Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Zoology | ||||
Zooloji | yumurtadan yeni çıkmış | newly hatched s. | ||
The newly hatched baby birds were way too feathery. Yumurtadan yeni çıkmış yavru kuşlar çok tüylü idi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | yumurtadan yeni çıkmış | altricial s. | ||
Technical | ||||
Teknik | yumurtadan yeni çıkmış | altricial s. | ||
Zoology | ||||
Zooloji | yumurtadan yeni çıkmış | recently hatched s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yumurtadan yeni çıkmış civciv | biddy i. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | yumurtadan yeni çıkmış civciv | peeper i. |
Veterinary | ||
Veterinerlik | yumurtadan yeni çıkmış civcivlerde ölümcül bir enfeksiyon | omphalitis i. |
Gastronomy | ||
Mutfak | (ringa) yumurtadan yeni çıkmış yavru balık | sile [dialect] [uk] i. |
Marine Biology | ||
Deniz Biyolojisi | bazı deniz kabuklularının yumurtadan yeni çıkmış larvaları | alima i. |
Deniz Biyolojisi | yeni doğmuş veya yumurtadan yeni çıkmış yavru balık | fry i. |
Deniz Biyolojisi | yumurtadan yeni çıkmış ve genelde kötü durumda olan somon balığı | kelt i. |
Deniz Biyolojisi | yumurtadan yeni çıkmış somon | pink [uk] i. |
Deniz Biyolojisi | yumurtadan yeni çıkmış gölge balığı | pink [uk] i. |
Deniz Biyolojisi | yumurtadan yeni çıkmış balık | seed i. |
Zoology | ||
Zooloji | yumurtadan yeni çıkmış yavru | hatchling i. |
Entomology | ||
Böcek Bilimi | yumurtadan yeni çıkmış örümceklerin kullandığı özel bir ağ | layette i. |
Paleontology | ||
Paleontology | yumurtadan yeni çıkmış dinozor yavrusu | dinosaur hatchling i. |