silence!

"silence!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 219 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	silence i.	sessizlik
After years, the silence has at long last been broken in an important debate such as that on pensions. Yıllar sonra, emekli maaşları gibi önemli bir tartışmada sessizlik nihayet bozuldu. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	silence f.	susturmak
We asked the Hong Kong authorities to ensure that the Article 23 proposal would not be used to silence opposition. Hong Kong yetkililerinden 23. Madde teklifinin muhalefeti susturmak için kullanılmayacağından emin olmalarını istedik. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	in silence zf.	sessizce
There is another element which I would not like to pass over in silence. Sessizce geçiştirmek istemediğim bir başka unsur daha var. More Sentences
General
4	Genel	silence i.	sükut
Some say that speech is worth silver, but silence is worth gold. Bazıları söz gümüşse sükut altındır diyorlar. More Sentences
5	Genel	dead silence i.	ölüm sessizliği
There was a dead silence. Ölüm sessizliği oldu. More Sentences
6	Genel	break the silence f.	sessizliği bozmak
Break the silence. Sessizliği boz. More Sentences
7	Genel	silence ünl.	sessiz ol!
Silence, you fool! Sessiz ol, seni aptal! More Sentences
Proverb
8	Atasözü	silence is golden	sükut altındır
Silence is golden, but not when trying to learn a foreign language. Sükut altındır ama bir yabancı dil öğrenmeye çalışırken değil. More Sentences
Idioms
9	Deyim	break the silence f.	sessizliği bozmak
I broke the silence. Ben sessizliği bozdum. More Sentences
Technical
10	Teknik	silence i.	sessizlik
My supplementary question also met with a contemptuous and deafening silence. Ek sorum da küçümseyici ve sağır edici bir sessizlikle karşılandı. More Sentences
11	Teknik	silence i.	sükut
Some say that speech is worth silver, but silence is worth gold. Bazıları sözün gümüş, sükutun ise altın olduğunu söyler. More Sentences
Common Usage
12	Yaygın Kullanım	silence i.	suskunluk
General
13	Genel	stand in silence i.	saygı duruşu
14	Genel	deathly silence i.	ölümsü bir sessizlik
15	Genel	silence i.	ketumiyet
16	Genel	silence i.	huzur
17	Genel	silence i.	susma
18	Genel	silence i.	sır tutma
19	Genel	code of silence i.	suskunluk kodu
20	Genel	silence i.	susku
21	Genel	deathly silence i.	ölümcül sessizlik
22	Genel	deathly silence i.	ceset sessizliği
23	Genel	code of silence i.	ispiyon etmeme yemini
24	Genel	code of silence i.	sessizlik yemini
25	Genel	code of silence i.	gamazlamama yemini
26	Genel	dead silence i.	ceset sessizliği
27	Genel	the sound of silence i.	sessizliğin sesi
28	Genel	conspiracy of silence i.	bir olay karşısında birlikte sessiz kalma
29	Genel	deathly silence i.	ölüm sessizliği
30	Genel	silence i.	kayıtsızlık
31	Genel	silence i.	akıldan silinip gitme
32	Genel	silence i.	unutma
33	Genel	silence i.	az tanınmışlık
34	Genel	silence i.	bilinmezlik
35	Genel	silence i.	bir şeyi bilinir kılamama
36	Genel	silence i.	üstü kapalı ihmal
37	Genel	silence i.	gizlilik
38	Genel	silence i.	sessizlik dönemi
39	Genel	silence i.	merasimlerde sessizlik aralığı
40	Genel	silence i.	ölüm sonrası hal
41	Genel	silence i.	ölüm
42	Genel	silence i.	(damıtılmış alkollü içeceklerde) yavanlık
43	Genel	silence i.	açıkça söyleyememe
44	Genel	silence i.	dile getirmeyi reddetme
45	Genel	the great silence i.	büyük sessizlik
46	Genel	silence i.	iki satır yazmama
47	Genel	break one’s silence f.	sessizliğini bozmak
48	Genel	silence f.	bastırmak
49	Genel	endure in silence f.	acısını içine atmak
50	Genel	lapse into silence f.	sessizliğe gömülmek
51	Genel	endure in silence f.	içine atmak
52	Genel	break one's silence f.	suskunluğunu bozmak
53	Genel	reduce someone to silence f.	birini susturmak
54	Genel	reduce someone to silence f.	birinin sesini kestirmek
55	Genel	observe a minute’s silence f.	bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak
56	Genel	keep minute of silence f.	saygı duruşunda bulunmak
57	Genel	keep silence minute f.	saygı duruşunda bulunmak
58	Genel	keep one's silence f.	sessizliğini bozmamak
59	Genel	maintain one's silence f.	sessizliğini korumak
60	Genel	break one's vow of silence f.	sessizliğini bozmak
61	Genel	keep one's silence f.	sessizliğini korumak
62	Genel	maintain one's silence f.	sessizliğini bozmamak
63	Genel	fall into silence f.	sessizliğe bürünmek
64	Genel	breach the silence f.	sesizliği bozmak
65	Genel	break the silence f.	sesizliği bozmak
66	Genel	lapse into silence f.	sessizliğe bürünmek
67	Genel	retreat into silence f.	sessizliğe bürünmek
68	Genel	relapse into silence f.	sessizliğe bürünmek
69	Genel	trail into silence f.	sessizliğe bürünmek
70	Genel	subside into silence f.	sessizliğe gömülmek
71	Genel	relapse into silence f.	sessizliğe gömülmek
72	Genel	subside into silence f.	sessizliğe bürünmek
73	Genel	trail into silence f.	sessizliğe gömülmek
74	Genel	retreat into silence f.	sessizliğe gömülmek
75	Genel	reduce to silence f.	çanına ot tıkamak
76	Genel	lapse into silence f.	sessizliğe dalmak
77	Genel	lapse into silence f.	sükuta dalmak
78	Genel	use the right to remain in silence f.	susma hakkını kullanmak
79	Genel	use the right to remain in silence f.	konuşmama hakkını kullanmak
80	Genel	maintain silence about f.	hakkında sessizliğini korumak
81	Genel	maintain silence about f.	hakkındaki sessizliğini korumak
82	Genel	call for a moment of silence f.	saygı duruşuna çağırmak
83	Genel	call for a moment of silence f.	saygı duruşuna davet etmek
84	Genel	break one's silence over match-fixing allegations against him/her f.	hakkındaki şike iddialarına karşı sessizliğini bozmak
85	Genel	observe a moment of silence f.	saygı duruşunda bulunmak
86	Genel	silence f.	fikir beyanından alıkoymak
87	Genel	silence f.	(birinin) vaaz vermesini engellemek
88	Genel	silence f.	suskunlaşmak
89	Genel	silence f.	susmak
90	Genel	silence f.	(şüpheleri, korkuları) yatıştırmak
91	Genel	in silence zf.	ses çıkarmadan
92	Genel	silence ünl.	sus!
Proverb
93	Atasözü	speech is silver, but silence is gold	söz gümüşse sükut altındır
94	Atasözü	speech is silver, but silence is gold	söz gümüş ise sükut altındır
95	Atasözü	silence speaks louder than words	söz gümüşse sükut altındır
96	Atasözü	silence means consent	sükut ikrardan gelir
97	Atasözü	silence means consent	sessiz kalmak kabul etmektir
98	Atasözü	silence means consent	bir şeye itiraz etmezsen onu desteklediğin zannedilir
99	Atasözü	silence means consent	susmak kabul etmek demektir
100	Atasözü	speech is silver, but silence is golden	söz gümüşse sükut altındır
101	Atasözü	speech is silver, silence is golden	söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
102	Konuşma Dili	blue code of silence [us/south africa] i.	mavi sessizlik yasası
103	Konuşma Dili	blue code of silence [us/south africa] i.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
104	Konuşma Dili	blue code of silence [us/south africa] i.	polislerin birbirini koruması
105	Konuşma Dili	blue wall of silence i.	mavi sessizlik duvarı
106	Konuşma Dili	blue wall of silence i.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
107	Konuşma Dili	blue wall of silence i.	polislerin birbirini koruması
108	Konuşma Dili	uncomfortable silence i.	rahatsız edici sessizlik
109	Konuşma Dili	uncomfortable silence i.	rahatsız eden sessizlik
110	Konuşma Dili	share silence f.	sessizliği paylaşmak
Idioms
111	Deyim	conspiracy of silence i.	sessizlik yemini
112	Deyim	a conspiracy of silence i.	sessizlik yemini
113	Deyim	heavy silence i.	gergin sessizlik
114	Deyim	a pregnant silence i.	manalı/anlamlı duraksama
115	Deyim	conspiracy of silence i.	sessizlik anlaşması
116	Deyim	a conspiracy of silence i.	sessizlik anlaşması
117	Deyim	heavy silence i.	fırtına öncesi sessizliği
118	Deyim	a pregnant silence i.	birçok şey yüklü sessizlik
119	Deyim	conspiracy of silence i.	suskun kalma kararı
120	Deyim	a conspiracy of silence i.	suskun kalma kararı
121	Deyim	heavy silence i.	rahatsız edici sessizlik
122	Deyim	blue code of silence [us/south africa] i.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
123	Deyim	blue code of silence [us/south africa] i.	polislerin birbirini koruması
124	Deyim	deafening silence i.	sağır edici sessizlik
125	Deyim	deafening silence i.	ölüm sessizliği
126	Deyim	deafening silence i.	tek çıt çıkmadığı durum
127	Deyim	heavy silence i.	ağır bir sessizlik
128	Deyim	heavy silence i.	sıkıntılı bir sessizlik
129	Deyim	an eloquent silence i.	dokunaklı suskunluk
130	Deyim	an eloquent silence i.	konuşmaktan daha etkili suskunluk
131	Deyim	an eloquent silence i.	çok şey anlatan suskunluk
132	Deyim	an eloquent silence i.	kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
133	Deyim	an eloquent silence i.	susmanın erdemi
134	Deyim	a heavy silence i.	gergin bir sessizlik/ortam
135	Deyim	a heavy silence i.	rahatsız edici bir sessizlik/ortam
136	Deyim	a heavy silence i.	sıkıntılı bir sessizlik/ortam
137	Deyim	a pregnant silence i.	manalı duraksama
138	Deyim	a pregnant silence i.	anlamlı duraksama
139	Deyim	a pregnant silence i.	manalı/anlamlı sessizlik
140	Deyim	a pregnant silence i.	birçok şey yüklü sessizlik
141	Deyim	a pregnant silence i.	bir şeylere gebe bir sessizlik/duraksama
142	Deyim	eloquent silence i.	susmanın erdemi
143	Deyim	eloquent silence i.	dokunaklı suskunluk
144	Deyim	eloquent silence i.	konuşmaktan daha etkili suskunluk
145	Deyim	eloquent silence i.	çok şey anlatan suskunluk
146	Deyim	eloquent silence i.	kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
147	Deyim	eloquent silence i.	anlamlı sessizlik
148	Deyim	stunned silence i.	ölüm sessizliği
149	Deyim	wall of silence i.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
150	Deyim	wall of silence i.	polisler arasında memurların kanunsuz davranışlarının saklanması/dile getirilmemesi
151	Deyim	wall of silence i.	sessizliğini koruma
152	Deyim	wall of silence i.	duvar gibi olma
153	Deyim	wall of silence i.	sessiz kalma
154	Deyim	wall of silence i.	ağzını bıçak açmama
155	Deyim	lapse into silence f.	sessizliğe bürünmek
156	Deyim	lapse into silence f.	sessizliğe gömülmek
157	Deyim	break silence f.	sessizliğini bozmak
158	Deyim	break silence f.	bir konudaki sessizliği bozmak
159	Deyim	break silence f.	bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
160	Deyim	break silence f.	duyurmak
161	Deyim	break the silence f.	gizli bir şeyi açıklamak
162	Deyim	break the silence f.	gizli tutulan bir şeyi dile getirmek
163	Deyim	break the silence f.	gizliliğini bozmak
164	Deyim	break the silence f.	bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
165	Deyim	break the silence f.	duyurmak
166	Deyim	reduce (one) to silence f.	(birinin) çanına ot tıkamak
167	Deyim	reduce (one) to silence f.	(birini) susturmak
168	Deyim	reduce (one) to silence f.	(birinin) sesini kestirmek
169	Deyim	silence gives consent expr.	sükut ikrardan sayılır
170	Deyim	silence gives consent expr.	sükut ikrardan gelir
171	Deyim	speech is silver, silence is gold expr.	söz gümüşse sükut altındır
Speaking
172	Konuşma	you have the right to remain in silence expr.	konuşmama hakkına sahipsin
173	Konuşma	enjoy the silence expr.	sessizliğin tadını çıkart
Law
174	Hukuk	right to silence i.	konuşmama hakkı
175	Hukuk	silence fast i.	susma orucu
176	Hukuk	right to silence i.	susma hakkı
Politics
177	Siyasal	one minute's silence i.	bir dakikalık saygı duruşu
178	Siyasal	a moment of silence i.	bir dakikalık saygı duruşu
179	Siyasal	administrative silence i.	idari makamların sükutu
180	Siyasal	election silence i.	seçim yasakları
181	Siyasal	code of silence i.	sessiz kalma hakkı
182	Siyasal	electoral silence i.	seçim yasağı
183	Siyasal	election silence i.	seçim yasağı
184	Siyasal	pre-election silence i.	seçim yasağı
185	Siyasal	campaign silence i.	seçim yasağı
Technical
186	Teknik	cone of silence i.	aydınlatılmamış koni
187	Teknik	silence i.	ses çıkarmama
188	Teknik	cone of silence i.	sessizlik konisi
189	Teknik	cone of silence i.	(radar) sessizlik konisi
190	Teknik	silence f.	sessizleştirmek
Computer
191	Bilgisayar	monitor silence expr.	sessizliği izle
Telecom
192	Telekom	zone of silence i.	ölü bölge
Aeronautic
193	Havacılık	cone of silence i.	sağır koni
194	Havacılık	cone of silence i.	sessizlik konisi
195	Havacılık	cone of silence i.	sessiz koni
196	Havacılık	cone of silence i.	sükunet konisi
Physics
197	Fizik	zone of silence i.	sessizlik bölgesi
Biology
198	Biyoloji	silence f.	genetik ifadesini engellemek
Social Sciences
199	Sosyal Bilimler	pro-social silence i.	örgüt yararına sessizlik
200	Sosyal Bilimler	pro-social silence i.	korumacı sessizlik
Archaeology
201	Arkeoloji	tower of silence i.	zerdüşt mezarlarında kullanılan yükseltilmiş dairesel yapı
Religious
202	Dini	vow of silence i.	sessizlik yemini
203	Dini	silence i.	kuveykırların meditasyona yönelik ibadet etme biçimi
204	Dini	silence i.	kuveykırların ibadet için toplanması
Military
205	Askeri	listening silence i.	dinlemeli telsiz susması
206	Askeri	radio listening silence i.	dinlemeli telsiz susması
207	Askeri	cone of silence i.	ölü koni radyofarı
208	Askeri	radar silence i.	radar susması
209	Askeri	cone of silence i.	sessizlik konisi
210	Askeri	silence procedure i.	sessizlik yöntemi
211	Askeri	wireless silence i.	telsiz susması
212	Askeri	radio silence i.	telsiz susması
213	Askeri	silence (a gun/person) f.	etkisiz hale getirmek
214	Askeri	silence f.	karşı ateşle veya bombalamayla düşman ateşini durdurmak
Music
215	Müzik	silence i.	durak
216	Müzik	silence i.	es
217	Müzik	silence i.	ritmik sessizlik
218	Müzik	silence i.	müzik notasyonunda esleri bildiren karakter
Latin
219	Latince	silentium est aureum (silence is golden) expr.	sükut altındır