| 1 |
afterwards |
daha sonra |
adv. |
|
- It would be better to transport the meat afterwards.
- Eti daha sonra nakletmek daha iyi olacaktır.
- One of my colleagues afterwards said that point was a powerful intervention.
- Daha sonra meslektaşlarımdan biri bu noktanın güçlü bir müdahale olduğunu söyledi.
- Let him who sets calamity in motion do the clearing-up afterwards.
- Bırakın felaketi başlatan kişi daha sonra temizleme işini yapsın.
- However, whether my argument was sufficiently convincing was evident from the questions afterwards.
- Bununla birlikte, argümanımın yeterince ikna edici olup olmadığı daha sonra gelen sorulardan anlaşıldı.
- We can read it together afterwards.
- Daha sonra birlikte okuyabiliriz.
- I apologise in advance for not being able to wait for the answer, but I shall read it carefully afterwards.
- Cevabı bekleyemediğim için şimdiden özür dilerim, ancak daha sonra dikkatle okuyacağım.
- There must, moreover, be proper Minutes issued afterwards.
- Ayrıca daha sonra uygun bir Tutanak düzenlenmelidir.
- We will have brought you to the hospital afterwards.
- Daha sonra sizi hastaneye getireceğiz.
- Do you want to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir içki için bize katılmak ister misin?
- We will have brought you to the hospital afterwards.
- Daha sonra seni hastaneye getirmiş olacağız.
- The worst comes afterwards.
- En kötüsü daha sonra gelir.
- I can talk with you afterwards.
- Seninle daha sonra konuşabiliriz.
- Do you plan to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şeyler içmek için bize katılmayı düşünüyor musun?
- Afterwards, the witnesses testified.
- Daha sonra, tanıklar ifade verdi.
- I don't go to the movies alone because I like to talk to someone about the movie afterwards.
- Sinemalara yalnız başıma gitmem çünkü daha sonra film hakkında birisiyle konuşmayı seviyorum.
- I promise you, I will explain everything afterwards.
- Sana söz veriyorum, daha sonra her şeyi açıklayacağım.
- Afterwards, I did not speak with them.
- Daha sonra onlarla konuşmadım.
- We'll talk afterwards.
- Biz daha sonra konuşacağız.
- I promise you, I will explain everything afterwards.
- Size söz veriyorum, daha sonra her şeyi açıklayacağım.
- Afterwards I'm gonna watch a movie with my friends.
- Daha sonra arkadaşlarımla bir film izleyeceğim.
- Afterwards I'm gonna watch a movie with a friend.
- Daha sonra bir arkadaşımla film izleyeceğim.
- Afterwards, the witnesses testified.
- Daha sonra tanıklar ifade verdi.
- What shall we do afterwards?
- Daha sonra ne yapalım?
- Where will we go afterwards?
- Daha sonra nereye gideceğiz?
- I'll explain afterwards.
- Daha sonra açıklarım.
- Until the age of 21, children love their parents; at 25 they judge them, afterwards they forgive them.
- 21 yaşına kadar, çocuklar ebeveynlerini severler; 25 yaşında onları yargılarlar, daha sonra onları bağışlarlar.
- Do you plan to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?
- Afterwards, I did not speak with them.
- Daha sonra, onlarla konuşmadım.
- What happened afterwards?
- Daha sonra ne oldu?
- We'll talk afterwards.
- Daha sonra konuşuruz.
- I can talk with you afterwards.
- Seninle daha sonra konuşabilirim.
- I'll tell you afterwards.
- Daha sonra sana söyleyeceğim.
- Do you want to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şeyler içmek için bize katılmak ister misin?
- You go to school in order to study at university afterwards.
- Daha sonra üniversitede okumak için okula gidiyorsunuz.
- I'll explain afterwards.
- Daha sonra açıklayacağım.
Show More (32)
|
| 2 |
afterwards |
sonra |
adv. |
|
- The Council also made swift progress on this dossier by reaching a common position shortly afterwards.
- Konsey de kısa bir süre sonra ortak bir tutum benimseyerek bu dosya üzerinde hızlı bir ilerleme kaydetmiştir.
- Soon afterwards, the Commission presented its Green Paper on compensation to crime victims.
- Kısa bir süre sonra Komisyon, suç mağdurlarına tazminat ödenmesine ilişkin Yeşil Kitap'ını sundu.
- Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı kapalı tutun.
- Where will we go afterwards?
- Sonra nereye gideceğiz?
- Tom died shortly afterwards.
- Tom kısa bir süre sonra öldü.
- One hour of sleep before midnight is better than two afterwards.
- Gece yarısından önce bir saat uyumak, sonra iki saat uyumaktan iyidir.
- Hey, let's eat some ice cream afterwards.
- Hey, sonra dondurma yiyelim.
- I'll tell you afterwards.
- Sonra anlatırım.
- What shall we do afterwards?
- Sonra ne yapalım?
- Until the age of 21, children love their parents; at 25 they judge them, afterwards they forgive them.
- Çocuklar 21 yaşına kadar ebeveynlerini severler; 25 yaşında onları yargılarlar, sonra affederler.
- The worst comes afterwards.
- En kötüsü sonra gelir.
- We went to Laramie together, but afterwards we parted.
- Laramie'ye birlikte gittik ama sonra ayrıldık.
- What happened afterwards?
- Sonra ne oldu?
- She was fine before lunch, but felt bad afterwards.
- Yemekten önce iyiydi ama sonra kendini kötü hissetti.
- I don't go to the movies alone because I like to talk to someone about the movie afterwards.
- Sinemaya yalnız gitmem çünkü filmden sonra biriyle film hakkında konuşmak isterim.
- He waited until ten and left shortly afterwards.
- Saat ona kadar bekledi ve kısa bir süre sonra ayrıldı.
Show More (13)
|
| 3 |
afterwards |
sonrasında |
adv. |
|
- Industry, however, benefits from competitive sales prices and minimum costs afterwards.
- Ancak sanayi, rekabetçi satış fiyatlarından ve sonrasında minimum maliyetlerden faydalanmaktadır.
- Afterwards, it all becomes far too expensive for everyone, and the costs again include human lives.
- Sonrasında, her şey herkes için çok pahalı hale gelir ve maliyetler yine insan hayatını içerir.
- I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.
- Yemek pişirmekten hoşlanırım ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
- Evimde parti vermek istiyorsan, sonrasında her şeyi temizle ve hiçbir şeyi kırma, yoksa zararı ödersin.
- How did you feel afterwards?
- Sonrasında nasıl hissettin?
- I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.
- Yemek yapmaktan hoşlanıyorum ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum.
- Afterwards, he assumed a new identity.
- Sonrasında, yeni bir kimliğe büründü.
- Refreshments will be served afterwards.
- Sonrasında içecekler servis edilecek.
Show More (5)
|
| 4 |
afterwards |
sonradan |
adv. |
|
- Prevention is better than having to use military means to clear up afterwards.
- Önlem almak, sonradan askeri yöntemlerle temizlemek zorunda kalmaktan iyidir.
- She was fine before lunch, but felt bad afterwards.
- O, öğle yemeğinden önce iyiydi ama sonradan kendini kötü hissetti.
- Refreshments will be served afterwards.
- İkramlar sonradan sunulacak.
- How did you feel afterwards?
- Sonradan nasıl hissettiniz?
- Tom regretted it afterwards.
- Tom sonradan buna pişman oldu.
Show More (2)
|
