| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | warden i. | gardiyan | ||
|
You were a warden in a prison for ten years. Sen bir hapishanede on yıl boyunca gardiyandın. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | warden i. | bekçi | ||
|
There was only one warden on duty when the riot started. İsyan başladığında görevde sadece bir bekçi vardı. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | warden i. | hapishane müdürü | ||
|
Tom was a prison warden for three years. Tom üç yıldır bir hapishane müdürüydü. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | warden i. | hapishane müdürü | ||
|
It surprises most people to find out that the prison warden is a woman. Hapishane müdürünün bir kadın olduğunu öğrenmek çoğu insanı şaşırtır. More Sentences |
||||
| Genel | warden i. | müdür | ||
|
The warden sent Dan back to solitary confinement. Müdür Dan'ı hücre hapsine geri gönderdi. More Sentences |
||||
| Genel | warden i. | cezaevi müdürü | ||
|
That action convinced the prison warden that Tom was a threat to the rest of the prisoners. Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | warden i. | koruyucu | ||
| General | ||||
| Genel | warden i. | başkan | ||
| Genel | warden i. | rektör | ||
| Genel | warden i. | kolej müdürü | ||
| Genel | warden i. | görevli | ||
| Genel | warden i. | reis | ||
| Genel | warden i. | kale dizdarı | ||
| Genel | warden i. | gardiyan | ||
| Genel | warden i. | memur | ||
| Genel | warden i. | bekçi | ||
| Genel | warden i. | koruyucu | ||
| Genel | warden i. | vasi | ||
| Genel | warden i. | muhaliz | ||
| Genel | warden i. | muhafız | ||
| Law | ||||
| Hukuk | warden i. | infaz koruma memuru | ||
| Geography | ||||
| Coğrafya | warden i. | washington eyaletinde şehir | ||
