yoğunlaşmak - Türkçe İngilizce Sözlük

yoğunlaşmak

"yoğunlaşmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yoğunlaşmak concentrate f.
The dialogue must, however, have a stable technical basis, and that is what we are at present concentrating upon.
Bununla birlikte, diyaloğun sağlam bir teknik temeli olmalıdır ve şu anda üzerinde yoğunlaştığımız konu da budur.

More Sentences
yoğunlaşmak concentrate f.
For us, it is important for the EU to concentrate instead on areas in which it can really do some good.
Bizim için AB'nin bunun yerine gerçekten iyi şeyler yapabileceği alanlara yoğunlaşması önemlidir.

More Sentences
General
yoğunlaşmak intensify f.
This uncertainty and lack of information about enlargement only serves to intensify these negative feelings.
Genişleme konusundaki bu belirsizlik ve bilgi eksikliği sadece bu olumsuz duyguların yoğunlaşmasına hizmet etmektedir.

More Sentences
yoğunlaşmak concentrate on f.
The two topics I have concentrated on today are of crucial importance for us at this time.
Bugün üzerinde yoğunlaştığım iki konu şu anda bizim için hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
yoğunlaşmak condense f.
During this phase, the chromatin condenses into chromosomes, and the nuclear membrane and nucleolus break down.
Bu aşamada kromatin kromozomlar halinde yoğunlaşır ve nükleer membran ve nükleolus parçalanır.

More Sentences
Chemistry
yoğunlaşmak be condensed f.
A cloud is condensed steam.
Bir bulut, yoğunlaşmış subuharıdır.

More Sentences
General
yoğunlaşmak zero in on f.
yoğunlaşmak center f.
yoğunlaşmak densify f.
yoğunlaşmak become intense f.
yoğunlaşmak zoom f.
yoğunlaşmak thicken f.
yoğunlaşmak centre f.
yoğunlaşmak become dense f.
yoğunlaşmak center upon f.
yoğunlaşmak inspissate f.
yoğunlaşmak concentre f.
yoğunlaşmak pack f.
yoğunlaşmak sink f.
yoğunlaşmak strike f.
Phrasals
yoğunlaşmak hot up f.
yoğunlaşmak key in f.
yoğunlaşmak kick up f.
yoğunlaşmak zoom in (on someone or something) f.
yoğunlaşmak pan in (on someone or something) f.
yoğunlaşmak heat up f.
yoğunlaşmak thicken up f.
Idioms
yoğunlaşmak get hot f.
yoğunlaşmak hang heavy f.
yoğunlaşmak lie heavy f.
yoğunlaşmak run high f.
yoğunlaşmak turn the heat up f.
Chemistry
yoğunlaşmak condensate f.
yoğunlaşmak condense f.

"yoğunlaşmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 40 sonuç

Türkçe İngilizce
General
üzerinde yoğunlaşmak centre on f.
The discussion has centred on the allocation formula to be applied.
Tartışma, uygulanacak tahsis formülü üzerinde yoğunlaşmıştır.

More Sentences
branşı doğrultusunda yoğunlaşmak major f.
yoğunlaşmak (yağış) precipitate f.
bir konuya yoğunlaşmak stick to f.
üzerinde yoğunlaşmak centre upon f.
üzerinde yoğunlaşmak centre in f.
yeniden yoğunlaşmak reconcentrate f.
Phrasals
üzerinde yoğunlaşmak bear down i.
(birine veya bir şeye) yoğunlaşmak circle around f.
bir konu üzerinde yoğunlaşmak concentrate upon f.
bir konu üzerinde yoğunlaşmak concentrate on f.
çevresinde yoğunlaşmak centre round f.
çevresinde yoğunlaşmak centre upon f.
çevresinde yoğunlaşmak centre around f.
çevresinde yoğunlaşmak centre on f.
(birine/bir şeye) yoğunlaşmak zoom in (on someone/something) f.
git gide güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up f.
yavaş yavaş güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up f.
fark ettirmeden güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up f.
alttan alta güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up f.
içten içe güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up f.
birine/bir şeye yoğunlaşmak concentrate upon someone or something f.
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak concentrate upon someone or something f.
birine/bir şeye yoğunlaşmak concentrate on someone or something f.
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak concentrate on someone or something f.
birine/bir şeye yoğunlaşmak concentrate on (someone or something) f.
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak concentrate on (someone or something) f.
(biri/bir şey) üzerinde yoğunlaşmak pick on (someone or something) f.
birden yoğunlaşmak flare up f.
Colloquial
üzerinde olmak/çalışmak/yoğunlaşmak be onto f.
Idioms
(meselenin/konunun) derinine/özüne odaklanmak/yoğunlaşmak look beneath the surface f.
tümden/hepten yoğunlaşmak sink one's teeth into something f.
(birinin/bir şeyin)üstünde yoğunlaşmak hang/lie heavy (on somebody/something) f.
bir amaca odaklanmak/yoğunlaşmak/yönelmek have (one's) sights trained on (someone or something) f.
(bir şey) üzerinde yoğunlaşmak keep (one's) mind on (something) f.
(bir şeye) yoğunlaşmak turn up the heat (on someone or something) f.
Technical
(ısıtılan bitkisel yağlar) yoğunlaşmak ve bulanıklaşmak break f.
Traffic
trafik yoğunlaşmak (traffic) grow f.
trafik yoğunlaşmak (traffic) increase f.
Physics
yeniden yoğunlaşmak recondense f.