İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | spear i. | mızrak | ||
Don't make spears out of the junk in the backyard. Arka bahçedeki çöplerden mızrak yapma. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | spear i. | zıpkın | ||
Have you ever gone spear fishing? Hiç zıpkınla balık tuttun mu? More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | spear i. | mızrak | ||
They threw spears at us. Onlar bize mızraklar attı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | spear i. | kargı | ||
Genel | spear i. | mızraklı adam | ||
Genel | spear i. | ince bitki sapı | ||
Genel | spear f. | mızrakla vurmak | ||
Genel | spear f. | mızrak saplamak | ||
Genel | spear f. | zıpkınlamak | ||
Genel | spear f. | kargılamak | ||
Genel | spear f. | mızraklamak | ||
Genel | spear f. | çatal batırmak | ||
Technical | ||||
Teknik | spear i. | kargı |