Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | tutarlılık | consistency i. | ||
She has shown remarkable consistency in her work. Çalışmalarında dikkate değer bir tutarlılık gösteriyordu. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | tutarlılık | consistency i. | ||
As regards Chechnya, the European Union and the Member States have shown themselves to be incapable of consistency. Çeçenistan konusunda ise Avrupa Birliği ve Üye Devletler tutarlılıktan yoksun olduklarını göstermişlerdir. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | tutarlılık | coherence i. | ||
We now need to pursue that coherence. Şimdi bu tutarlılığın peşinden gitmemiz gerekiyor. More Sentences |
||||
Linguistics | ||||
Dilbilim | tutarlılık | consistency i. | ||
We also believe that this definition could undermine consistency of regulatory action. Ayrıca bu tanımın düzenleyici faaliyetlerin tutarlılığına zarar verebileceğine inanıyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | tutarlılık | aplomb i. | ||
Genel | tutarlılık | coordination i. | ||
Genel | tutarlılık | stability i. | ||
Genel | tutarlılık | concurrency i. | ||
Genel | tutarlılık | consistence i. | ||
Genel | tutarlılık | co-ordination i. | ||
Genel | tutarlılık | temperance [obsolete] i. | ||
Genel | tutarlılık | connection i. | ||
Genel | tutarlılık | consonantness i. | ||
Genel | tutarlılık | serriedness i. | ||
Statistics | ||||
İstatistik | tutarlılık | coherency i. | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | tutarlılık | cohesion i. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | tutarlılık | concent i. | ||
Eski Kullanım | tutarlılık | concentus i. | ||
Eski Kullanım | tutarlılık | consent i. |