|
- It is a cheap form of armchair socialism.
- Bu, koltuk sosyalizminin ucuz bir biçimidir.
- This armchair is comfortable to sit in.
- Bu koltuk oturmak için rahat.
- This armchair is comfortable to sit in.
- Bu koltukta oturmak rahat.
- This armchair is comfortable.
- Bu koltuk rahat.
- Take a seat in the armchair and calm down a while.
- Koltuğa otur ve bir süre sakinleş.
- I sat back in the armchair and opened the book.
- Koltuğa geri oturdum ve kitabı açtım.
- He settled down in his armchair to listen to the music.
- Müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
- Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor.
- The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
- Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.
- Tom was sitting in an armchair.
- Tom bir koltukta oturuyordu.
- Tom sat in a green vinyl armchair and drank beer all day.
- Tom yeşil vinil bir koltukta oturup bütün gün bira içti.
- Othello is sitting with a bottle in a hotel armchair.
- Othello elinde şişeyle bir otel koltuğunda oturuyor.
- Tom settled himself in the armchair.
- Tom koltuğa yerleşti.
- He won't let anybody sit in his armchair.
- Kimsenin koltuğuna oturmasına izin vermez.
- He settled down in his armchair to listen to the music.
- O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
- Take a seat in the armchair and calm down a while.
- Koltuğa otur ve biraz sakinleş.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- Yaşlı sahne kapıcısı Tom Skeleton, hırpalanmış koltuğunda oturmuş, oyuncuların soyunma odalarından taş merdivenlerden çıkışını dinliyordu.
- Tom sat in a green vinyl armchair and drank beer all day.
- Tom yeşil bir vinil koltuğa oturdu ve bütün gün bira içti.
- I don't think this armchair is comfortable.
- Bu koltuğun rahat olduğunu sanmıyorum.
- The cushions on the sofa don't match those on the armchairs.
- Kanepenin üzerindeki minderler koltukların üzerindekilerle uyuşmuyor.
- Othello is sitting with a bottle in a hotel armchair.
- Othello bir otel koltuğunda bir şişe ile oturuyor.
- Tom sat in an armchair, reading a book.
- Tom bir koltuğa oturmuş kitap okuyordu.
- The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
- Hoarders dizisi Amerika'daki koltuk psikolojisinin başlıca nedenlerinden biridir.
- I don't think this armchair is comfortable.
- Bu koltuğun rahat olduğunu düşünmüyorum.
- Tom was snuggled up in an armchair watching TV.
- Tom bir koltuğa kıvrılmış televizyon izliyordu.
Show More (22)
|
