İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | voluntary s. | gönüllü | ||
Besides self-supply within the Union, this is the voluntary and unpaid provision of blood and blood products. Birlik içinde kendi kendine tedarikin yanı sıra bu, kan ve kan ürünlerinin gönüllü ve ücretsiz olarak sağlanmasıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | voluntary s. | gönüllü | ||
Yes, of course you must listen to voluntary blood donors. Evet, elbette gönüllü kan bağışçılarını dinlemelisiniz. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | voluntary s. | gönüllü | ||
This is why voluntary agreements with industry have to be treated with great care. Bu nedenle endüstri ile yapılan gönüllü anlaşmalar büyük bir dikkatle ele alınmalıdır. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | voluntary s. | isteyerek yapılan | ||
General | ||||
Genel | voluntary i. | istemli hareket | ||
Genel | voluntary i. | gönüllü kimse | ||
Genel | voluntary i. | gönüllü yapılan iş | ||
Genel | voluntary i. | gönüllülüğü savunan kimse | ||
Genel | voluntary i. | bir binicinin nedensiz yere düşmesi | ||
Genel | voluntary s. | serbest | ||
Genel | voluntary s. | iradi | ||
Genel | voluntary s. | kendiliğinden yapılan | ||
Genel | voluntary s. | gönüllülerin emek ve bağışlarıyla desteklenen (kurum) | ||
Genel | voluntary s. | özgür iradeli | ||
Genel | voluntary s. | ihtiyari | ||
Genel | voluntary s. | fahri | ||
Genel | voluntary s. | isteğe bağlı | ||
Genel | voluntary s. | hür | ||
Genel | voluntary s. | bile bile yapılan | ||
Genel | voluntary s. | isteyerek yapılan | ||
Genel | voluntary s. | kasıtlı | ||
Genel | voluntary s. | istençli | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | voluntary s. | ihtiyari | ||
Law | ||||
Hukuk | voluntary s. | isteyerek | ||
Hukuk | voluntary s. | ivazsız | ||
Hukuk | voluntary s. | ihtiyari | ||
Hukuk | voluntary s. | karşılıksız | ||
Medical | ||||
Medikal | voluntary i. | volonter | ||
Psychology | ||||
Psikoloji | voluntary s. | istemli | ||
Military | ||||
Askeri | voluntary i. | kendi isteğiyle askere giden kimse | ||
Askeri | voluntary i. | gönüllü asker | ||
Music | ||||
Müzik | voluntary i. | dinsel törende önce veya sonra organistin çoğu kez doğaçlama çaldığı parça | ||
Müzik | voluntary i. | genellikle solo enstrümanla doğaçlama olarak çalınan kısa bir müzik parçası | ||
Ottoman Turkish | ||||
Osmanlıca | voluntary s. | hasbi |