| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | unrequited s. | karşılıksız | ||
|
Oranges signify a happy love, while lemons - an unrequited one. Limonlar karşılıksız aşk anlamına gelirken, portakallar mutlu aşk anlamına gelir, More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | unrequited s. | karşılıksız | ||
|
Oranges signify a happy love, while lemons - an unrequited one. Portakallar mutlu bir aşkı, limonlar ise karşılıksız bir aşkı simgeler. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | unrequited s. | cezasız kalmış | ||
| Genel | unrequited s. | ödüllendirilmemiş | ||
| Genel | unrequited s. | karşılık görmeyen | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | unrequited s. | karşılık görmeyen | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | unrequited love i. | karşılıksız aşk | ||
|
Many songs are about unrequited love. Birçok şarkı karşılıksız aşkı anlatıyor. More Sentences |
||||
| Genel | unrequited love i. | karşılıksız sevgi | ||
|
The meaning of life is the pure tears of unrequited love. Yaşamın anlamı, karşılıksız sevgiden doğan tertemiz gözyaşlarıdır. More Sentences |
||||
| Genel | be unrequited f. | karşılıksız olmak | ||
| Genel | be unrequited f. | karşılığı olmamak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | unrequited transfer i. | karşılıksız transfer | ||
| Ticaret/Ekonomi | unrequited transfers i. | karşılıksız transferler | ||
| Ticaret/Ekonomi | unrequited transfers i. | karşılıksız transferler | ||
