İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | twiddle f. | oynatmak (parmakları) | ||
Enlargement, however, is imminent and we cannot just twiddle our thumbs until a new Treaty is ratified. Bununla birlikte, genişleme çok yakın ve yeni bir Antlaşma onaylanana kadar parmaklarımızı oynatamayız. More Sentences |
||||
Genel | twiddle i. | dönüş | ||
Genel | twiddle i. | dönme | ||
Genel | twiddle f. | döndürmek | ||
Genel | twiddle f. | çevirmek | ||
Genel | twiddle f. | (parmaklarını) oynatmak | ||
Genel | twiddle f. | önemsiz şeylerle meşgul olmak | ||
Genel | twiddle f. | bir şeyle uğraşmak | ||
Genel | twiddle f. | boş konuşmak | ||
Genel | twiddle f. | (çalgıyı) tıngırdatmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | twiddle [dialect] i. | bükme | ||
Genel | twiddle-twaddle i. | boş sohbet | ||
Genel | twiddle-twaddle i. | çene çalma | ||
Genel | twiddle one's thumbs f. | başparmaklarını birbirinin etrafında çevirmek | ||
Genel | twiddle one's thumbs f. | hiçbir şey yapmadan birşeyin olmasını beklemek | ||
Genel | twiddle one's thumbs f. | sinek avlamak | ||
Genel | twiddle one's thumbs f. | zaman öldürmek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | twiddle with (something) f. | (bir şeyle) oynamak/oynayıp durmak | ||
Öbek Fiiller | twiddle with (something) f. | (bir şeyi) elinde evirip çevirmek | ||
Öbek Fiiller | twiddle with (something) f. | (bir şeyi) kurcalamak | ||
Öbek Fiiller | twiddle with f. | ile oynamak/oynayıp durmak | ||
Öbek Fiiller | twiddle with f. | '-i elinde evirip çevirmek | ||
Öbek Fiiller | twiddle with f. | '-i kurcalamak | ||
Idioms | ||||
Deyim | twiddle thumbs f. | başparmaklarını birbirinin etrafında çevirmek | ||
Deyim | twiddle thumbs f. | hiçbir şey yapmadan bir şeyin olmasını beklemek | ||
Deyim | twiddle thumbs f. | sinek avlamak | ||
Deyim | twiddle thumbs f. | zaman öldürmek |