Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | tanıdık | acquaintance i. | ||
It will have contrived to replace delight in the renewal of old acquaintances with generalised concern. Eski tanıdıkların yenilenmesinden duyulan memnuniyetin yerine genel bir kaygıyı koymayı başarmış olacaktır. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | tanıdık | familiar s. | ||
You know that I have repeated this request during every Budget procedure; it has become a familiar refrain. Bu talebimi her bütçe görüşmesinde tekrarladığımı biliyorsunuz; bu artık tanıdık bir nakarat haline geldi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | tanıdık | acquaintance i. | ||
I could name to you several good acquaintances of mine who fall into this category. Bu kategoriye giren birkaç iyi tanıdığımı size sayabilirim. More Sentences |
||||
Genel | tanıdık | familiar s. | ||
This debate on the EU's own resources and on EU tax is familiar to us all. AB'nin öz kaynakları ve AB vergileri konusundaki bu tartışma hepimize tanıdık geliyor. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | tanıdık | acquaintance i. | ||
I have followed developments in Malaysia for a number of years through visits and acquaintances there. Malezya'daki gelişmeleri birkaç yıldır oradaki ziyaretlerim ve tanıdıklarım aracılığıyla takip ediyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | tanıdık | contact i. | ||
Genel | tanıdık | connection i. | ||
Genel | tanıdık | friend i. | ||
Genel | tanıdık | friend at court i. | ||
Genel | tanıdık | acquaintant i. | ||
Genel | tanıdık | connexion i. | ||
Genel | tanıdık | acquaintant i. | ||
Genel | tanıdık | homely s. | ||
Genel | tanıdık | homey s. | ||
Genel | tanıdık | homish s. | ||
Genel | tanıdık | homy s. | ||
Genel | tanıdık | obversant s. | ||
Genel | tanıdık | old s. | ||
Genel | tanıdık | contubernal s. | ||
Genel | tanıdık | contubernyal s. | ||
Genel | tanıdık | first-name s. | ||
Genel | tanıdık | fam (famous) kısalt. | ||
Idioms | ||||
Deyim | tanıdık | friend(s) in court i. | ||
Deyim | tanıdık | (as) comfortable as an old shoe s. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | tanıdık | couth s. | ||
Eski Kullanım | tanıdık | famular s. | ||
Eski Kullanım | tanıdık | frequent s. |