Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | uyruk | nationality i. | ||
To this end, the European citizenship we create must no longer be based on nationality but on residence. Bu amaçla yarattığımız Avrupa vatandaşlığı artık uyruğa değil ikamete dayalı olmalıdır. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | uyruk | nationality i. | ||
Whatever his nationality, he has the right to live with his parents. Uyruğu ne olursa olsun, ailesiyle birlikte yaşama hakkına sahiptir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | uyruk | citizen i. | ||
Genel | uyruk | vassal i. | ||
Genel | uyruk | tribe i. | ||
Genel | uyruk | subject i. | ||
Genel | uyruk | national s. | ||
Social Sciences | ||||
Sosyal Bilimler | uyruk | gentile i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Military | ||||
Askeri | yabancı uyruk | foreign national i. | ||
The detention of foreign nationals suspected of terrorism is a very serious matter. Terör şüphelisi yabancı uyrukluların gözaltına alınması çok ciddi bir konudur. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | çifte uyruk | dual nationality i. | ||
Genel | uyruk değiştirme belgesi | certificate of naturalization i. | ||
Genel | uyruk değiştirme belgesi | certificate of naturalisation i. | ||
Marine | ||||
Denizcilik | gemi veya uçağın kayıtlı olduğu uyruk | flag i. |