utangaç

"utangaç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 40 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	utangaç	shy s.
He was averse to hoo-ha, could be very obstinate, yet was at times almost shy. Gürültü patırtıdan hoşlanmazdı, çok inatçı olabilirdi, ancak zaman zaman neredeyse utangaçtı. More Sentences
General
2	Genel	utangaç	shy person i.
I'm a very shy person. Ben çok utangaç bir insanım. More Sentences
3	Genel	utangaç	shy s.
They sometimes have great difficulty, and are extremely shy, in telling the public how they are funded. Bazen nasıl finanse edildiklerini kamuoyuna açıklamakta büyük güçlük çekiyorlar ve son derece utangaç davranıyorlar. More Sentences
4	Genel	utangaç	backward s.
She is backward in expressing her opinion. Fikrini ifade ederken utangaçtır. More Sentences
5	Genel	utangaç	sheepish s.
Tom looked a bit sheepish. Tom biraz utangaç görünüyordu. More Sentences
6	Genel	utangaç	embarrassed s.
Tom and Mary told John they were embarrassed. Tom ve Mary, John'a utangaç olduklarını söyledi. More Sentences
7	Genel	utangaç	self-conscious s.
Tom seemed self-conscious and uncomfortable when he had to make the announcement at the party. Tom partide anons yapmak zorunda kaldığında utangaç ve rahatsız olmuş görünüyordu. More Sentences
8	Genel	utangaç	bashful s.
Tom is very bashful. Tom çok utangaç. More Sentences
9	Genel	utangaç	selfconscious s.
10	Genel	utangaç	mean s.
11	Genel	utangaç	timid s.
12	Genel	utangaç	shamefaced s.
13	Genel	utangaç	strange s.
14	Genel	utangaç	skittish s.
15	Genel	utangaç	coy s.
16	Genel	utangaç	retiring s.
17	Genel	utangaç	diffident s.
18	Genel	utangaç	inhibited s.
19	Genel	utangaç	blate (mainly used in scottish) s.
20	Genel	utangaç	chary s.
21	Genel	utangaç	namby-pamby s.
22	Genel	utangaç	nice [obsolete] s.
23	Genel	utangaç	unofficious s.
24	Genel	utangaç	verecund [rare] s.
25	Genel	utangaç	verecundious s.
26	Genel	utangaç	wild s.
27	Genel	utangaç	willyard s.
28	Genel	utangaç	meticulous [obsolete] s.
29	Genel	utangaç	mim [dialect] s.
30	Genel	utangaç	loathful [scotland] s.
31	Genel	utangaç	pudic s.
32	Genel	utangaç	shamefast s.
33	Genel	utangaç	shanny [dialect] [uk] s.
34	Genel	utangaç	sheepy s.
35	Genel	utangaç	shyish s.
36	Genel	utangaç	skar s.
Colloquial
37	Konuşma Dili	utangaç	aw-shucks s.
Idioms
38	Deyim	utangaç	can't say boo to a goose s.
Food Engineering
39	Gıda	utangaç	tongue-tied s.
British Slang
40	İngiliz Argosu	utangaç	shant i.

"utangaç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	utangaç hissetmek	feel shy f.
She felt shy in his presence. Onun huzurunda utangaç hissettim. More Sentences
2	Genel	utangaç kimse	gawk i.
3	Genel	utangaç kimse	shy i.
4	Genel	utangaç kimse	violet i.
5	Genel	utangaç kimse	namby-pamby i.
6	Genel	utangaç olma	unease i.
7	Genel	utangaç olma	verecundity i.
8	Genel	oldukça utangaç kimse	violet i.
9	Genel	kabahatinden dolayı utangaç	sheepish s.
10	Genel	gülünç bir şekilde utangaç	sheepish s.
11	Genel	en utangaç	shiest s.
12	Genel	en utangaç	shyest s.
13	Genel	utangaç olmayan	unbashful s.
14	Genel	utangaç olmayan	unretiring s.
15	Genel	utangaç olmayan	unselfconscious s.
16	Genel	aşırı utangaç	sheepfaced s.
17	Genel	aşırı utangaç	sheep-faced s.
18	Genel	(kadın) utangaç	skeigh s.
19	Genel	utangaç olmayan bir biçimde	unselfconsciously zf.
20	Genel	utangaç bir şekilde	embarrassedly zf.
21	Genel	utangaç bir biçimde	skittishly zf.
22	Genel	utangaç bir şekilde	shamefacedly zf.
Phrases
23	İfadeler	aklındakileri söylemekte utangaç	backward about coming forward s.
24	İfadeler	aklındakileri söylemekte utangaç	backwards about coming forward s.
Colloquial
25	Konuşma Dili	utangaç/içine kapanık kimse	wallflower i.
26	Konuşma Dili	abartılı utangaç	painfully shy s.
27	Konuşma Dili	aşırı utangaç	painfully shy s.
Idioms
28	Deyim	utangaç/çekingen (kişi)	shrinking violet i.
29	Deyim	utangaç kimse	a shrinking violet i.
30	Deyim	utangaç olmak	not say boo (to anyone) [us] f.
31	Deyim	daha az utangaç/çekingen olmak	be out of (one's) shell f.
32	Deyim	utangaç/çekingen olmak	not say boo to a fly [australia] f.
33	Deyim	utangaç/çekingen olmak	not say boo to a goose [uk] f.
34	Deyim	daha az utangaç/çekingen	out of (one's) shell expr.
Psychology
35	Psikoloji	entelektüelliğin baskın olduğu utangaç ve çekingen kişiliğe sahip kimse	cerebrotonic i.
36	Psikoloji	entelektüelliğin baskın olduğu utangaç ve çekingen kişilik tipinde	cerebrotonic s.
Archaic
37	Eski Kullanım	(at) utangaç	startlish s.
Slang
38	Argo	utangaç idrar kesesi	shy bladder i.
39	Argo	utangaç bir şekilde gülmek	laugh at the carpet f.