uçurum - Türkçe İngilizce Sözlük

uçurum

"uçurum" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 32 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
uçurum gap i.
There is a considerable gap between us and our father's generation.
Babamızın kuşağı ile aramızda hatırı sayılır bir uçurum var.

More Sentences
uçurum cliff i.
I nearly fell off the cliff.
Neredeyse uçurumdan düşüyordum.

More Sentences
General
uçurum gulf i.
That border still represents one of the world's widest gulfs between standards of living.
Bu sınır hala yaşam standartları arasında dünyanın en geniş uçurumlarından birini temsil etmektedir.

More Sentences
uçurum rift i.
We must heal the rift between Europeans starting with what unites us.
Avrupalılar arasındaki uçurumu bizi birleştiren şeylerden başlayarak iyileştirmeliyiz.

More Sentences
uçurum abyss i.
That is why it is so incredibly tragic to see it heading straight for the abyss.
Bu nedenle uçuruma doğru gittiğini görmek son derece trajiktir.

More Sentences
uçurum chasm i.
If we cannot reduce this chasm and do not succeed in doing this via lifelong learning, then we have failed.
Eğer bu uçurumu azaltamazsak ve bunu yaşam boyu öğrenme yoluyla başaramazsak, başarısız olmuşuz demektir.

More Sentences
Computer
uçurum cliff i.
The bus went over the cliff.
Otobüs uçuruma yuvarlandı.

More Sentences
Geography
uçurum abyss i.
We must not allow our small farmers to be plunged into this abyss.
Küçük çiftçilerimizin bu uçuruma sürüklenmesine izin vermemeliyiz.

More Sentences
uçurum gulf i.
It is obvious that there is a gulf between us on some of the key elements.
Bazı kilit unsurlar konusunda aramızda bir uçurum olduğu aşikârdır.

More Sentences
uçurum cliff i.
If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.
Eğer uçurumdan düşmek istemiyorsanız, onun yanında durmayın.

More Sentences
General
uçurum steep i.
uçurum scarp i.
uçurum crag i.
uçurum bluff i.
uçurum precipice i.
uçurum hogh i.
uçurum clift i.
uçurum abime i.
uçurum chaos [obsolete] i.
uçurum edge i.
uçurum vorago i.
uçurum bottom [obsolete] i.
uçurum precipe [obsolete] i.
uçurum sheer i.
Geography
uçurum barranco i.
uçurum hoe [obsolete] i.
uçurum rock i.
uçurum clove i.
uçurum cleeve [dialect] [uk] i.
uçurum cleve [dialect] [uk] i.
Archaic
uçurum abysm i.
uçurum downfall i.

"uçurum" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(arasındaki) uçurum yawning gap i.
At the same time, the Commission realises that there is still a yawning gap between action and international standards.
Aynı zamanda Komisyon, eylem ile uluslararası standartlar arasında hala büyük bir uçurum olduğunun da farkındadır.

More Sentences
zengin ile fakir arasındaki uçurum gap between rich and poor i.
kayalık uçurum dizisi (ırmak boyunca uzanan) palisades i.
dik ve kayalık uçurum crag i.
ağız (kaya, uçurum) brink i.
dik ve derin uçurum precipice i.
kenar (uçurum için) brink i.
kayalık uçurum palisades i.
uçurum ağzı chimney i.
(mecazi anlamda) uçurum divide i.
ağız (uçurum için) ragged edge i.
kenar (uçurum için) ragged edge i.
(bilgisayar, internet) erişimdeki uçurum digital divide i.
dipsiz uçurum yawn i.
derin uçurum barathrum i.
uçurum konutu cliff dwelling i.
dik uçurum scaur i.
uçurum gibi precipitous s.
uçurum gibi chasmy s.
Idioms
rakipler arasındaki keskin uçurum clear blue water [uk] i.
aralarında uçurum olmak be miles apart f.
uçurum kenarında between wind and water zf.
Trade/Economic
mali uçurum fiscal cliff i.
Technical
uçurum kenarı etkisi cliff edge effect i.
Informatics
sayısal uçurum digital divide i.
Telecom
sayısal uçurum digital divide i.
sayısal uçurum digital dividend i.
uçurum etkisi cliff effect i.
Marine
derin uçurum bluff i.
Psychology
görsel uçurum visual cliff i.
kültürel uçurum cultural lag i.
Social Sciences
cam uçurum glass cliff i.
abd'de uçurum kenarlarında yaşayan çeşitli kızılderili topluluklarına mensup kimse cliff dweller i.
abd'de uçurum kenarlarında yaşayan çeşitli kızılderili topluluklarına mensup kimse cliff-dweller i.
Geography
dik ve derin uçurum krans [south africa] i.
uçurum üzerinde ayakta durmanın zor olduğu pürüzsüz yüzey boilerplate i.
buzul ovasından yükselen uçurum head wall i.
buzul ovasından yükselen uçurum headwall i.
(mesa veya kanyon kenarında) uçurum, sırt ve yarıklardan oluşan çizgi breaks i.
dik uçurum heugh [scotland] i.
dik uçurum linn i.
dağ, nehir, uçurum gibi yer şekillerinde görülen keskin hatlı oyuk veya viraj rincon i.
uçurum oluşturacak şekilde aşınmak cliff f.
Geology
uçurum zirvesinde denizin hareketiyle içinden hava geçen, deniz mağarasına açılan delik blowhole i.
Military
doğal uçurum scarp i.
kayalık bir uçurum boyunca yapılan küçük siper antestature i.
Sport
(kayak ve kar kayağı sporlarında) uçurum gibi yüksek bir yerden atlayış huck i.
Slang
uçurum kenarından suya çivileme atlayış tombstoning i.
Star Wars
lothal uçurum meskeni lothal cliff dwelling i.