Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | sezinlemek | feel f. | ||
They felt he had no chance to win the election. Seçimi kazanması için hiçbir şansının olmadığını sezinlediler. More Sentences |
||||
Genel | sezinlemek | sense f. | ||
Genel | sezinlemek | perceive f. | ||
Genel | sezinlemek | discern f. | ||
Genel | sezinlemek | understand f. | ||
Genel | sezinlemek | register f. | ||
Genel | sezinlemek | scern f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | sezinlemek | make out f. | ||
Öbek Fiiller | sezinlemek | dope out f. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | sezinlemek | scerne f. |