İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | shoplifter i. | hırsız (dükkan) | ||
Fed-up citizens tackled a shoplifter and took back what he stole. Bıkkın vatandaşlar bir hırsızı etkisiz hale getirdi ve hırsızın çaldıklarını geri aldı. More Sentences |
||||
Genel | shoplifter i. | arakçı | ||
Genel | shoplifter i. | hırsız | ||
Genel | shoplifter i. | dükkanlardan mal aşıran kimse | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | shoplifter i. | dükkan hırsızı |