| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | that place i. | ora | ||
|
I adore that place. Oraya bayılıyorum. More Sentences |
||||
| Genel | that place i. | orası | ||
|
That place is a shithole. Orası tam bir bok çukuru. More Sentences |
||||
| Genel | that place i. | şurası | ||
| Genel | that place i. | şura | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | in that place zf. | orada | ||
|
For in that place, all of Israel had gathered to appoint him as king. Çünkü bütün İsrailliler onu kral ilan etmek için orada toplanmışlardı. More Sentences |
||||
| Genel | place that never sleeps i. | hiç uyumayan yer | ||
| Genel | leave that place f. | oradan ayrılmak | ||
| Genel | feel that you belong in a place f. | kendini bir yere ait hissetmek | ||
| Genel | of that place s. | oralı | ||
| Genel | at that place zf. | orada | ||
| Genel | to that place zf. | o yere | ||
| Genel | towards that place zf. | oraya doğru | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | what happens in (some place) stays in (that place) expr. | (bir yerde) olan şey (bir yerde) kalır | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | why didn't you say that in the first place? expr. | bunu neden daha önce söylemedin? | ||
| Konuşma | I thought you hated that place? expr. | oradan nefret ediyorsun sanıyordum? | ||
