|
- I was particularly disappointed by the outcome of the Copenhagen Summit on the issues of safety at sea.
- Kopenhag Zirvesi'nin denizde güvenlik konusundaki sonuçları beni özellikle hayal kırıklığına uğrattı.
- We too are aware of the problems and accidents that have recently occurred at sea.
- Biz de son zamanlarda denizde meydana gelen sorunların ve kazaların farkındayız.
- There could have been deaths in this disaster and safety at sea means, above all, men's lives.
- Bu felakette ölümler olabilirdi ve denizde güvenlik her şeyden önce insan hayatı demektir.
- Finally, two brief comments on measures to promote safety at sea and charging for infrastructures.
- Son olarak, denizde güvenliği teşvik etmeye yönelik tedbirler ve altyapılar için ücretlendirme hakkında iki kısa yorum.
- We must continue to do everything possible to safeguard human lives at sea, as we are doing in this document.
- Bu belgede yaptığımız gibi, denizde insan hayatını korumak için mümkün olan her şeyi yapmaya devam etmeliyiz.
- It focuses attention on absolutely essential matters regarding safety at sea.
- Denizde güvenlikle ilgili kesinlikle temel konulara odaklanmaktadır.
- It is essential for Baltic traffic that Russia is included in all these agreements on safety at sea.
- Baltık trafiği için Rusya'nın denizde güvenlikle ilgili tüm bu anlaşmalara dahil edilmesi elzemdir.
- They spent 53 hours at sea in a Force 10 gale in a container surrounded by furniture.
- Etrafı mobilyalarla çevrili bir konteynırda 10 şiddetindeki fırtınada 53 saat boyunca denizde kalmışlardır.
- As regards terrorism, there is one point on which we want something definite, namely the combating of terrorism at sea.
- Terörizmle ilgili olarak, kesin bir şey istediğimiz bir nokta var, o da denizde terörizmle mücadele.
- Since 1999, there have been countless reports on safety at sea.
- 1999 yılından bu yana denizde güvenlik konusunda sayısız rapor hazırlanmıştır.
- It focuses attention on absolutely essential matters regarding safety at sea.
- Dikkatleri denizde güvenlikle ilgili kesinlikle temel konulara odaklamaktadır.
- Safety at sea can be improved if existing international rules are complied with.
- Mevcut uluslararası kurallara uyulduğu takdirde denizde güvenlik artırılabilir.
- When improving safety at sea it is essential that the existing international rules are complied with.
- Denizde güvenliği arttırırken mevcut uluslararası kurallara uyulması esastır.
- Where safety at sea is concerned, it seems appropriate to address the issue at European level.
- Denizde güvenlik söz konusu olduğunda konunun Avrupa düzeyinde ele alınması uygun görünmektedir.
- Here, too, I want to clearly say that no one should accuse the Commission of being against more safety at sea.
- Burada da açıkça söylemek isterim ki hiç kimse Komisyonu denizde daha fazla güvenliğe karşı olmakla suçlamamalıdır.
- To see the wood, which is safety at sea, not the tree, which is the Prestige.
- Prestij olan ağacı değil, denizde güvenlik olan odunu görmek için.
- The Allies were winning at sea.
- Müttefikler denizde kazanıyordu.
- Last year, he spent three months at sea.
- Geçen yıl üç ayını denizde geçirdi.
- She lost her father at sea.
- O, denizde babasını kaybetti.
- They were lost at sea, at the mercy of wind and weather.
- Denizde kayboldular, rüzgârın ve havanın merhametine kaldılar.
- Many a man has lost his life at sea.
- Birçok insan denizde hayatını kaybetti.
- There was a violent storm at sea.
- Denizde şiddetli bir fırtına vardı.
- That stay at sea gave him new energy.
- Denizde kalışı ona yeni bir enerji verdi.
- The crab is an animal that lives at sea.
- Yengeç, denizde yaşayan bir hayvandır.
- He spent three months at sea this past year.
- Geçen yıl üç ayını denizde geçirdi.
- Many men died at sea.
- Birçok erkek denizde öldü.
- Many a man has lost his life at sea.
- Birçok adam denizde hayatını kaybetti.
- Many men died at sea.
- Denizde birçok insan öldü.
- He lost his father at sea.
- O denizde babasını kaybetti.
- The crab is an animal that lives at sea.
- Yengeç denizde yaşayan bir hayvandır.
- The Allies were winning at sea.
- Müttefikler denizde kazanıyorlardı.
- Many men died at sea.
- Birçok adam denizde öldü.
- They took enough provisions for three years at sea.
- Denizde üç yıl yetecek kadar erzak aldılar.
- His parents have worked at sea for many years.
- Ailesi uzun yıllar denizde çalıştı.
- They were lost at sea, at the mercy of wind and weather.
- Onlar rüzgar ve havanın elinde, denizde kayboldular.
- What happens to babies who are born at sea?
- Denizde doğan bebeklere ne olur?
- We thought Mary and Tom were lost at sea but then we saw the distress flare.
- Mary ve Tom'un denizde kaybolduğunu düşündük ama sonra tehlike işaretini gördük.
- We thought Mary and Tom were lost at sea but then we saw the distress flare.
- Mary ve Tom'un denizde kaybolduğunu düşündük ama sonra tehlike işaret fişeğini gördük.
- Many men died at sea.
- Birçok insan denizde öldü.
- The ship is at sea.
- Gemi denizde.
- She lost her father at sea.
- Babasını denizde kaybetti.
Show More (38)
|
