|
- Secondly, there is no arguing about matters of taste, and on that we are once more in agreement.
- İkinci olarak, zevk meseleleri hakkında tartışmaya gerek yok ve bu konuda bir kez daha hemfikiriz.
- We have been arguing about Turkey since yesterday.
- Dünden beri Türkiye hakkında tartışıyoruz.
- We argue about amendments that the European public will not understand.
- Avrupa kamuoyunun anlamayacağı değişiklikler hakkında tartışıyoruz.
- Tell me what you're arguing about.
- Bana ne hakkında tartıştığını söyle.
- What are you two arguing about?
- Siz ikiniz ne hakkında tartışıyordunuz?
- What are you two arguing about now?
- Siz ikiniz şimdi ne hakkında tartışıyorsunuz?
- There's no point arguing about what's true and what's false.
- Neyin doğru ve neyin yanlış olduğu hakkında tartışmanın bir anlamı yok.
- They liked to argue about political issues.
- Politik konular hakkında tartışmayı seviyorlardı.
- It's not worth arguing about.
- Hakkında tartışmaya değmez.
- She tends to get carried away when arguing about that matter.
- Bu konu hakkında tartışırken kendini kaptırma eğilimindedir.
- Stop arguing about money.
- Para hakkında tartışmayı bırak.
- Tom and Mary are arguing about something.
- Tom ve Mary bir şey hakkında tartışıyor.
- Tom and Mary are always arguing about money.
- Tom ve Mary her zaman para hakkında tartışırlar.
- They were arguing about money.
- Para hakkında tartışıyorlardı.
- What were they arguing about?
- Ne hakkında tartışıyorlardı?
- Tom and Mary never argue about anything.
- Tom ve Mary hiçbir şey hakkında tartışmazlar.
- Tom and Mary are arguing about something.
- Tom ve Mary bir şey hakkında tartışıyorlar.
- I don't like to argue about politics.
- Politika hakkında tartışmayı sevmiyorum.
- They were arguing about same-sex marriage.
- Onlar eşcinsel evlilik hakkında tartışıyorlardı.
- What are you two arguing about?
- Siz ikiniz ne hakkında tartışıyorsunuz?
- What were you arguing about?
- Ne hakkında tartışıyordunuz?
- They argued about the sentence.
- Cümle hakkında tartıştılar.
- What were they arguing about?
- Onlar ne hakkında tartışıyordu?
- I don't like to argue about politics.
- Ben siyaset hakkında tartışmayı sevmem.
- They are arguing about their share of the property.
- Onlar mülkiyet payları hakkında tartışıyor.
- Sami and Layla argued about her drinking issue.
- Sami ve Layla onun içki sorunu hakkında tartıştılar.
- They were arguing about money.
- Onlar para hakkında tartışıyorlardı.
- They argued about anything and everything.
- Her şey hakkında tartıştılar.
- Sami and Layla argued about her drinking issue.
- Sami ve Leyla, Leyla'nın içki problemi hakkında tartıştı.
- They were arguing about same-sex marriage.
- Eşcinsel evlilik hakkında tartışıyorlardı.
- Tell me what you're arguing about.
- Bana ne hakkında tartıştığınızı söyleyin.
- What were you two arguing about?
- Siz ikiniz ne hakkında tartışıyordunuz?
- They liked to argue about political issues.
- Siyasi konular hakkında tartışmayı seviyorlardı.
- They are always arguing about money.
- Her zaman para hakkında tartışıyorlar.
- What were you arguing about?
- Sen ne hakkında tartışıyordun?
- Tom says he doesn't want to argue about this anymore.
- Tom artık bunun hakkında tartışmak istemiyor.
- There is no point arguing about the matter.
- Mesele hakkında tartışmanın hiçbir anlamı yok.
- What are you arguing about?
- Ne hakkında tartışıyorsun?
- What did they argue about?
- Ne hakkında tartışıyorlardı?
- What were you and Tom arguing about?
- Sen ve Tom ne hakkında tartışıyordunuz?
- Do you want to argue about it?
- Bunun hakkında tartışmak ister misin?
- She tends to get carried away when arguing about that matter.
- O mesele hakkında tartıştıklarında o, coşma eğilimindedir.
Show More (39)
|