asset - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
asset varlık n.
  • For many companies the Trade mark is their most valuable asset and that is not something we should take lightly.
  • Birçok şirket için Ticari marka en değerli varlıklarıdır ve bu hafife almamız gereken bir şey değildir.
  • In Denmark, there is a concept known as asset stripping.
  • Danimarka'da varlıkların elden çıkarılması olarak bilinen bir kavram vardır.
  • Our greatest asset, however, is the people of Lithuania who, regrettably, have been through too much suffering.
  • Ancak en büyük varlığımız, ne yazık ki çok fazla acı çekmiş olan Litvanya halkıdır.
Show More (4)
asset mal n.
  • Fadil saw Layla as an asset.
  • Fadıl, Leyla'yı bir mal olarak gördü.
Show More (-2)