.
Avrupa'nın seküler rolünü bu şekilde teyit ediyor olmamız iyi bir şeydir.

More Sentences
secular s. dünyevi
General
secular s. dünyasal
secular s. yüzyıllardır süregelen
secular s. dindışı
secular s. dünyevi
secular s. sürekli
secular s. dinsel olmayan
secular s. asırlık
secular s. yüzyılda bir olan
secular s. profan
secular s. sivil
secular s. yüzyıllık
secular s. daim
secular s. kalıcı
secular s. sekular
secular s. bir yıldan uzun aralıklarla tekrarlayan
Trade/Economic
secular s. uzun vadeli
secular s. uzun süreli
secular s. uzun devreli
secular s. uzun soluklu
Physics
secular s. (atom fiziğinde parçacık) zamanla yörüngeden sapmayan
secular s. pertürbasyona uğramayan
Astronomy
secular s. zaman içinde yavaşça değişen (astronomik olgu)
Education
secular s. zorunlu din eğitimini içermeyen
Religious
secular i. manastır sistemine bağlı olmayan din adamı
secular i. ruhban sınıfından olmayan kimse
secular i. rahip/rahibe olmayan kimse

"secular" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

İngilizce Türkçe
Politics
secular state i. laik devlet
How can the secular state in Turkey be maintained and democracy established?
Türkiye'de laik devlet nasıl korunabilir ve demokrasi nasıl tesis edilebilir?

More Sentences
General
secular trend i. uzun vadeli değişim
secular cantatas i. dini olmayan kantatlar
laic-secular state i. laik devlet
secular enjoyment i. dünyevi zevk
secular growth i. istikrarlı artış
secular growth i. sürekli artış
be secular f. laik olmak
threaten to unravel the secular order f. laik düzeni yıkmaya çalışmak
try to destroy the secular order f. laik düzeni yıkmaya çalışmak
Trade/Economic
secular day i. çalışma günü
secular stagnation i. ekonomik faaliyetlerin uzun süre durgunluk arz etmesi
secular trend i. seküler trend
secular stagnation i. seküler durgunluk
secular stagnation i. uzun süreli iktisadi duraklama
secular trends i. uzun-vadeli dalgalar
secular trend i. uzun dönemli eğilim
secular trend i. uzun devreli temayül
secular stagnation i. uzun süreli iktisadi durgunluk
secular stagnation i. uzun dönem iktisadi duraklama
secular trend i. uzun devreli trend
secular trend i. zaman serileri trendi
Politics
ultra-secular i. aşırı laik
non-secular state i. din devleti
secular system i. laik düzen
secular republic i. laik cumhuriyet
non-secular state i. laik olmayan devlet
secular regime i. laik düzen
try to ruin the secular order f. laik düzeni yıkmaya çalışmak
become a focus of anti-secular activities f. laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak
try to subvert the secular order f. laik düzeni yıkmaya çalışmak
try to destroy the secular order f. laik düzeni yıkmaya çalışmak
Marine
secular term i. somut terim
Math
secular value i. özdeğer
Statistics
secular trend i. uzun dönem eğilimi
Astronomy
secular equation i. bir gezegenin hareketindeki eşitsizliklerin büyüklüğünün cebirsel veya sayısal ifadesi
History
secular games i. yüzyıl oyunları
secular games i. yeni çağın başlangıcını müjdeleyen asırlık bir antik roma kutlama ve oyunları
secular hymn i. günlük hayatı konu alan oyunlar için üretilen şiir veya şarkı
Religious
secular canon i. manastırda yaşamayıp manastır programına bağlı kalan rahip
secular canoness i. özel mülk tutmasına izin verilen bekaret ve sadakat yeminli rahibe
Philosophy
secular humanism i. bir insanın dini ve doğaüstü kuvvetleri kabul etmeyerek kendini gerçekleştirebileceğini savunan doktrin
secular humanism i. seküler humanizm
Environment
secular variation i. seküler değişim
secular equilibrium i. zaman dengesi
Music
secular music i. dini amaçlarla kullanılmayan müzik