a vital role - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
a vital role hayati bir rol n.
  • The European Union must play a vital role in rebuilding peace.
  • Avrupa Birliği barışın yeniden inşasında hayati bir rol oynamalıdır.
  • I think that, here, too, Europe has a vital role to play.
  • Bence burada da Avrupa'nın oynayacağı hayati bir rol var.
  • I believe that the EU has a vital role to play in helping to shape China's economic, social and political agenda.
  • AB'nin Çin'in ekonomik, sosyal ve siyasi gündeminin şekillendirilmesinde hayati bir rol oynadığına inanıyorum.
Show More (4)