Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | serbest bırakılan | emancipated s. | ||
The emancipated slaves gained freedom after the Civil War. Serbest bırakılan köleler İç Savaş'tan sonra özgürlüklerini kavuştular. More Sentences |
||||
Genel | serbest bırakılan | liberated s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Law | ||
Hukuk | kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması | jump bail i. |
Hukuk | kefaletle serbest bırakılan birinin mahkeme huzuruna çıkmaması | skip bail i. |
Technical | ||
Teknik | atmosferde serbest bırakılan kağıdın düzlemden ayrılma derecesi | curl i. |
Marine | ||
Denizcilik | hareket halindeyken serbest bırakılan bobin ilmeği | fake i. |
Denizcilik | hareket halindeyken serbest bırakılan bobin ilmeği | flake i. |
Breeding | ||
Hayvancılık | anız ile beslenmek üzere serbest bırakılan at | stibbler i. |
History | ||
Tarih | roma'ya tutsak olarak götürülüp sonrasında serbest bırakılan yahudilerin neslinden gelenlerin ms. 1. yüzyılda kudüs'te kurduğu sinagogun mensubu | libertine i. |
Hunting | ||
Silah/Atıcılık | başparmakla serbest bırakılan | thump release i. |