Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Siyasal | ulusal birlik | national unity i. | ||
They were accused of involvement in an attack using explosives and of sabotaging national unity. Patlayıcıların kullanıldığı bir saldırıya karışmakla ve ulusal birliği sabote etmekle suçlandılar. More Sentences |